Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1001 Esas 2013/2725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1001
Karar No: 2013/2725
Karar Tarihi: 25.02.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1001 Esas 2013/2725 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/1001 E.  ,  2013/2725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15/04/2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan müdahalenin önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21/06/2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi ve tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı, bitişik komşusu olan davalının yaptırdığı hatalı tadilat nedeni ile yağmur yağması sonucu çatı ve terasta biriken suların evine zarar verdiğini ileri sürerek davalının evindeki hatalı tadilatın düzeltilmesini ve 5.000,00 TL zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının çatısındaki ve terasındaki tüm suların tahliyesinin kendi taşınmazının tahliye borusuna bağlandığını, kusurunun bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının zararının tamamının sigorta şirketince karşılandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz.
    Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının zarar gördüğü tarih itibariyle gerçek zararı tespit edilmemiştir. Bu
    durumda, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceğinden mahkemece tarafların iddiaları çerçevesinde delilleri toplanıp ehil bilirkişiler vasıtası ile yeniden keşif ve inceleme yapılarak ödeme yapılan sigorta dosyasındaki veriler de göz önüne alınarak davacının uğradığı gerçek zarar miktarı tespit ettirilmeli, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme miktarı da mahsup edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 25.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.