Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/802
Karar No: 2012/4712
Karar Tarihi: 22.03.2012

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/802 Esas 2012/4712 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmazın satış bedelinin belirlenmesi konusunda tereddütler oluşmuştur. Mahkeme, satış sonrası ortaya çıkacak bedelin muhdesatın bedelinin tüm taşınmazın bedeline oranlanmasıyla oluşacak oran üzerinden belirlenen bedelin davacıya ödenmesine, zeminin bedelinin tüm taşınmaz bedeline oranlanmasıyla oluşacak oran üzerinden belirlenen bedelin davacı ve davalının tapudaki pay oranlarına göre davacı ve davalıya ödenmesine hükmetmiştir. Ancak bu karar yanlıştır çünkü belirtilen yöntemlerle satış bedelinin hesaplanması, infazda tereddüt oluşturacaktır. Ayrıca, satış bedeli üzerinden binde %9,9 harç alınması gerektiği de hatırlatılmıştır. Karar, HUMK'nun 428. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak da 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın mükerrer 138. maddesi, 31.12.2009 tarihli Harçlar Yasası'nın Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam harcı bölümü belirtilmiştir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2012/802 E.  ,  2012/4712 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece satış kararı verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Olayımızda, dava konusu taşınmaz üzerindeki samanlığın davacıya ait olduğu konusunda taraflar arasında ittifak vardır. Mahkemece yukarıda öngörülen esaslar dâhilinde oran kurulması ve açıkça oran belirtilmek suretiyle satış bedelinden muhdesata düşen oranın davacıya, geriye kalan bedelin ise tapu kaydındaki hisseleri oranında taraflara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde "satış sonrası ortaya çıkacak olan bedelin muhdesatın bedelinin tüm taşınmazın bedeline oranlanması ile oluşacak oran üzerinden belirlenen bedelin davacı ..."a ödenmesine, satış sonrası ortaya çıkacak olan bedelin zeminin bedelinin tüm taşınmaz bedeline oranlanması ile oluşacak oran üzerinden belirlenen bedelin davacı ve davalının tapudaki pay oranlarına göre davacı ve davalıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın mükerrer 138. maddesinin sonuna eklenen fıkra gereğince 31.12.2009 günlü resmi gazetede yayınlanan Harçlar Yasası’nın Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam harcı bölümünde belirtildiği gibi taşınmazın satış bedeli üzerinden hüküm tarihi itibariyle (binde) %09,9 harç alınması gerekeceği gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
    Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.’nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi