20. Hukuk Dairesi 2013/466 E. , 2013/5204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 07/11/2012 gün ve 2012/12038 - 12203 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... ve davalı Hazine tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 09.03.2007 günlü dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği .... Mevkinde bulunan taşınmazın, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemenin davanın kabulüne, bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 12412,11 m² ile (C) ile gösterilen 14112,54 m² yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tapuya tesciline, (B) ile gösterilen 12.543,87 m² yüzölçümündeki taşınmaz kamulaştırılmakla, tesciline karar verilemeyeceği, ancak; kamulaştırma tarihine kadar davacı kişi yararına kazanma süre ve koşullarının gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davacının mülkiyetinin tespitine ilişkin 12.06.2008 gün ve 2007/77-217sayılı kararı Hazine temyizi üzerine;
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.09.2010 gün ve 2010/10157-11097 sayılı kararı ile “ her nekadar dava konusu alan kesinleşen orman tahditi dışında bırakılmışsa da 1969 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazın ve kuzey kısımlarının Küçük Boğaz Gölü olarak 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereği tescil dışı bırakıldığı, bu nedenle 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereğince tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi yerlerin tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan bu yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, 5637 sayılı Kanunun 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkındaki Kanunun 1. maddesi;” gereğince belediye hudutları dışında olup Devletin hüküm ve tasarrufu altında sahipsiz bulunan bataklık ve bataklık mahiyetinde göl ve su birikintileri herhangi bir suretle kurutulduğu takdirde, bu kurutmadan hasıl olan arazi, kanundaki hükümlere göre kurutanlar namına tescil olunacağı, ancak; bu kapsamda davacı yararına herhangi bir tahsis bulunmadığı gibi Dairenin 08.04.2010 günlü iade kararı üzerine orman bilirkişi Ahmet Karataş ile kadastro bilirkişisi .... tarafından dosyaya sunulan 07.07.2010 günlü rapora göre çekişmeli yerin 1959 tarihli memleket haritasında da göl kenarı yapraklı ağaç rumuzu bulunan yeşil renkli ormanlık alanda görüldüğü, öncesi orman olan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği ve bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılmasının da mümkün bulunmadığı gözönünde bulundurularak mahkemece davasının reddine karar verilmesi “ gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemenin bozmaya uyarak verdiği davanın reddine ilişkin 15.09.2011 gün ve 2011/208-325 sayılı kararı, davacı ve davalı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.11.2012 gün ve 2012/12038-12203 sayılı kararı ile diğer temyiz itirazları red edilip, davada taraf olmayan Orman Yönetimine avukatlık ücreti taktir edilmesi nedeniyle, hüküm bu bölüm yönünden düzeltilerek onanmış, bu kez davacı ...; çekişmeli taşınmazın eski tarihli haritada göl kenarı yapraklı ağaç sembollü alanda işaretlendiğinin doğru olmadığı, aslında sebzelik
olarak gösterilen alanda yer aldığı, bu nedenle kararı doğru olmadığı gibi, Hazine yararına avukatlık ücretinin maktu hükmedilmesi gerekirken, nisbi hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla; Hazine ise, parselin Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, nisbi verilmesinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla, Daire onama kararının düzeltilerek mahkeme kararını bozulmasını istemişlerdir.
1) Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürüldüğü gibi, Daire kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğundan, davacı gerçek kişinin aşağıdaki ikinci benden kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Orman Yönetimi davada taraf olmadığı halde, mahkemece, Orman Yönetimi lehine de vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmayıp, davalı gerçek kişinin temyiz itirazı ve karar düzeltme istemi bu nedenle yerin olup, Orman Yönetimine vekalet ücreti taktirine ilişkin kanunî olmayan yerel mahkeme hükmünün bozulması gereklidir.
3) Hazinenin karar düzeltme istemine gelince; Hazine tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın Hazine adına tapuya tescilini istedikleri halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği iddiasıyla, daire düzelterek onama kararının kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Çekişmeli taşınmaz yörede 1969 yılında yapılan genel kadastroda tapulama dışı bırakıldığı daha sonra davacı tarafından tarım alanı olarak kullanıldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Çekişmeli taşınmazın göl yatağı olması nedeniyle Bataklıkların Kurutulmasına ilişkin 5516 sayılı Kanun gereğince bir tahsisi ve imar ihya faaliyeti bulunmadığı bu nedenle davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı yönündeki Daire bozma kararı, mahkemece de hükmüne uyulmak suretiyle kesinleşmiştir. Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince davalıların ve itiraz edenlerin aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilecekleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297/2. maddesi hükmüne göre de, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği gözetilerek, Hazinenin tescil istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istem hakkında hüküm kurulmaması usûl ve kanuna aykırı olup, Dairenin onama kararı bu nedenle de yerinde değildir.
Diğer taraftan Orman Yönetimi davada taraf olmayıp, taraf olmayan yönetim yararına avukatlık ücretine karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin aşağıdaki üçüncü bendin kapsamı dışındaki kalan ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan sair karar düzeltme nedenleri ve isteminin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 219.00.- TL. para cezası ile Harçlar Kanunu uyarınca 50.45.- TL. ret harcının düzeltme isteyenden alınmasına
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin karar düzeltme isteminin kabulü ile davada taraf olmayan Orman Yönetimi yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin hükmün BOZULMASINA,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin KARAR DÜZELTME İSTEMİNİN KABULÜ ile aynı nedenlerle yerel mahkemenin 15.09.2011 gün ve 2011/208-325 sayılı Hazinenin tescil istemi hakkında karar vermeme şeklindeki hükmünün BOZULMASINA, 07/05/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.