23. Hukuk Dairesi 2016/4480 E. , 2018/71 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğine dayalı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, dava dışı konut tahsis edilmeyen ortağın açtığı tazminat davası nedeniyle ödenmesi gereken borcun temini için ortaklara tasfiye memuru kararıyla ödeme yükümü getirildiğini, davalı ortağın payına düşen ödemeyi yapmadığını ileri sürerek, 3.216,59 TL"nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 1996 yılında ortaklıktan istifa ettiğini, dava konusu borçtan yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatif yönetim kurulunun 15.05.1996 tarihli kararı ile davalının istifasının kabul edildiği ve kooperatifle ilişkisinin kesildiği, kooperatif borcundan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, tasfiye halindeki davacı kooperatifin tasfiye memurunca alınan karar gereği getirilen ödeme yükümünün, istifa eden ortaktan tahsili istemine ilişkindir.
Tasfiye sürecine girmiş bir kooperatifin üyeliğinden istifa eden ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81/2. ve anasözleşmenin 85/son madde hükümleri uyarınca, konutunu istifa nedeniyle geri verme yükümlülüğünde değil ise de, daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarından sorumlu olduğu gibi, esasen istifadan önce doğan tasfiye giderlerinden de zaten sorumludur. Ancak, kooperatif ortağından parasal taleplerde bulunulabilmesi için, bu yönde alınmış bir genel kurul kararı bulunması gerekir.
Somut olayda, genel kurul kararı alamayan ve borçları varlığından fazla olan kooperatifin tasfiye memurunun 6335 sayılı Kanun"un geçici 7/6-b maddesi uyarınca işlem yaparak, durumu derhal alacaklılara bildirmesi ve 3 ay içerisinde iflas için mahkemeye müracaat etmemeleri halinde kaydın silineceğini ihtar etmesi gerekirken, alacak ihdas ederek ortaklardan talep etmesi doğru değildir. Davanın işbu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün gerekçesi DEĞİŞTİRİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.