Esas No: 2020/5094
Karar No: 2021/1118
Karar Tarihi: 11.03.2021
Danıştay 10. Daire 2020/5094 Esas 2021/1118 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5094
Karar No : 2021/1118
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Makine Yedek Parça Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : Davacı tarafından davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…,K:… sayılı kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu sonucunda kesin olarak verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteminin, kesin karar hakkında olması nedeniyle reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…., K:…, Temyiz No:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, İstanbul İli, Kartal İlçesinde faaliyette bulunan işyerinin ruhsatının bulunmadığı gerekçesiyle mühürlenmesinden sonra, mührün kaldırılması neticesinde söz konusu işyerinin içinde bulunan davacıya ait eşyaların üçüncü kişilere verilmesi nedeniyle zarara uğranıldığı ve söz konusu zararın meydana gelmesinde idarenin kusuru bulunduğu iddia edilerek, uğranılan zarara karşılık 30.000,00-TL tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya ait işyerinin mühürlenmesine yönelik işlemlerin davacı şirket adına tesis edildiği, davacı şirket tarafından mührün kaldırılmasına yönelik (ruhsat alınması yada işyerinin boşaltılmak istenilmesi gerekçeleriyle) herhangi bir başvuru yapılmadığı halde ve davacı şirketin bilgisi ve haberi olmaksızın, dava dışı Şah İsmail Eğin vekili vasıtasıyla yapılan başvuruya istinaden, başvuruyu yapan kişinin, mühürleme işleminin muhatabı olup olmadığı ve mührün kaldırılmasını isteme konusunda yetkisinin bulunup bulunmadığı yönünde herhangibir inceleme ve araştırma yapılmaksızın başvurunun yapıldığı gün içerisinde mührün kaldırılmasına karar verilerek, aynı gün içerisinde mührün kaldırılması nedeniyle, davalı idarenin, işyeriyle birlikte işyerinde bulunan davacıya ait makinelerin de yetkisiz kişilere teslimine sebep olduğu ve yetkisiz kişilere davacıya ait makinelerin satılması nedeniyle, davalı idarenin, zararın meydana gelmesinde %50 oranında kusurunun bulunduğu ve bu zararın giderilmesinde müştereken ve müteselsilen değil, belirlenen kusur oranında ve sorumlu olduğu kısım yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla sorumlu olduğu, davacı tarafından talep edilen tazminat için olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, dosya içerisinde, dava açılmadan önce idareye yapılmış bir başvuruya ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, davanın görevsiz … Asliye Hukuk Mahkemesi'nde (… esas) 10.000,00-TL üzerinden açıldığı 06/06/2008 tarihinin ve ıslah harcının yatırıldığı 20/12/2013 tarihinin (davanın kısmen açılmış olması nedeniyle) faiz başlangıcı olarak belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davacının talebinin (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) 15.000,00 TL'lik kısmı yönünden davanın kabulüne, söz konusu miktarın, ilk dava tarihi olan 06/06/2008 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davacının talebinin 15.000,00 TL'lik kısım yönünden ise davanın reddine, karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi'nce; zararın meydana gelmesinde davalı idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunun irdelenmesi gerektiğinden zarara sebep olduğu ileri sürülen idari işlemde (mühür açma işlemi) hizmet kusuru olup olmadığı, olmuş ise bu hizmet kusuru ile doğan zarar arasında illiyet bağı olup olmadığının tespit edilmesi açısından davacının işyerinde bulunan eşyaların çıkartılıp 3. kişilere verilmesi eyleminde bulunanlarla ilgili savcılığa şikayet dilekçesi verdiği, söz konusu dilekçede olayı ayrıntılı anlattığı, 20/12/2005 tarihinde kapı kilidinin kırılarak girildiğini, komşuların haber vermesi üzerine suç üstü yapıldığını, polise haber verildiğini, şikayetçi olunduğunu, karakola gittiklerini ancak kişilerin serbest bırakıldığını, sonrasında 04/01/2006 tarihinde tekrar gelerek eşyaları yükleyip götürdüklerini iddia ettiği, savcılık tarafından hazırlanan iddianame ile şüpheliler …, …. ve … hakkında suç eşyasınının satın alınması veya kabul edilmesi suçlamasıyla … Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, suç tarihi olarak 04/01/2006 yazıldığı, yapılan yargılama sonucunda ise beraat kararı verildiği, davacıya ait işyerinin mührünün kaldırılması işlemi 01/09/2005 tarihli tutanak ile tesis edilmiş olup mührün kaldırılmasından yaklaşık 4 ay sonra eşyaların dışarı çıkartılmasına 20/12/2005 tarihinde teşebbüs edilmesi üzerine olaydan haberdar olarak şikayetçi olduğu anlaşılmakla birlikte davacının mührün kaldırıldığından en geç bu tarihte haberdar olduğu açık olup, bu aşamadan sonra işyerinin mührünün kendisinden habersiz açıldığını ve bu nedenle zararın meydana geldiğini ileri süremeyeceği çünkü işyerinin güvenliğinden kendisinin sorumlu olduğu, işyerinden eşyaların alınması eyleminin failleri belli olup zararının onlardan talep edilmesi gerektiği, nitekim adli yargıda açılan dava neticesinde bu yönde karar verildiği, olayda idarenin işlemi ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı açık olup söz konusu zarardan idarenin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin reddine, davalı istinaf talebinin kabulü ile ... İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine 2577 sayılı Kanun'un 45/6. maddesi ve 46. maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiştir.
Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine ise temyiz incelemesine konu … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 48/6. maddesi uyarınca, kesin karara karşı yapılan temyiz istemi Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere reddedilmiştir
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin zararın yarısından sorumlu olduğuna yönelik kusur tespitinin yerinde olmadığı, idarenin zararın tamamından sorumlu olduğu, Mahkeme tarafından kusur tespitinin yapılmasının hatalı olduğu, dosyanın bilirkişiye gönderilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinde, 6545 sayılı Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanun'un anılan Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları (20/07/2016) tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı; aynı Kanun'un "İstinaf" başlıklı 45. maddesinin 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu ve "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararlara karşı Danıştayda temyiz isteminde bulunulabileceği, kurala bağlanmıştır.
Öte yandan; 2577 sayılı Kanun'un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili merciin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinde ise, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın kararı hukuka uygun bulursa onayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvuruları sonucunda verilen kesin karara karşı yapılan temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 11/03/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.