3. Hukuk Dairesi 2012/20997 E. , 2012/25471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde; tapu iptali ve tescil, ıslahla 160.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davalılara karşı açılan ve alacak davası olarak ıslah edilen davanın zamanaşımı nedeni ile reddine; ihbar olunan-dahili davalı yönünden de davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili, 20.03.2008 tarihli dilekçesiyle; davalıların, dava konusu taşınmazı (kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapılmakta olan bir adet dubleks evi) 4750 TL" ye, müvekkilllerinin murisi ... "a satış vaadi sözleşmesi ile satıp, satış bedelini tahsil ettiklerini; ancak, satın alınan ve davalılar adına kat irtifakı kurulan dubleks evin tapusunu davacılara devir etmediklerini; bu nedenle, sebepsiz zenginleştiklerini iddia ederek; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.14.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de; inşaat ruhsatının 5 yıllık sürenin dolması nedeniyle, hükümsüz hale geldiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazın değerinin (160.000 TL"nin) davalılardan yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.Davalılar, davacının dayandığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresini doldurduğunu savunarak; davanın zamanaşımı yönünden reddini istemişlerdir.Mahmekece; "... Davacı (ıslah yolu ile) sözleşme hukuki ilişkisine dayanarak talepte bulumuştur. Bu itibarla, davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır. BK"nun 125. Maddesi gereğince aksine yasada hüküm bulunmayan hallerde her türlü sözleşmeden kaynaklanan davalar 10 yıllık zamanaşımına tabiidir. Dosya arasında bulunan ... Belediye Başkanlığının yazısına göre inşaat ruhsatı 30.7.1991 tarihinde verilmiş ve 5 yıl sonra 30.7.1996 tarihinde süresinin dolduğu ve bu tarihten önce yenilenmediği, yanlar arasındaki sözleşmenin ise bu tarihten sonra olması nedeniyle zamanaşımı başlangıcının da sözleşme tarihi olacağı sonucuna varılmakla, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. Gerekçesiyle" davalılara karşı açılan ve alacak davası olarak ıslah edilen davanın, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından sürüsinde temyiz edilmiştir.Davada; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan evin, tapusunun verilmemesi nedeniyle, alacak talep edilmektedir. Mahkemece; alacağın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine dayanması nedeniyle, 10 yıllık zamanaşımına tabii bulunduğu hususundaki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, zamanaşımı süresinin hesabında, sözleşme tarihi ile ıslah tarihi arasındaki sürenin nazara alındığı anlaşılmaktadır.Davacı, tapu iptali ve tescil davası olarak açtığı davayı, ıslah ederek alacağa dönüştürmüştür. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılmasını gerektirir. Ancak, ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan, zamanaşımı ve hak düşürücü süre, ilk davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilir.Hal böyle olunca, Mahkemece; davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde, ıslah olunan davanın ilk dava gününde açılmış sayılacağı ve zamanaşımı süresinin de bu tarihte (ilk dava tarihinde) kesilmiş olacağı gözetilmeli, buna göre inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır.
Somut olayda, ilk dava tarihi 20.03.2008 olup, satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihe (31.08.1998) göre; 10 yıllık süre geçmemiştir.Mahkemece; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.