(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/968 E. , 2020/3835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı kurum bünyesinde 13.05.1998 tarihinde çalışmaya başlayan müvekkilinin bu çalışmasının ... Orman ve Su İşleri İl Şube Müdürlüğünde halen devam ettiğini, 01.01.1997-31.12.2004 tarihleri arasında 11,12,13,14. dönem, 01.01.2005-31.12.2007 yürürlük süreli 1. dönem, 01.01.2008-31.12.2010 yürürlük süreli 2. dönem ve 01.01.2011 başlangıç tarihli ve halen yürürlükteki 3 ve 4.dönem TİS"ler kapsamında çalıştığını, TİS"in hizmet akdine dönüşmesi döneminde de çalışmalarını devam ettirip, 1,2,3 ve 4.dönem TİS imzalayan Öz Orman İş ve diğer sözleşmeleri imzalayan Orman İş Sendikası üyesi olduğunu, sözleşmenin yapılamadığı dönemlerde TİS"lerin fazla mesai alacağı açısından yaptığı düzenlemelerin 2822 sayılı yasanın 6.maddesi kapsamında "hizmet akdi" hükmü olarak devam ettiğini, şoför olarak sürekli işletme dışı görevlendirmelerde çalışan müvekkilinin sabah başlayan mesaisinin 23:00 ve 24:00"lere kadar devam ettiğini, bazı dönemler şehir dışı görevlendirmelerinde dönüş dahi yapılmaksızın birkaç gün görevlendirildiği yerlerde çalışmak durumunda kaldığını ancak TİS 22/A ve 19.maddeleri doğrultusunda ödenmesi gereken fazla mesai ücretlerinin hiç ödenmediğini öne sürerek fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Bakanlığın X.Bölge Müdürlüğü ... Şube Müdürlüğünde çalışan daimi personele fazla mesaiye konu çalışma yaptırılmadığını, fazla mesaiye konu olabilecek çalışmanın Av-Koruma, Av-Turizmi, Yaban Hayvan Envanteri, Yaban Hayatı Yerleştirme ve Tabiat Parkı işletmeciliğinde olduğunu, bu çalışmaların şube müdürlüğünün kurulduğu 2012 yılından itibaren 2012-2013-2014 ve 2015 yıllarında program dahilinde yaptırıldığını, o gün için araç görev emrinde yazılı başlangıç ve bitiş saatleri dışında Müdürlük binasında mesai yapılmadığını, arazi çalışması yapılması sebebiyle fazla mesaiye konu olan çalışmaların karşılığının da ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olup taraf temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde davacının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davalı temyizi yönünden yeniden ve denetime elverişli olacak şekilde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle rapordaki maddi maddi hataların giderilmesi bakımından karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, 6100 sayılı HMK"nun 298/2.maddesi gereğince sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir.
Ayrıca, hükmün tashihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 304. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre tashih ancak hükümdeki yazı ve hesap hataları diğeri benzeri açık hatalar için mümkündür.Somut uyuşmazlıkta; mahkemece bozma ilamına uyularak aldırılan ek raporda brüt 12.932,90 TL fazla çalışma alacağı hesaplanmış olup kısa kararda bu miktarın hüküm altına alındığı ve fazlaya ilişkin istemin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, gerekçede ek raporun dosya kapsamına uygun olduğu belirtilmesine karşın bozulan hükümde olduğu gibi brüt 13.350,90 TL fazla çalışma alacağı hüküm altına alınarak davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.Yukarıda açıklandığı üzere, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuş olmakla, bu husus başlı başına bozma nedenidir. Konuyla ilgili gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 27.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.