13. Hukuk Dairesi 2013/12720 E. , 2013/25140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, vaginal bölge sol alt kısmında şişlik ve ... nedeni ile 1.11.2008 tarihinde tedavi için Özel ... Tıp Merkezine gittiğini ve Kadın Doğum Uzmanı Op.Dr.... tarafından muayene edildiğini, davalı doktorun şişliğin iltihap olduğunu, enjektör ile şişliğin bir kısmını çektiğini, geri kalanını da yarım anestezi altında ameliyatla alacağını, ancak bu ameliyattan önce bazı ilaçların kullanılmasının gerektiğini söyleyerek kendisini evine gönderdiğini, yeniden rahatsızlanması üzerine acile geldiğinde, rahatsızlığının iltihabın bir kısmının enjektörle çekilmesi sonrası kalan iltihabın tüm vücuda yayılmasından kaynaklandığının tarafına söylendiğini,iltihabın tamamen kurutulmadığından diz kapağında şiddetli ... başladığını ve dizlerini bükemez hale geldiğini, durumu doktoruna bildirmesine rağmen yeterince ilgilenmediğini,davalı doktorun ilgisizliği ve yanlış tedavisi sonucu büyük acılar çektiğini, ızdırap duyduğunu, manevi açıdan büyük üzüntü ve mağduriyet yaşadığını ileri sürerek 25.000 TL.manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporuna göre davalıya kusur atfedilemeyeceğinden bahis ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı doktorunun teşhis ve tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.
Vekil, hastanın zarar görememesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunu gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1 maddesin hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 13 Nisan 2011 tarihli 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda "...Şahşa Özel ... Tıp Merkezinde davalı doktor tarafından konulan tanı ve tedavinin doğru olduğu, ancak verilen antibiotiğin spektrumunun yetersiz olduğu,bartolin kısti aspirasyonundan sonra görülen tablonun (bakteryemi,septik artrit)bu rahatsızlığın beklenebilir bir komplikasyonu olduğu,verilen antibiotiğin spektrumundaki yetersizliğin sonuca etkisinin bilinemeyeceği gözönüne alındığında Op.Dr.Emel Altındağ"a kusur atfedilmediği.." belirtilmiştir. Ancak verilen antibiotiğin spektrumunun yeterli olması halinde ne gibi bir sonuç alınacağı hususu tamamen açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken ..., Üniversitelerin ilgili ana bilim dallarından seçilecek, konularında uzman bilirkişilerden oluşmuş bir kurul aracılığı ile, davalının hukuki konum ve sorumlulukları, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, antibiotiğin spektrumunun yeterli olması durumunda bu sonucun yinede beklenebilir olup olmayacağı,sonucu nasıl etkileyeceği ve bu durum nedeniyle davalı doktora kusur izafe edilip edilmeyeceğini hususlarını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak ve böylece hasıl olacak sonuca uygun karar vermektir. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle davacılar tarafından temyiz olunan mahkeme kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.