3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/15180 Karar No: 2020/1709 Karar Tarihi: 03.02.2020
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/15180 Esas 2020/1709 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararı temyiz edilmiştir. Ancak katılanın adresine yapılan tebligatın usule aykırı olduğu belirlenmiştir. Şikayetçinin hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılmıştır ve vekilinin katılan vekili olarak kabulüne karar verilmiştir. Diğer temyiz sebepleri reddedilmiş ancak kovuşturma aşamasında usulüne uygun duruşmadan haberdar edilmeyen katılanın beyanı tespit edilmeden hüküm kurulması ve tanıkların beyanlarının tespit edilmeden sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1, 21/2, 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddeleri ile 5271 sayılı CMK'nin 260/1 ve 237/2 maddeleri, 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi yer almaktadır.
3. Ceza Dairesi 2019/15180 E. , 2020/1709 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, yokluğunda verilen kararın tebliği için katılanın adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usule aykırı olduğu anlaşılmakla, katılanın vekili aracılığı ile öğrenme üzerine sunduğu 31.03.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Usulüne uygun bir şekilde duruşma davet edilip beyanı alınmayan ve soruşturma aşamasında alınan beyanında şikayetçi olduğunu beyan eden ..."ın hükmü vekili aracılığı ile temyiz ederek kamu davasına katılma iradesini ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında, şikayetçinin 5271 sayılı CMK"nin 260/1. ve 237/2. maddeleri uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılmakla; ..."ın katılan, vekilinin ise katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Kovuşturma aşamasında usulüne uygun duruşmadan haberdar edilmeyen katılan ..."ın beyanı tespit edilmeden hüküm kurulması 2) Olaya ilişkin görgüsü olduğu anlaşılan tanık ... ile ..."ın beyanları tespit edilmeden, sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun BOZULMASINA, 03.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.