9. Hukuk Dairesi 2019/640 E. , 2019/2897 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararının daval vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 20.02.2018 gün, 2017/2052 Esas ve ... Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar dosya arasında bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 9 saatlik fazla çalışma yaptığının kabulü ile hesaplama yapılmış ise de dosyanın karar aşamasında Mahkemelerince 9 saatlik haftalık fazla çalışma hesabının olaya uygun düşmediği kanaatine varıldığından, karar gerekçesinde bu husus açıklanarak 3 saatlik haftalık fazla çalışma esasına dayalı olarak fazla çalışma alacağı hüküm altına alındığından, bozma ilamında belirtilen hususların 20.05.2016 tarihli karar ile değerlendirildiği ve gerekçesi belirtilmek suretiyle hükme yansıtıldığı gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6763 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici dördüncü maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1-Karar başlığında dava tarihinin 06.08.2015 yerine 26.03.2018 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2-Dairemizin “Davacının, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılan Mahkemenin ... Esas nolu dosyasının davacısı ile aynı nitelikte iş yaptığı, garson, bulaşıkçı, levazımcı, kamyonla mal geldiğinde boşaltma işlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin 2014/496 Esas sayılı dosyası ilebirlikte incelemesi yapılan dosyalarda, tanık beyanları dikkate alınarak 2012 yılına kadar iki vardiya çalışıldığı, çalışma saatlerinin 11.00-21.00, 05.00-15.00 saatleri arası olduğu, 2012 yılından sonra ise 05.00-14.00, 11.00-19.00 veya 19.30 saatleri arasında çalışıldığı, 2012 yılına kadar 11.00-21.00, 05.00-15.00 saatleri arası günlük 10 saat-1 saat yemek ve dinlenme molası=9 saat, 9x6=54-45=9 saat; 2012 yılından sonra ise 05.00-14.00, 11.00-19.00 veya 19.30 saatleri arasında ortalama 9 saat-1 saat yemek molası=8 saat, 8x6=48-45=3 saat üzerinden fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmıştır. Bu dosyada ise, bilirkişi tarafından tanık beyanları değerlendirilerek, davacının iki vardiya çalıştığı, çalışma saatlerinin 05.00-15.00, 11.00-21.00 arası olduğunun kabulüyle, günlük 10 saat-1 saat yemek ve dinlenme molası düşüldüğünde 9 saatx6=54 saat-45 saat=9 saat üzerinden tüm çalışma süresince fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmıştır. Aynı işyerinde çalışıp aynı görevi yapan işçilerin aynı koşullarda çalıştığı esas olup, bu dosyada, fazla mesai ücreti hususunda Yargıtay 7.Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleşen dosyalardan farklı olarak fazla mesai alacağı hesaplaması yapılması ve mahkemece bu rapora itibarla hüküm kurulması hatalı olduğu” gerekçesi ile verilen kararına karşı yerel mahkemece “Her ne kadar dosya arasında bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi hesaplama raporu ile davacının 9 saatlik fazla çalışma yaptığının kabulü ile hesaplama yapılmış ise de dosyanın karar aşamasında mahkemece 9 saatlik haftalık fazla çalışma hesabının olaya uygun düşmediği kanaatine varılmış ve karar gerekçesinde bu husus belirtilmek suretiyle 3 saatlik haftalık fazla çalışma esasına dayalı olarak fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hale nazaran bozma ilamında belirtilen hususların 20.05.2016 tarihli karar ile değerlendirildiği ve gerekçesi belirtilmek suretiyle hükme yansıtıldığı” gerekçesi ile direnilmiş olup, mahkemenin yargılama safhasında alınan bilirkişi raporundaki fazla çalışma süresini hükme esas almadığı, bozma ilamında değinilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin emsal kararları gözetilerek fazla çalışma alacağının belirlendiği ve bu durumu da gerekçesinde açıkladığı ve direnmenin doğru olduğu anlaşıldığından dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde de bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan direnme hükmünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca ONANMASINA, 06.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.