17. Hukuk Dairesi 2018/6398 E. , 2020/3595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı şirkete sigortalı bulunan işyerinde 18/05/2012 tarihinde yağmur yağması sebebiyle cadde üzerindeki İSKİ"ye ait rogarın tıkanması sonucu pis suların sigortalı halı satış mağazasının tuvalet giderinden geriye teperek dükkanın içerisine yayılması neticesinde sigortalı işyerinde 17.247,00 TL"lik hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin sigortalıya 21.06.2012 tarihinde ödendiğini, olayda davalının tamamen kusurlu olduğunu ileri sürerek sigortalıya ödenen 17.247,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; öncelikle davacı tarafın iddiasının hizmet kusuruna dayandığından davanın İdare mahkemesinde açılması gerektiğini bildirerek görevsizlik itirazında bulunmuş, esas yönünden de davayı kabul etmediğini ve reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, meydana gelen olayda atık su bağlantı hattının bakım ve işletmesinin İSKİ"nin sorumluluğunda olduğu, İdarenin burada hizmet kusuru olup görevli ve yetkili mahkemenin İdari Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28/11/2016 gün ve 2014/8840 Esas 2016/10963 karar sayılı ilamı ile "tacir olan davalı İSKİ Genel Müdürlüğü ile davacı arasındaki davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece 17.247,83 TL"nin 21/06/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, aşırı yağış sebebiyle İSKİ"ye ait rogarın tıkanması sonucu pis suların sigortalı halı satış mağazasının tuvalet giderinden geriye teperek dükkanın içerisine yayıldığını belirterek sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece inşaat mühendisi bilirkişiden alınan raporda "17.247,83 TL hasar bedelinin, sigortalı işyerinin keşfen saptanan kapasitesi, yapılan işin nevi ve kapsamı, dosyasına ibrazlı resim bilgi ve belgeler de dikkate alınarak kadri marufunda olduğu" belirtilmiş, mahkemece rapor hükme esas alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiştir. Anılan rapor hasar bedeli hususunda denetime elverişli olmadığı gibi konusunda uzman olmayan bilirkişice düzenlendiğinden hükme esas alınması isabetli olmamıştır.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
Somut olayda; sigortalıya ait iş yerinin halı mağazası olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili meydana gelen su hasarı neticesinde iş yerindeki halıların ve dekorasyonun(parke) zarara uğradığını ileri sürerek sigortalıya ödeme yapıldığını iddia etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni bir hesaplama yapılmaksızın davacının hasar dosyasında esas aldığı tazminat esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiş, emtianın sovtajı olup olmadığı konusunda değerlendirme yoluna gidilmemiştir. Zarar gören emtianın (halı ürünleri) niteliği dikkate alındığında inşaat mühendisi bilirkişinin -zarar gören dekorasyon hakkında zarar tespiti yapmak konusunda uzmanlığı bulunsa da- zarar gördüğü iddia edilen halı ürünleri hakkında zarar tespiti yapmak konusunda uzmanlığı bulunmadığından anılan raporun bu yönden hükme esas alınması hatalıdır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, zarar gördüğü iddia edilen halılar yönünden konusunda uzman bilirkişiden meydana gelen dahili su hasarı nedeni ile gerçek zararın belirlenmesi, birim fiyatlarının ve emtianın sovtaj değerinin bulunup bulunmadığının tespiti yönünde bilirkişi raporu alınarak davalının sorumluluğuna karar vermekten ibarettir.
3-Zararın, davalının sorumluluğunda bulunan atık su kanalının yetersizliği sebebiyle, aşırı yağış sonrası taşması sonucu meydana geldiği, ayrıca binanın atık su bağlantısının yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde atık su kanalına bağlı olduğu bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki yazılarla sabit olup, binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunup bulunmadığı hükme esas alınan rapordan anlaşılamamaktadır.
Binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunmaması tesis sahibi olan davalının BK 58. maddesi hükmüne göre zarardan sorumluluğuna ilişkin illiyet bağını ortadan kaldırmaz ise de; sigortalının davranışları -binada geri tepmeyi önleyici önlemlerin bulunmaması gibi- zararın artmasına etken olup 818 Sayılı BK 43 ve 44. maddeleri gereği davacının (sigortalının) müterafık kusuru dikkate alınarak tazminattan belirlenecek oranda indirim yapılması mümkün olabilir.
Buna göre; mahkemece yapılacak iş; sigortalı işyerinde davaya konu su basması olayı nedeniyle deşarj yönetmeliği uyarınca binada geri tepmeyi önleyici sistem olup olmadığı belirlendikten sonra, eğer yok ise bulunsa idi zararın hiç veya bu kadar oluşup oluşmayacağının, sigortalının müterafık kusurunun olup olmadığının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermek olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.