Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/9376 Esas 2010/22576 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/9376
Karar No: 2010/22576
Karar Tarihi: 07.10.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/9376 Esas 2010/22576 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/9376 E.  ,  2010/22576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 29/12/2009
    NUMARASI : 2009/1227-2009/1387

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Şikayetçi üçüncü kişi,  takip dosyasında borçlu adına kayıtlı iken 18.01.2008 tarihinde tapu kaydı üzerine  haciz konulan gayrimenkulü, 23.11.2006 tarihinde borçludan noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını  ve 11.01.2007 tarihinde de bu durumun tapu kaydına  şerh edildiğini, bilahare 06.03.2009 tarihinde de  Konya 3. Asliye   Hukuk Mahkemesin de  tapu iptali   ve tescili davası açtıklarını, davanın kabul edildiğini  ve kararın 30.06.2009 tarihinde kesinleştiğini,  TMK 1009.maddesi ve Tapu Kanunu"nun 26/6 maddesi gereğince  haczin  kaldırılmasını  talep etmiş, mahkemece, gayrimenkulün haciz  tarihinde   borçlu  adına kayıtlı olduğu  ve asliye hukuk mahkemesince de  hacizlerin kaldırılması talebinin reddedildiğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz.Tapu Kanunu"nun  26.maddesi  uyarınca  sicile  şerh verilen satış vaadi sözleşmesi (5) yıl süre ile 3. kişilere  karşı ileri  sürülebilir. Haczin  kaldırılması  için  anılan süre içerisinde tescil davası  açılması ve 3. kişi adına  taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunludur. 
    Somut olayda, tescil davasının 06.03.2009 tarihinde açıldığı, taşınmazın 3.kişi adına tesciline karar verildiği ve bu kararın 30.06.2009 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Bu durumda, açıklanan yasal koşullar oluştuğundan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.