13. Hukuk Dairesi 2016/16767 E. , 2019/9971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... ... yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı Banka, davalılardan ...’in 10.4.2006 tarihinde döviz endeksli 330.000 USD tutarında konut kredisi kullandığını, aldığı konut üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiğini, ipotekli konutun kredi ödemeleri devam ederken 16.3.2009 tarihinde davalılardan Özlet’e satılıp devredildiğini, 2011 yılında borcun ödenmesinde temerrüde düşülmesi nedeni ile bu sefer davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını ileri sürerek takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile, takip dosyasında davalının 160.704,46 USD’ ye yönelik itirazının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve davacı Banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı Banka, davalılardan ... tarafından kullanılan konut kredisi nedeni ile ipotek borçluları olduğunu beyan ettiği davalılar hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı takibe itirazın iptalini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş, Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalılardan ... tarafından kullanılan konut kredisi için banka lehine ipotek tesis edildiği, ipotekli konutun ise ödemeler devam ederken davalı ... tarafından diğer davalı ...’e 16.03.2009 tarihinde ipotekli şekilde satılıp devredildiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Davacı banka tarafından temyiz istemine tabi tutulması istenen temel uyuşmazlık, kredi borcundan kaynaklı olarak kredi borçlusu ile ipotekli taşınmazı satın alan diğer davalı ...’in sorumluluğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10/3. maddesine dayanılarak karar verilmiştir. Maddeye göre, tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez. Her ne kadar mahkemece, asıl borçlu ile ipotekli taşınmazın yeni maliki ... aleyhine aynı anda takip yapılması hususu bu madde kapsamında değerlendirilerek davalı ... için yapılan takip geçersiz sayılmış ise de, ipotekli taşınmazın yeni maliki kredi sözleşmesinde kefil konumunda bulunmamaktadır. Tüketici Yasasının bu madde ile kefilin menfaatini koruma amacı güttüğü açıktır. İpotek borçlusu ise kefilden farklı olup, aynî bir borç altına girmiş bulunmaktadır. İpotek borçlusunun bu madde kapsamından yararlanması beklenemez. Hal böyle olunca, mahkemece davalı ...’in ipotek borçlusu olduğunun kabulü ile sonucuna göre hüküm tesisi icap ederken bu davalı yönünden davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı ... ...’nun temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalı ... ...’nun temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacyıa iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.