Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30309 Esas 2019/9946 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/30309
Karar No: 2019/9946
Karar Tarihi: 15.10.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30309 Esas 2019/9946 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/30309 E.  ,  2019/9946 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, hastanede tedavi görmüş olan, davalı kurum sigortalısı ..."e ilişkin olarak 12/08/2008 tarihli toplam 81,65 TL bedelli; muayene, tetkik ve tedavi fark ücreti ile 12/08/2008 tarihli toplam 1.018,35 TL bedelli; yatan hasta işletme giderleri, otelcilik ve tedavi sonrası evde kontrol hizmetleri paketi faturaları düzenlendiğini, hastanın eşinin, taburcu olurken kendilerinden SUT fiyatlarının %30" undan fazla fark alındığı ve ödediği paranın kendisine iadesi için şikayet dilekçesi vermesi üzerine, davalı kurum tarafından 2007 tarihli ... Uygulama Tebliğinde bu hizmetlere ilişkin bir fiyat belirlemesi olmadığı, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren SUT’ta, otelcilik hizmetleri ile ilgili fark alınabileceğine dair düzenlemenin mevcut olduğu ve ayrıca anlaşmalı özel ... kurum/ kuruluşlarının 01/07/2008 tarihinden itibaren geçerli olan 2008/61 numaralı genelgeye uymadığının tesbit edildiği gerekçesi ile ... Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi"nin 3.1.3.1 maddesine aykırılıktan hastaneye, sözleşmenin 5.1.11 numaralı maddesi gereği 30.000,00 TL cezai şart uygulandığını, davalının belirttiği gibi 2007 tarihli ... Uygulama Tebliğinde bu hizmetlere ilişkin bir fiyat belirlemesi olmadığını, hastanın açık iradesi ile bu bedelleri ödemeyi kabul ettiğini, tedavi sonrası evde hizmetin hasta yakını ile aralarında yapılan ayrı bir kabul işlemi olduğunu, bu nedenle davalının mevcut hükümleri genişleterek ceza uygulamasının kabulünün mümkün olmadığını bu nedenle de cezai şart yükümlüğünün bulunmadığının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, 2007 tarihli ... Uygulama Tebliğinde bu hizmetlere ilişkin fark alınabileceğine dair bir ibare bulunmadığını, davacının 2008/61 numaralı genelgeye uymadığını, bu genelgenin 01.07.2008 tarihi itibariyle uygulanacak olup, ilgili hüküm gereğince işlem yapıldığını, işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı yanın yasal koşulları oluşmayan cezai şartın iptali ve menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı kurum tarafından davacı tarafa uygulanan ceza-i işlemin iptali talebine ilişkindir. Mahkemece doktor bilirkişiden tekli bilirkişi raporu alınmış ve bu rapora dayanılarak davanın reddi kararı verilmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda sözleşme ve mevzuat açısından açık bir değerlendirme yapılmamış, dava konusu cezai işlemin dayanağı, ... Uygulama Tebliği ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile birlikte değerlendirilip bilimsel ve teknik bir şekilde ortaya konulmamıştır. Bu haliyle bilirkişi raporu karar vermeye elverişli değildir. Mahkemece, dava konusu işlemin sözleşme ve mevzuat açısından dayanağını açıklayan taraf ve yargı denetimine açık, ilgili uygulamalar ve mevzuat hakkında bilgisi olan üçlü bilirkişi heyeti raporu aldırılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, mevcut araştırma ve bilirkişi raporu olayı çözümlendirici nitelikte olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.