20. Hukuk Dairesi 2013/800 E. , 2013/5162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 101 ada 58 parsel sayılı 8448.54 m² yüzölçümündeki taşınmaz, zeytin bahçesi niteliğiyle belgesizden 1995 yılından beri ecrimisil ödeyerek ... evlatları ..."ün kullanımında olduğu, üzerindeki zeytin ağaçlarının bu kişilere ait olduğu, tutanağın beyanlar hanesine yazılarak Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar, taşınmazın kendilerine ait olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, çekişmeli parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairenin 01/11/2010 gün ve 2010/9864-13369 sayılı kararı ile “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın memleket haritasında çalılık alanda kalması nedeniyle öncesinin orman olduğu, kandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan 2009/70 esas sayılı dosyada 101 ada 49 ve 50, 2009/71 sayılı dosyada 101 ada 51, 2009/72 sayılı dosyada 101 ada 71, 72 ve 55, 2009/73 sayılı dosyada 101 ada 58 ve 2009/74 sayılı dosyada 101 ada 59 sayılı parsellerin kadastro tesbitlerinin davacıları tarafından ecrimisil ödenmek suretiyle kullanıldıkları belirtilerek, Hazine adına yapıldığı, davalı Hazinenin cevap dilekçesi ekinde ise ecrimisil hesap tutanağı ve ekinde krokinin sunulmuş ve bu krokiye göre de dava konusu 101 ada 49 sayılı parselin 21 nolu, 50 parselin 20 nolu, 51 parselin 18 nolu, 71 parselin 16 nolu, 72 parselin 17 nolu, 55 parselin 10 nolu, 58 parselin 9 nolu, 59 parselin 7 nolu haksız işgale (ecrimisil) konu parseller olarak gösterildikleri saptanmıştır. Mahkemece, davacıya tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelini ödeyip ödemediği, ödenmişse, kaç yıl ödediği araştırılmamış, ödenmiş ise, Hazinenin üstün hakkını kabul edilmiş sayılacağından, kullanımının malik sıfatıyla olmadığı düşünülmediği gibi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanım koşullarının da yeterli olarak tespit edilmediği, maddî olaylara dayanmayan soyut içerikli olan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda taşınmazların eski tarihli memleket haritasında açık alanda kaldığı ve orman olmadığı bildirilmiş, bitişikte orman olarak tesbiti yapılan 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın da davalı parsellerle aynı şekilde görüldüğü halde, bilirkişilerce taşınmazların eğimi, bitki örtüsü ve memleket haritasındaki rumuzu incelenmemiş, dava konusu taşınmazın 1980 ve 1990’lı yıllarına ait hava fotoğraflarında kullanılan bir yer olup olmadığı araştırılmamış, arazi kadastrosuna altlık olarak kullanılan fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftası getirtilerek kullanım sınırları olup olmadığı belirlenmemiş ve bu pafta memleket haritası ile çakıştırılarak taşınmazın yeri tam ve kesin olarak tespit edilmemiştir.
Bu nedenle; mahkemece usûlünce orman ve zilyetlik araştırması yapılması" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma karına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle tamamı 20 pay kabul edilerek 5 payının davacı ..., 3’er payın her biri adına ayrı ayrı olmak üzere davalı Hazine, davacı ..., ... adına tesbitteki niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline, davacı ...’ün
açtığı davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ... tarafından Hazine adına tescil edilen paya, davalı Hazine vekili tarafından ise, kişiler adına tesciline karar verilen paya yönelik temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.04.2012 tarih ve 2011/17249 E.- 2012/5104 K. saylı bozma kararında özetle; "1- Davalı Hazine vekilinin, çekişmeli taşınmazın kişiler adına tesciline karar verilen 17/20 payına yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün çekişmeli taşınmazın gerçek kişiler adına tesciline karar verilen 17/20 payına ilişkin kısmının ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına,
2- Davacı Dursun Bülbül’ün, Hazine adına tesciline karar verilen paya yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davacı Dursun Bülbül’ün ecrimisil ödeyerek davalı Hazinenin üstün hakkını tanıdığı gerekçesiyle kök muristen gelen miras payının Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazla ilgili davalı Hazineden getirtilen belgelerden çekişmeli taşınmaz için ecrimisil tahakkuk ettirildiği davacılar tarafından ödenmemesi üzerine Milli Emlak Müdürlüğünce tahakkuk ettirilen ecrimisilin 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsilinin vergi dairesinden istendiği, ancak; herhangi bir ödemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, icra tehdidi altında yapılan ecrimisil ödemesi üstün hakkın tanınması olarak kabul edilemeyeceği gibi, dava konusu taşınmaz, bir bütün halinde davacılar tarafından kullanıldığından davacı Dursun Bülbül’ün davasının da kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilâmında belirtilen gerekçe ile davanın kabulüne ve 101 ada 58 nolu parsel 20 pay kabul edilerek, davacılar .... adlarına tescile karar verilen 17/20 paya ilişkin hükmün 2.7.2012 tarihinde kesinleştiğinin tespitine, taşınmazın 3/20 payının davacı....adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çekişmeli taşınmazın 17/20 payı hakkında verilen karar Dairemizin 04.04.2012 tarih ve 2011/17249 E.- 2012/5104 K. sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiğinden, taşınmazın bu payı yönünden, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, hüküm yerinde, bu pay yönünden verilen kararın kesinleştiğinin tesbitine karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1. fıkrasının 2. paragrafının çıkartılarak, bunun yerine “dava konusu 101 ada 58 nolu parselin, 5/20 payın ..., her biri için ayrı ayrı olmak üzere 3/20"şer payın Suna Hürü, Yusuf Bülbül, Elif Bülbül adlarına tapuya tescili yönünde verilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.04.2012 tarih ve 2011/17249 E. - 2012/5104 K. sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 07/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.