Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3098
Karar No: 2020/5862
Karar Tarihi: 06.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/3098 Esas 2020/5862 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu mahkeme kararı, bir ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacılar, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini talep etmişlerdir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek taşınmazların satışı yoluyla giderilmesine hükmetmiştir. Ancak, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay da davada taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu ve taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat ile ilgili yeterli delil toplanmadığı gerekçeleriyle kararı bozmuştur.
Kararda, paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde, taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olması halinde, bu konuda davacıların dava açması için uygun bir süre verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, bu konuda ihtilaf bulunması halinde muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak için uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi ya da tarafların muhtesat iddiasını kabul etmeleri durumunda belirlenen yüzdelik oranlar kuralları uyarınca satış bedeli paydaşlar arasında dağıtılmalıdır.
Kararda ayrıca, dava konusu taşınmazların bulunduğ
14. Hukuk Dairesi         2020/3098 E.  ,  2020/5862 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/05/2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/11/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, dava konusu 230, 405, 406, 548 ve 821 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalı davayı kabul etmiş; bir kısım davalı davanın reddini savunmuş; davalı ..., dava konusu 821 parsel sayılı taşınmazda ev, duvar ve ağaçlarının olduğunu beyan ederek; davalı ... ise, dava konusu 406 parsel sayılı taşınmazda ağaçları olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05.04.2017 tarih, 2015/10319 Esas, 2017/2779 Karar sayılı ilamı ile, “Somut olaya gelince; davalı ... temyiz dilekçesinde, ..."ın mirasçısı olduğunu, ..."ın mirasçılarının usulüne uygun davaya dahil edilmediğini, tebligatların ehil olmayan ..."a yapıldığını, temyiz dilekçesi ekinde sunulan 08.12.2011 tarihli ... Devlet Hastanesince düzenlenmiş doktor raporuna göre ..."ın şizofreni hastası olduğunu ileri sürdüğünden, mahkemece bu husus gözetilerek adı geçen davalının hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı ile vasi tayini gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre de ..."a, kendi adına ve diğer davalılar adına yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı üstünde durularak taraf teşkili sağlanmalıdır. Diğer taraftan dava konusu taşınmazların kayıt malikleri, ..."ın yargılama sırasında 11.12.2012 tarihinde, ..."ın 29.05.2010 tarihinde, ..."ın 22.09.2012 tarihinde, ..."ın 19.07.2011 tarihinde, ..."ın 13.12.2011 tarihinde; yine ..."ın yargılamadan sonra 03.01.2014 tarihinde, ..."in 17.05.2013 tarihinde öldüğü, bu kişilerin mirasçılık belgelerinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, adı geçen tapu kayıt maliklerinin mirasçılık belgelerini dosyaya sunarak mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması için davacı vekiline süre verilmesi gerekmektedir. Öte yandan dava dilekçesinde ... mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesine rağmen, anılan kayıt malikinin mirasçılık belgesinin dosyada mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Yine dosya kapsamından, davacıların, tapu kayıt maliki ..."ın mirasçıları olduğu düşünülmekte ise de mirasçılık durumunun denetlenebileceği mirasçılık belgesi dosya içerisinde bulunmamakla; bahsedilen ölü kayıt malikleri ... ve ..."ın mirasçılık belgelerinin sunulması ve davada taraf olarak gösterilmeyen mirasçıları olması halinde bu kişilerin de davaya dahil edilmesi için davacı vekiline süre verilmedir. Yukarıda belirtildiği üzere taraf teşkili sağlanıp, tarafların iddia, savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Somut olaya gelince; davalı ... tarafından dava konusu 821 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlarda hak sahibi olduğu ileri sürülmüş olmasına rağmen yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca mahkemece, tarafların bu hususta ittifak edip etmedikleri üzerinde durulmamış, ittifak etmiyorlarsa bu konuda davalıya dava açmak üzere süre verilmemiştir.
    Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhtesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanların tespit edilmesi, muhtesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhtesat iddiasında bulunan davalılara muhtesatın aidiyeti konusunda dava açmak için uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhtesat iddiasını kabul etmesi veya muhtesatın aidiyeti davası açılıp da muhtesatın davalılara aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Öte yandan, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a bendi gereğince yenileme çalışması yapıldığı ve taşınmazlara yeni parsel numaraları verildiği, yenileme çalışmasının 15.11.2013 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşıldığından mahkemece, oluşan yeni parsel numaraları üzerinden karar verilmesi gerekirken işlerliğini yitiren parseller üzerinden karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının iadesine, 06.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi