11. Hukuk Dairesi 2020/2913 E. , 2020/5948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Pınarbaşı(Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28.09.2017 tarih ve 2015/57 E- 2017/216 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 14.02.2019 tarih ve 2018/1305 E. - 2019/179 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankaya tahsil için iki adet çek tevdi ettiğini, davalı bankanın ibraz süresi içinde çekleri takas odasına ibraz etmediğini, çeklerin karşılıksız olduğunun arkalarına yazdırılmadığını, bu şekilde davacının kambiyo senetlerine mahsus müracaat haklarını kaybetmesine sebep olduğunu, davalı bankanın vekalet görevini ihmali nedeniyle davacının zarara uğradığını, zararın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu çeklerin davacı tarafından davalı bankaya teslim edildikten sonra ilgili şube tarafından takas odası sistemine giriş yapıldığını, çeklerin takas merkezine gönderildiğini, çeklerle ilgili tahsilat yapılabilmesi için yatırılması gereken ücretin davacı tarafından yatırılmadığını, buna dair bilgilendirme için davacıya şube tarafından ulaşılamadığını, davalıya vekaleten işlem yaptırılması için gerekli masrafın peşinen davalıya ödenmesi gerektiğini, davacının TTK’da düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye başvuru imkanının halen mevcut iken davalıdan talepte bulunamayacağını, davacının zararının oluşmadığını, olsa da davalının işlem nedeniyle kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davacının çekten doğan müracaat hakkının yitirmiş ise de çek bedelinin sorumlusu olan dava dışı keşideci şirket aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı talep hakkının devam ettiği, davacının diğer yollarla alacağını tahsil edebilme imkanı varken bu yollara başvurmadığı, çek bedellerinin davalı tarafça ödenmesi talebinin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, dava konusu çeklerin tahsil edilmek üzere davalı bankaya teslim edildiği, davalı bankaca çeklerin ibraz süresi içerisinde takas odasına ibraz edilmediği ve çek bedellerinin tahsil edilemediği, davacının keşideciye karşı kambiyo hukukundan kaynaklanan müracaat haklarını kaybettiği, davalı bankanın davacının vekili konumunda olduğu, salt çeklerin ibraz edilmemesi nedeniyle davalının çek bedelinin tamamından sorumlu tutulması mümkün olmasa da , keşideciden çek bedelinin tazmininin imkansız hale gelmesi durumunda bankanın zarardan sorumlu olması gerektiği, keşideci şirket aleyhindeki iflas davasının devam ettiği, keşideci şirketin davacıya ödemediği başka çeklere dayalı takibin mevcut olduğu, buna göre keşideci şirketten dava konusu çeklerin bedelinin tahsili işlemlerinden sonuç alınamadığı, keşideci şirketin banka hesap hareketlerinin incelenmesinde, dava konusu 15.09.2014 tarihli çekin 10 günlük ibraz süresinin bir gününde çek bedelinin tahsil edilebileceği miktarda hesapta para bulunduğu, vekalet görevini gereği gibi yerine getirmeyen bankanın ihmali nedeniyle, tahsil ihtimali olan 15.09.2014 tarihli çek için takdiren %50 oranında kusurlu olduğu, alacağın likit olduğu, diğer çek yönünden keşideci hesabında çek karşılığının bulunmadığı, bu çek bedeli yönünden davacı zararı ile banka eylemi arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, itirazın kabul edilen kısım yönünden iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, takas odasına ibraz edilen çekin bankanın ihmalinden dolayı tahsil edilememesinden kaynaklanan zararın tazminine dair takibe yönelik itirazın iptali davasıdır. Davalı bankanın, ibraz mükellefiyetini zamanında yerine getirmemesi nedeniyle sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle çek keşidecisi aleyhine yasal yollara başvurulması, keşidecinin iflas etmesi halinde ise alacağın iflas masasına kaydedilmesi için teşebbüste bulunulması, talebin reddi halinde kayıt kabul davası yoluyla alacağın tahsiline ilişkin yasal yolların tüketilmesi gerekir. Alacağın bu şekilde tahsilinin mümkün olmaması halinde ise çek ibraz sureleri içerisinde, düzenleyenin ödeme kabiliyeti bulunup bulunmadığı araştırılarak; bulunması halinde hesaplanacak tutar üzerinden bankadan tazmini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf mahkemesi hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ne iadesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17.12.2020 tarihinde oybirlğiyle karar verildi.