20. Hukuk Dairesi 2013/463 E. , 2013/5205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15/05/2012 gün ve 2012/1449 - 7400 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar ... ve ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastroda .... Köyü 180 ada 4 ve .... Köyü 249 ada 8 sayılı parseller, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/81 Esasına kayıtlı dosyada dava konusu edildiğinden söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle düzenlenmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/81 Esasına kayıtlı dava dosyasında davacı Hazine, 18.11.2008 tarihinde ... Köyü, ... Mevkinde bulunan sınırlarını tarif ettiği taşınmaz için, .... ve ... tarafından Medenî Kanunun 713. maddesine göre tescili istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/8 Esas ve 2005/34 Karar sayılı kararının 27/03/2007 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmış; davacılar ... ve ..."ın 23.09.2008 tarihinde sınırlarını bildirdiği, .... Köyü, ....Mevkiindeki iki parça taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesine göre adlarına tescili istemiyle açtığı dava birleştirildikten sonra, çekişmeli yer için Yeşilçeşme Köyü, 180 ada 4 ve ... Köyü, 249 ada 8 parsel sayısıyla tutanak düzenlendiğinden söz edilerek, 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri gereğince malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenmiştir. Dava dosyaları ile tutanak asılları birleştirildikten sonra, kadastro mahkemesinin 28.10.2010 gün ve 2009/10 - 63 sayılı, dava konusu taşınmazlar için .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/8 Esasında açılan tescil davasının reddine ilişkin kararının kesinleştiği 27/03/2007 tarihinden sonra, zilyetlikle edinme koşullarının davacı gerçek kişiler yararına oluşmadığı gerekçesiyle, davacılar ... ile ...’ın açtıkları davanın reddine, davacı Hazinenin açtığı davanın kabulüne, çekişmeli 180 ada 4 ile 249 ada 8 parsel sayılı parsellerin tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin kararı davacılar ... ve ..."ın temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.05.2012 gün ve 2012/1449 - 7400 sayılı kararı ile “dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre" ONANMIŞ,
Bu kez, davacılar ... ve ... yararlarına zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluştuğu halde, davasının reddine kara verilmesinin doğru olmadığı iddiasıyla, Daire onama kararının düzeltilerek kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Mahkemece, çekişmeli yer için ... ve ... tarafından bu yer için açılan davanın reddine ilişkin karar nedeniyle, çekişmeli parsellerin nizasız zilyet edildiğinin söylenemeyeceği gerekçesiyle, ... ve ..."ın davalarının reddine karar verilmiş ise de;
Raşit Korkmaz ve ... tarafından açılan tescil davasına ilişkin 2000/8 Esasa kayıtlı dava dosyasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazların, atalarından intikal ile Raşit Korkmaz ve ... tarafından 20 yıldan fazla süreyle zilyet edildiğini bildirmişler; ziraat uzmanı bilirkişi ise, taşınmazların toprak derinliğinin yeterli olmadığı, bu nedenle, 20 yıldan fazla süreyle tarım alanı olarak kullanılmadığını bildirmiştir. Raşit Korkmaz ve ..."ın davasının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/8 Esas ve 2005/34 Karar sayılı 27/03/2007 tarihinde kesinleşen kararı davada taraf olmayan davacılar ... ve ... yönünden kesin hüküm oluşturmadığı gibi, aralarında halefiyet ilişkisi bulunduğu iddia edilmediğine ve böyle bir ilişki ispat edilmediğine göre, davacılar ... ve ... için nizâ olarak da kabul edilemez.
Diğer taraftan, hükme dayanak yapılan teknik bilirkişi raporlarında çekişmeli parsellerin kadimden beri tarım alanı olarak kullanıldığı bildirilmiştir. Davacılar ... ve ... tanıkları, çekişmeli parsellerin 20 yıldan fazla süreyle malik sıfatıyla ve iyi niyetle zilyet edildiğini söylemişler, bu taşınmazların daha önce tescil davası açan ... ve ... ile ilgisi olup olmadığı ya da bu kişilerin davacılar ... ve .... ile ilgileri bulunup bulunmadığı yönünde açıklama yapmamışlardır. Bu çelişkiler ve yetersizlikler üzerinde durulmadan hüküm kurulması doğru değildir. Diğer taraftan, çekişmeli parsellerin imar ve ihya edilip edilmediği, ne kadar süreyle kimin tarafından zilyet edildiği, zilyetliğin şekli ve süresi konusunda yerel bilirkişi ve tanık beyanları yeterli olmadığı gibi, zilyetliğin başlangıcı şekli ve süresi konusundaki teknik bilirkişi raporlarında yetersizdir.
O halde; mahkemece, ... ve ... ile .... ve ..."ın usul ve fürunu gösteren nüfus kayıtlarının getirtilmesi, çekişmeli parsellerin bulunduğu yere ilişkin en eski tarihte ve dava tarihine en yakın zamanda üretilmiş memleket haritaları ve hava fotoğraflarının ilgili yönetimlerden getirtilmesi, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/8 Esas ve 2005/34 Karar sayılı dosyasında yerel bilirkişi ve tanık olarak dinlenen kişiler ile somut olayda yerel bilirkişi ve tanıkların katılımı sağlanarak, önceki bilirkişiler dışında, bir orman mühendisi, üç ziraat uzmanı ve bir harita mühendisi bilirkişiden oluşturulacak kurul ile yeniden yapılacak keşifte, getirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritalarının uzman bilirkişiler vasıtasıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, var ise hangi tarihte başlayıp tamamlandığının belirlenmesi, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemiş ise dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınması, her iki dosyada yerel bilirkişi ve tanık olarak dinlenen kişilerin, çekişmeli parsellerin
imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi, ne kadar süreyle kimin tarafından zilyet edildiği, bu zilyetliğin taşınmazların ekonomik amaca uygun olup olmadığı, davacılar ... ve ... ile dahili davalılar... ve ..."ın bir birleri ile ilgileri olup olmadığı, birbirlerinin ardılı ya da bayii veya murisi olup olmadıkları hususlarında somut olaylara dayalı bilgilerinin sorulması, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, varsa murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığının saptanması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle davanın reddine ilişkin, yerel mahkemenin 28.10.2010 gün ve 2009/10-63 sayılı kararı usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi, bu kararın onanmasına ilişkin daire kararı da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar Mehmet Salim Özcan ve ..."ın karar düzeltme isteminin KABULÜ ile Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.05.2012 gün ve 2012/1449 - 7400 sayılı onama kararının KALDIRILARAK, yerel mahkemenin 28.10.2010 gün ve 2009/10-63 sayılı kararının BOZULMASINA, alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istek halinde iadesine 07.05.2013 günü oy birliği ile karar verildi.