19. Hukuk Dairesi 2018/1619 E. , 2020/704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonucunda Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına ilişkin kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının ticaret yapmayı düşündüğü davalı şirketin talebi üzerine ve yapacakları ticarete güvence oluşturmak amacıyla davalı şirkete teminat mektubu verdiğini, davalı şirket ile ticari ilişkiye girmediğini, bu nedenle davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin talebi üzerine imzalamış olduğu belge nedeniyle teminat mektubunun dava dışı şirketin davalı şirkete olan borcunun güvencesini teşkil eder hale getirilmek istendiğini, teminat mektubunun bankaca nakde çevrileceğinin bildirilmesi üzerine teminat mektubu bedelini bankaya nakden ödeyen davacının teminat mektubunu geri aldığını, dava dışı şirketin davalı şirkete olan borçlarına kefil olduğu yolundaki belgenin geçersiz olduğundan teminat mektubu bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,istirdat davası açılabilmesi için gerekli yasal koşulların gerçekleşmediğini, icra baskısı altında yapılan bir ödeme bulunmadığı gibi davacının maddi hukuk yönünden borçlu olmadığı halde ödeme yaptığı yönünde bir iddiasının da bulunmadığını, davacının üçüncü kişinin borcunu üstlendiğini bu borcu kendi rızası ile üstlendiğini kabul ve beyan ettiğini, davacının yaptığı ödemenin kefalet sorumluluğu kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacı tarafından yapılan ödemenin üçüncü kişi tarafından yapılan bir bedelinin davacıya iadesine yer olmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre,taraflar arasında akdedildiği ihtilafsız olan bila tarihli belgede davacının borcunun tali bir borç olarak düzenlenmediği, bu nedenle bila tarihli belgenin kefalet sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği, davacının davaya konu teminat mektubunu davalının dava dışı ... Un Gıda.... Ltd. Şti"nin alacağına mahsuben davalıya teslim ettiği, bu suretle tacir olan davacının bila tarihli belgeye istinaden teminat mektubunu nakde çeviren davalıdan teminat mektubunun bedelinin tahsilini talep etmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi"nce, taraflar arasındaki bila tarihli belgenin TBK"nun 201. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının gerçek kişi olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin kişisel bir güvence olması nedeniyle TBK"nın 583/1 maddesindeki aranan nitelikli yazılı şekle uygun yapılması ve borca katılan tarafından imzalanması, azami miktar ve tarihin el yazısı ile gösterilmesi gerektiği, aranan bu şartların ispat şekli olmayıp geçerlilik şartı bulunduğu gözetildiğinde anılan bila tarihli belgenin TBK"nın 583/1 maddesindeki şekil şartlarını ihtiva etmediği, davacının el yazısı ve imzasını ihtiva etmediği gibi tarih ve azami miktarı da taşımadığı, bu itibarla yasanın aradığı anlamda geçerli bir borç doğurucu belge olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK"nun 359/1-a maddesi uyarınca karar başlığında kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi başkan ve üyeleri ile zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaralarının yazılması gerekirken yazılmamış olması önemli bir eksiklik olmakla birlikte bu husus bozma sebebi yapılmamış ve sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, dosyanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, karardan bir örneğin bilgisi için Ankara BAM 22. Hukuk Dairesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.