17. Hukuk Dairesi 2020/1570 E. , 2020/3594 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki cismani zarardan kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 06/09/2012 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu araca, kaza tarihinde sigorta poliçesi bulunmayan ve dava dışı ... idaresindeki aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını, kaza sonrası davacının vücut genel çalışma gücünden kaybettiğini ve iş göremez durumda kaldığını, dava açılmadan önce davalı tarafından 16.747,00 TL ödeme yapılmışsa da uğradığı zararın tam karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 24/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 119.173,87 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davanın araç maliki ve sürücüsü ..."a ihbarını talep ettiklerini ve davacının başvurusu üzerine ödeme yapıldığını ve sorumluluğun kalmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının %11,3 maluliyetine göre 119.173,87 TL maddi tazminatın 27/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 22/05/2017 gün ve 2015/14694 Esas 2017/5713 karar
sayılı ilamı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek "polis memuru olan davacının çalışamadığı dönemde maaşını almaya devam edeceğinden hükme esas alınan raporda geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu, maluliyet oranı konusunda çelişkilerin gideren rapor alınması gerektiği ve temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerektiği" gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek davanın kısmen kabulü ile 34.112,38 TL sürekli iş göremezlik zararından ibaret maddi tazminatın 27.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, ayrıca bozma kapsamında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından yapılan müracaat neticesinde davalı tarafından yapılan hesap sonucunda 16.747,00 TL işgöremezlik tazminatı dava açılmadan önce 08.11.2013 tarihinde davacıya ödenmiştir.
Hükme esas alınan 20.10.2019 günlü aktüer raporu ile sigortaca yapılan ödemenin mahsubu sonucu davacının zararı güncel maluliyet oranı %3"e göre 34.112,38 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı taraf, davadan önce davalı tarafından ödenen 16.747,00 TL"nin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı ise, davadan önce yapılan ödemenin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre
hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir.
Mahkemenin hükme esas aldığı 20.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda, anılan biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; sadece, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanan bedelden, davalı ödemelerinin güncel değerlerinin düşülmesiyle yetinilmiştir. Rapor bu yönden hükme esas almaya elverişli olmadığından, bu rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.