Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/14802
Karar No: 2022/851
Karar Tarihi: 08.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/14802 Esas 2022/851 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir kullanım kadastrosu davasında, 126 ada 63 ve 126 ada 66 parsellerinin kadastro tutanağına Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve 6831 sayılı yasa uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiş. Davacı, taşınmazların kendisinin fiili kullanımında olduğunu iddia etmiş ancak mahkeme, hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Karar daha sonra temyiz edilmiş ve 16. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Ancak davacı tarafından karar düzeltme istenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda, davalılar adına ilk kez beyanlar hanesine şerhin verildiği 1999 yılı ile davacının dava açtığı 2010 yılı arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilirken, 1999 yılında yapılan çalışmanın askı ilanına çıkıp çıkmadığı dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Bu nedenle, mahkemece askı ilanının usulüne uygun bir şekilde yapılmış olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ve askı ilanı yapılmadığı halde hak düşürücü sürenin başlamayacağı belirtilmiştir. Kararda, 340
8. Hukuk Dairesi         2021/14802 E.  ,  2022/851 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.04.2021 tarihli ve 2021/2777 Esas, 2021/3765 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Davacı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi,gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 63 parsel sayılı 900,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ...’in kullanımında olduğu şerhi yazılarak; 126 ada 66 parsel sayılı 1.051,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ...’un kullanımında olduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare 2010 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda taşınmazlardaki kullanıcı şerhleri aynen korunmuştur. Davacı ..., dava konusu taşınmazların kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, taşınmazlarda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.04.2021 tarihli ve 2021/2777 Esas 2021/3765 Karar sayılı ilamıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Çekişmeli taşınmazın dosya arasına getirtilen tapu kayıtlarının incelenmesinde; önce 1953 yılında tesis kadastrosunun yapılarak 11 parsel numarasıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, 1998 yılında yenileme kadastrosu sonucunda 126 ada 2 parsel numarasını aldığı, aynı yıl bir kısmının 126 ada 57 ila 76 parsellere ifraz gördüğü ve 1996/4 sayılı genelge uyarınca kullanım kadastrosunun yapılarak ifraz gören bu parsellerden 126 ada 63 parselin ...’in kullanımında olduğu, 126 ada 66 parselin ise ...'un zilyetliğinde olduğunun beyanlar hanesine yazılmak suretiyle ve her iki taşınmazın 6831 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu belirtilerek Hazine adına tespitlerinin yapıldığı ve 2010 yılında yapılan güncelleme ile de bu şerhlerin korunduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı ... tarafından 2006 yılından itibaren kullanımın kendisine ait olduğunu öne sürerek davalılar adına olan kullanıcı şerhinin silinmesi ve kendi adının yazılması istemiyle Kadastro Mahkemesinde açtığı davada verilen görevsizlik kararının temyizi üzerine ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince onanmış, davanın görevsizlikle aktarıldığı Asliye Hukuk Mahkemesince karar düzeltmeye konu ilam ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hem görevsizlik kararının hem de eldeki hükmün temyiz incelemesi sırasında dosyanın Mahkemesine geri çevrilerek güncelleme askı ilan tutanakları istenmiş, gelen cevapların içeriğine göre, 2010 yılında yapılan güncellemenin 17.06.2010 tarihinde askıya çıkarıldığı ve askı ilan süresinde dava açılmayarak kesinleşmesi karşısında eldeki davanın açıldığı 31.12.2010 tarih itibariyle Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Ne var ki; eldeki karar düzeltmeye konu Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28.02.2019 tarihli hükümde davalılar adına ilk kez beyanlar hanesine şerhin verildiği 1999 yılı ile eldeki davanın açıldığı 2010 yılı arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilmekte ise de; 1999 yılında yapılan çalışmanın askı ilanına çıkıp çıkmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi temyiz incelemeleri sırasında geri çevirme ile bu hususa ilişkin kayıt ve belgeler istenilmesine rağmen gelen kayıtların yalnızca güncelleme listelerinin olduğu askı ilanına ilişkin herhangi bir kayıt belgenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece; 1998-1999 yılları arasında 1996/4 sayılı genelge uyarınca yapılan ve davalılar adına kullanıcı şerhlerinin verildiği çalışmanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11. maddesinde öngörülen şekilde usulüne uygun bir askı ilanına çıkarılıp çıkarılmadığının tereddütsüz olarak belirlenmesi, askı ilanı yapılmış ise davacı ...'nin taşınmazı şerh sahibi olan davalılardan aldığı yönünde bir iddiasının bulunmadığına göre şimdi olduğu gibi davasının reddine karar verilmesi, ortada yapılmış bir askı ilanı bulunmaması karşısında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin aynı maddenin 1. fıkrası gereği başlaması mümkün olamayacağından işin esasına girilerek iddia ve savunmalar doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği, yerel mahkeme hükmünün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekirken sehven onandığı anlaşılmıştır.
    SONUÇ: Davacı ... vekilinin yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince kabulüne; ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.04.2021 tarihli ve 2021/2777 Esas, 2021/3765 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılarak Yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 08.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi