6. Hukuk Dairesi 2021/139 E. , 2021/1415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup yüklenici tarafından açılan asıl davada, sözleşme gereği kendisine verilmesi gereken bağımsız bölümlerinin tapusunun iptâli ile tescili, arsa sahibi tarafından açılan birleşen davada ise iskanın alınmaması nedeni ile sözleşmenin feshi, eksikliklerin giderim bedeli ile geç teslim nedeni ile ödenmesi gereken kira bedelinin tahsili talep edilmiş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı-karşı davacı arsa sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı-karşı davacı arsa sahibi vekilininin yerinde bulunmayan aşağı bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; kapatılan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2016 tarihli, 2015/2924 Esas, 2016/1465 Karar sayılı bozma ilâmında; “Taraflar arasında düzenlenen Kartal 12. Noterliğinin 25.02.2008 tarihli ve 9875 yevmiye no.lu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile dairelerin anahtar teslimi olarak arsa sahibine teslim edileceği, inşaatın kazı ruhsatı alındıktan sonra 12 ayda bitirileceği, inşaatın zamanında bitirilmemesi halinde kira bedeli olarak ayda 1.000,00 TL nin yüklenici tarafından arsa sahibine ödeneceği düzenlenmiştir. Sözleşmede iskân şartı öngörülmesine rağmen, yüklenici tarafından iskân ruhsatı alınamamış, dairelerin fiilen teslim edildiği de kanıtlanamamıştır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonrasında bilirkişi kurulunca düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporunda aylık kira bedelinin 450,00 TL olduğu belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Oysa, az yukarıda belirtildiği gibi sözleşmede aylık 1.000,00 TL üzerinden kira tazminatı ödeneceği düzenlenmişken, sözleşme hükmü gözardı edilerek aylık 450,00 TL üzerinden hesaplama yapılması doğru olmamıştır” gerekçesi ile de hüküm bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; aylık 1.000,00 TL üzerinden kira tazminatı, 7.466,66 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece, usuli kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak 7.466,66 TL kira taminatına hükmedilmesi gerekirken 3.360,00 TL kira tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; kira bedelinin 7.466,66 TL üzerinden kabulüne karar verilmesinden ibaret olup hatalı değerlendirme ile usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 11.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.