Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2575
Karar No: 2020/5851
Karar Tarihi: 06.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/2575 Esas 2020/5851 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu taşınmaz malın paylaştırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle satış yoluyla giderilmesi talep edilmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek taşınmazın satışı sonrasında taraflar arasında paylaştırılmasına hükmetmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebi sonrasında, davanın paydaşlardan birinin kısıtlı olup olmadığı, diğer paydaşın vasisi olup olmadığı hususu araştırılmadan karar verildiği, bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edilmeden hüküm kurulduğu sonucuna varılarak kararın bozulması gerekmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281. maddesi
- Türk Medeni Kanunu'nun 426/2. maddesi
14. Hukuk Dairesi         2020/2575 E.  ,  2020/5851 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 10/10/2017 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/04/2018 günlü temyiz edilmeden kesinleşen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2019 gün ve 2019/106316 sayılı tebliğnamesi ile HUMK"nun 427/6. maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
    Davacılar vekili, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3880 ada 34 parsel numaralı taşınmaz üzerinde tarafların hissedar olduklarını ancak fiili durum itibarı ile paylaştırmanın mümkün olmadığını belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, müşterek taşınmazların neredeyse tamamının davacılar tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... Mah., 3880 ada 34 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin taraflara tapu kaydı ve muris ..."ın mirasçılık belgesindeki payları oranında paylaştırılmasına karar verilmiştir.
    Davalı ... vd. vekilinin istinaf talebi, süresinde olmadığından bahisle ilk derece mahkemesinin 21.06.2018 tarihli ek kararıyla reddedilmiştir. Davalı ... vd. vekilinin ek kararın istinafına dair dilekçe vermesi üzerine, ilk derece mahkemesince eksik yatırılan istinaf harcı ve posta giderinin tamamlanması üzerine vekile muhtıra gönderilmiştir. 11.09.2018 tarihli ek karar ile de istinaf eden tarafa verilen kesin süreye rağmen istinaf harcı ve posta giderinin tamamlanmaması sebebiyle ek kararın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
    Davalı ... vd. vekili 21.05.2019 tarihli kanun yararına temyiz talebini içeren dilekçesiyle Adalet Bakanlığına başvurmuş; Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 22.10.2019 tarihli "Kanun Yararına Temyiz" konulu yazılarında, 05.10.2017 tarih ve 08904 yevmiye numaralı vekaletnamede davacılardan ..."in diğer davacı ..."in vasisi sıfatıyla vekaletname çıkarttığının anlaşıldığı, mahkemece davacı ..."in kısıtlı olup olmadığı, davacı ..."in hâlen ..."in vasisi olup olmadığı hususu araştırılarak, vasiliğinin devam ettiğinin anlaşılması hâlinde, vasinin hukuki yararı ile kısıtlının hukuki yararı çatıştığından, ..."e temsil kayyımı atanması suretiyle taraf teşkili sağlanarak bundan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmeden hüküm kurulması ve bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edilmeden hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulmuştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 21.09.2019 tarihli yazısı ile kanun yararına temyiz talebinde bulunmuştur.
    6100 sayılı HMK"nin 363. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilir.
    Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    HMK"nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu itibarla, ortaklığın giderilmesi davalarında, dava konusu taşınmaz maliklerinin veya mirasçılarının tamamının davada taraf olarak yer alması, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nin 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 281 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” denilmektedir.
    Somut olayda; davacılardan ... ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/2506 Esas, 2017/200 Karar sayılı kararıyla TMK 405. maddesi gereğince kısıtlanmış, kendisine davacılardan ... vasi olarak atanmıştır. Vasi ...’in talebi üzerine, mahkemenin 08.09.2017 tarihli ek kararıyla kısıtlı ... adına ortaklığın giderilmesi davası açmak, gerekirse ortaklığın giderilmesi davası için kısıtlı adına avukata vekalet verebilmek üzere T.M.K."nun 462/8. maddesi uyarınca vasi ..."e izin ve yetki verilmesine, kısıtlı adına açılacak olan ortaklığın giderilmesi davasında kısıtlının temsil edilmesi ve davanın takip edilebilmesi için ilgili mahkemede kayyım atanması davası açmak üzere vasiye izin ve yetki verilmesine karar verilmiştir. Davacılardan ..., diğer davacı ..."in vasisi sıfatıyla 05.10.2017 tarih ve 08904 yevmiye numaralı vekaletname vermiştir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 426/2. maddesine göre, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa, vesayet makamının, ilgilisinin isteği üzerine veya re"sen temsil kayyımı ataması gerekmektedir.
    Mahkemece, ortaklığın giderilmesi isteminde, vasinin hukuki yararı ile kısıtlının hukuki yararı çatıştığından; ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/2506 Esas, 2017/200 Karar sayılı dosyasında 08.09.2017 tarihli ek kararında da işaret edildiği gibi kısıtlıya kayyım tayin ettirilmesi, davaya kayyım tarafından devam edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra kayyımın gösterdiği takdirde delilleri de toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kısıtlıya kayyım tayin edilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, mahkemece 08.03.2018 tarihinde yapılan keşif sonrasında dosyaya 16.03.2018 ve 02.04.2018 tarihlerinde sunulan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edilmeden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 281. maddesi gereği taraflara diyeceklerini bildirmeleri için süre ve imkan tanımadan ve yine aynı Kanunun 27. maddesinde belirtilen “hukuki dinlenilme hakkını" ihlal edecek şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle kanun yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2019 tarih, 2019/106316 sayılı kanun yararına temyiz başvurusunun kabulü ile, HMK’nin 363. maddesi gereğince hükmün, hukuki sonuçları kalkmamak koşulu ile KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı Yasanın 363/son. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Resmi Gazete"de yayımlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesine, 06.10.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi