Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4858
Karar No: 2020/5959
Karar Tarihi: 17.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4858 Esas 2020/5959 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/4858 E.  ,  2020/5959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.06.2017 tarih ve 2016/52 E- 2017/553 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin Esastan Reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi"nce verilen 29.11.2018 tarih ve 2017/2230 E- 2018/1864 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi duruşmalı olarak Davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.12.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan protokole göre davalının davacıya 31.03.2015 tarihine kadar 242.560,00 TL ödemesi gerektiğini, ancak davalının bu miktarı davacıya ödemediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının taraflar arasında imzalanan protokole uygun olarak ödeme yapmak istediğini, ancak alacaklının bunu kabul etmeyerek temerrüde düştüğünü savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, bilirkişi raporu da dikkate alınarak davalının, dava konusu 04.04.2014 tarihli protokolde kendisine verilen seçimlik hakkı kullanarak çekle ödemeyi tercih ettiği, buna rağmen davacı alacaklının bu ödemeyi kabul etmeyerek temerrüde düştüğü, dava açıldıktan sonra dava konusu protokolde belirtilen borcun ödendiği, ancak davacının dava tarihinde dava açmakta haklı olmadığı gerekçesiyle davanın ve yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, dava konusu 04.04.2014 tarihli protokolün 3. maddesinde davalı borçlu ...’in 242.560,00 TL tutarındaki borcu gerek nakit gerekse çeklerle 31.03.2015 tarihine kadar davacı alacaklıya ödeyeceğinin düzenlendiği, bu doğrultuda borçlu ...’in 06.04.2015 tarihinde davacı alacaklıya ihtarname göndererek borç tutarı kadar çekleri teslim almasını talep ettiği, davacının ise dava dilekçesinde ve aşamalarda bu çekleri karşılıksız çıkma ihtimaline binaen kabul etmediğini belirttiği, protokolün 3. maddesinde ödemenin çek olarak yapılması durumunda çeklerin karşılıksız çıkmasına ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, sadece 31.03.2015 tarihine kadar çeklerin teslim edilmesi ve keşide tarihlerinin 01.03.2016 tarihini geçmemesi gerektiğinin düzenlendiği, davalı borçlunun protokole uygun olarak hareket ettiği ve ödeme iradesini gösterdiği, davacı alacaklının bu ödemeyi kabul etmeyerek temerrüde düştüğü ve kendi kusuruna dayalı olarak dava açamayacağı, bu nedenle davacının istinaf sebeplerinin reddi gerektiği, davacı alacaklının protokol hükmüne rağmen davalı borçlunun çek ödemesini kabul etmeyerek icra takibine geçmesinin, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığı anlamına geldiği, davalı lehine alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davacının davasının reddine, davacı tarafça başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle İİK’nun 67/2. maddesi gereğince asıl alacağın %20"si oranında (48.512,00 TL) kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve özellikle davacının 31.03.2015 tarihine kadar ileri tarihli çeklerin davacıya teklif edilmediği yönünde bir iddiasının bulunmamasına, davacının çekle ödemeyi kabul etmek zorunda olmadığını, nakit ödeme istediğini iddia etmesine göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdiren 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.12.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY

    Taraflar arasında düzenlenen 04.04.2014 tarihli protokolün 3. maddesi ile "Toplam 242.560,00 TL tutarı borçlu ..."in gerek nakit gerekse kendi adı ve Okyanus Baza adına cirolanmış müşteri çeklerini 31.03.2015 tarihine kadar alacaklı ..."a ödeyeceği", protokolün 5. maddesi ile de "anılan borç miktarının 31.03.2015 tarihine kadar çek ile ya da nakden ödenmemesi durumunda geri kalan borç miktarının tahsili için protokol uyarınca alacağın 05.04.2015 tarihinden itibaren icra takibine konu edileceği" düzenlenmiştir.
    Dosya içeriğinden, seçimlik hak kendisine ait bulunan davalının 31.03.2015 vade tarihinden önce borç tutarı kadar 9 adet çeki davacı alacaklıya vermeyi teklif ettiği, ancak davacı alacaklının ifayı kabul etmediği anlaşılmaktadır.
    Bu halde 6098 sayılı TBK 106. maddesi gereğince alacaklı temerrüdü gerçekleşmiştir.
    Ancak alacaklı temerrüdü gerçekleşmekle birlikte, 31.03.2015 tarihine kadar borç ifa edilmiş değildir.
    Alacaklının temerrüdü nedeniyle borçlunun, 31.03.2015 tarihine kadar TBK 107. maddesi gereğince 9 adet çeki hakimin belirleyeceği tevdi yerine teslim ederek borcundan kurtulması mümkün iken, davalı borçlu gerek 31.03.2015 tarihine kadar gerekse 05.04.2015 tarihine kadar çekleri tevdi mahalline teslim etmediğinden 05.04.2015 takip tarihi itibariyle borç ifa sorumluluğu devam etmektedir.
    Davacı, borcun ödenmemesi ve çeklerin tevdi yerine teslim edilmemesi üzerine protokolün 5. maddesi gereğince haklı olarak icra takibine geçmiş olup, takibe itiraz eden borçlu takip sırasında da çekleri tevdi yerine teslim etmemiştir.
    Borçlu-davalının icra takibine itirazı üzerine 18.05.2015 tarihinde eldeki itirazın iptali davası açılmış, yargılama sırasında 11.03.2016 tarihinde ana para borcu ödenmiştir.
    Yerel mahkemece, ödeme sebebi ile davanın konusu kalmadığı, ancak davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmakta haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
    Taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı lehine 48.512,00 TL kötüniyet tazminatına karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yukarıda da açıklandığı üzere 31.03.2015 tarihi taraflarca borcun ifa edileceği tarih olarak kararlaştırılmış olup, çek ile ifayı kabul etmeyen alacaklının temerrüdü gerçekleşmekle birlikte, borçlu TBK 107. maddesi gereğince 9 adet çeki tevdi mahalline teslim etmediğinden gerek 31.03.2015 tarihi gerekse 05.04.2015 icra takip tarihi itibariyle borcu ifa sorumluluğu devam etmektedir.
    Aleyhine yapılan icra takibine rağmen, davalı borçlu icra takibi aşamasında da borcunu ifa etmediği gibi haksız yere de takibe itiraz etmiş, itirazın iptali davasının yargılaması sırasında ana para borcunu ödemiştir.
    Bu halde ifayı isteyen alacaklı icra takibi yapmakta ve itiraz üzerine dava açmakta haklıdır.
    Mahkemece, davacının dava açmakta haklı olduğunun kabulü ile yargılama giderlerinin, HMK 331. maddesi hükümlerine göre tayini gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken bu yöne ilişkin davacının temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi