Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6528
Karar No: 2022/2312
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6528 Esas 2022/2312 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/6528 E.  ,  2022/2312 K.

    "İçtihat Metni"

    İlk Derece Mahkemesi : Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.07.2020 tarih ve 2018/462 - 2020/207 sayılı kararı
    Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım, Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : Sanık ...'in Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına; sanık ...'un Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/2-c, 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına; sanık ...'ün TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına; sanık ...'nun TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddelerinden 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereği beraatine yönelik hükümlere dair istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    I-TBMM Başkanlığı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
    Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından; bu suçların niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmediği, davaya katılma hakkının bulunmadığı ve bu nedenle davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup, hükümleri temyiz yetkisi vermeyeceğinden, TBMM Başkanlığının temyiz isteminin, CMK'nın 298/1. maddesi gereğince REDDİNE,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    II-HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
    Ayrıntıları, Dairemizin 22.03.2019 tarih ve 2018/7103 esas 2019/1953 karar sayılı kararında açıklandığı üzere;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir. Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de bu husus suçun unsuru değildir.
    Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
    Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
    15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve ... Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
    Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
    Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
    Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya
    yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
    TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla, sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde, yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
    III-DOSYA KAPSAMI İTİBARIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN EYLEM VE FAALİYETLER:
    1-Sanık ... yönünden;
    Olay tarihinde Tuğgeneral rütbesiyle Bandırma 6. Ana Jet Üssü Komutanı olarak görev yaptığı, sıkıyönetim direktifinin mesaj formunun ekinde (EK-A) yer alan sıkı yönetim komutanlıkları listesinde sanığın isminin karşısında GÖREVE DEVAM şeklinde ibarenin bulunduğu, 15.07.2016 tarihinde Moda Deniz Kulübü İstanbul adresindeki Korgeneral ... ...'in düğününde bulunduğu, sanığın üs komutanı olduğu Bandırma 6. Ana Jet Üssündeki pistin, 15.07.2016 tarihinde tadilatta olduğu, bu nedenle bu üste görevli 161. Filonun Malatya üssüne, 162. Filonun ise Balıkesir üssüne intikal ettiği, ayrıca Bandırma üssüne ait 4 uçağın da Dalaman'daki hava üssünde alarm reaksiyon uçağı olarak görevlendirildiği, diğer 12 uçağın Balıkesir 9. Ana Jet Üs komutanlığının içindeki intikal filo binasına yerleştiği, olay tarihinde makam telefonu olan... nolu telefon hattını kullandığı, bu telefon ile 15.07.2016 günü saat 20:44'te ... ile 61 saniye görüştüğü, saat 21:00'da... nolu hattı kullanan İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı olan Tümgeneral ... tarafından arandığı ve 98 saniye görüşme yaptığı, ...'un 15.07.2016 gecesi görev yerinin İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üssü olmasına rağmen görevi hilafına Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üssünde bulunduğunun ve
    darbe girişimine katıldığının tespit edildiği, saat 21:02'de Bandırma 6. Ana Jet Üssünde görevli ancak Malatya'da intikalde bulunan 161. Filo Komutanlığı bünyesinde Birleşik Yer Değiştirme Komutanı ... ...'i aradığı, ... ...'in beyanına göre; darbe teşebbüsü gecesi saat 21:00 civarında sanık ...'in kendisini cep telefonundan aradığını ve "Terörle Mücadele Harekatı için uçak istiyorlarmış, haberin var mı?" diye sorduğunu, kendisinin de cevaben haberi olmadığını söylediğini, bu durumdan biraz şüphelendiğini zira normalde terörle mücadele harekatında Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinin nöbetçi pilotlarının araması gerektiğini, doğrudan üs komutanının kendisini aramasının tuhaf olduğunu, bunun üzerine Filo Komutanı ...'ni aradığını, Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinden herhangi bir talimatı olup olmadığını sorduğunu, ...'nin de kendisine 4 uçaklık görev olabileceğini, fakat Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi ile teyit edemediğini söylediğini, bu nedenle uçak başı yapmadıklarını, daha sonra tekrar ...'i aradığını ve Eskişehir BHHM ile 4 uçaklık terörle mücadele harekatı görevini teyit edemediklerini söylediğini, bunun üzerine ...'in sinirli bir şekilde telefonda bağırarak kimler var orada diye çıkıştığını ve oradaki pilotların isimlerini istediğini, kendisinin de oradaki pilotların isimlerini söyleyip, telefonu kapattığını beyan ettiği, saat 21:05'de İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı olan ve darbe girişimine Akıncı Üssünden katılan Tümgeneral ... tarafından tekrar aranarak 21 saniye görüşme yaptığı, saat 21:08'de Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üssü komutanı olan Tuğgeneral ... tarafından aranarak 12 saniye görüşme yaptığı, ...'in 15.07.2016 gecesi Ankara Akıncı Üssü komutanı olup, yargılandığı dosyada fiilen darbeye katılan uçakları koordine ettiği ve darbe teşebbüsünün merkez üssünün Ankara Akıncı Üssü olduğu, burada sivil imamlar ... ve ... ile birlikte bulunduğunun tespit edildiği, saat 21:15'te Bandırma 6. Anajet Üssünde görevli olup, 15.07.2016 gecesi Malatya'da intikalde bulunan 161. Filo Komutanı ... ile 80 saniye görüştüğü, ...'nin beyanına göre; kendisinin Bandırma 6. Ana Jet Üssüne bağlı 161. Filoda Filo Komutanı olarak görev yaptığını, sanığın da kendisinin üs komutanı olduğunu, 15.07.2016 gecesi Malatya'da intikalde olduklarını, diğer tanık ... ...'in de Birlik Yer Değiştirme Komutanı olarak Malatya'da olduğunu, darbe girişimi akşamı saat 21:00 civarında filoda rutin olarak yaptığı görevin başındayken üs komutanı ...'in kendisini cep telefonundan arayarak Terörle Mücadele Harekatı (TMH) için 4 uçaklık görev olabileceğini, uçak istendiğini söylediğini, normalde sadece Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM) tarafından kendilerinin aranarak uçak istendiğini, ancak o akşam ...'in bizzat arayarak böyle bir ihtiyacın olduğunu söylediğini, ancak kendilerinin Eskişehir BHHM'den teyit etmeden uçuş yapamayacaklarından, bu teyidi alabilmek için Eskişehir BHHM'yi aradığını, ilgili birimden bir binbaşı ile görüştüğünü, Terörle Mücadele Harekatı ile ilgili bir görev olup olmadığını ve bu görevle ilgili detayları
    sorduğunu, buna cevaben Eskişehir BHHM'nin konuyla ilgili herhangi bir bilgi olmadığını söylediğini, bu nedenle herhangi bir uçuş hazırlığı yapmadıklarını, zira usulen yalnızca Eskişehir BHHM'nin emrinde çalışmak zorunda olduklarını, oradan bir talimat gelmediği için ...'in emriyle ilgili herhangi bir işlem yapmadığını, bu olayla ilgili Birlik Yer Değiştirme Komutanı ... ... ile görüşme
    yaparak durumla ilgili bilgi verdiğini beyan ettiği, saat 21:48'de Hava Kuvvetleri Genel Sekreterliğinde Koordinasyon Şube Müdürü olarak görevli Albay ... ...'u arayarak 9 saniye görüşme yaptığı, ... ...'un 14.07.2016 günü Diyarbakır'a gittiği, Diyarbakır 8. Ana Jet Üssünden kalkarak darbe teşebbüsüne katılan uçakları organize ettiği ve fiilen görevli olmadığı halde 15.07.2016 gecesi de Ankara Akıncı Üssünde bulunduğu, arama saati itibariyle de ... ...'un Ankara Akıncı Üssünde bulunduğunun tespit edildiği, ... ...'un aynı üste bulunan 143. Filo'ya ait koridorda sivil kıyafet ve silahlı şekilde sivil imamlar ... ve ... ile yan yana yürürken görüntülerinin bulunduğu, saat 01:04'te Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanı Tümgeneral ... ile 86 saniye görüşme yaptığı, ...'un darbe bildirisi ile Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevine atandığı, 10.07.2016 günü Londra/İngiltere'de havacılık fuarına katıldığı ve 15.07.2016 günü 17:40'ta uçakla İstanbul'a geldiği, davetli olduğu halde Korgeneral ... ...'in İstanbul'daki düğününe katılmadığı, gece saatlerinde Bandırma 6. Ana Jet Üssüne geldiği, darbe girişimi gecesi Amerika ülkesine ait farklı telefon hatlarıyla çok sayıda görüşme yaptığının tespit edildiği, saat 01:11'de Balıkesir Bakım Okulu Komutanı Tümgeneral ... ...'e tahsisli telefondan arandığı ve 88 saniye görüşme yaptığı, Tümgeneral ... ...'in darbe bildiri ekinde Balıkesir Sıkıyönetim Komutanı olarak atandığı, saat 02:25'te Balıkesir 9. Ana Jet Üssü Komutan vekili olarak görev yapan Kurmay Albay ... Kunduracıoğlu'nu arayarak 137 saniye görüştüğü, ... Kunduracıoğlu'nun Balıkesir'den havalanarak darbe teşebbüsüne fiilen katılan KOBRA 6-7 koluna ait 2 uçağa kalk emri vermek suretiyle darbeye teşebbüs ettiğinin tespit edildiği, Korgeneral ... ...'in beyanlarına göre; 15.07.2020 gecesi kızının İstanbul Moda Deniz Kulübü'nde düğün merasimi olduğu, Tuğgeneral ...'in bu düğüne hususi aracını bırakarak Pamukkale otobüs firmasıyla gittiği, öncelikle İstanbul Acıbadem'deki ablasının evine ve oradan düğüne gittiği, Hava Kuvvetleri mensubu pek çok üst subayın bu düğüne katıldığı, darbe girişiminin haber alınması üzerine Orgeneral ...da hazır bulunduğu halde generallerle toplantı yapıldığı, burada kontrolsüz uçuşlar olduğunun ...'e bildirildiği ve yine Korgeneral ... ... ve Korgeneral ... ile bilgi edinilen sıralı komutan emriyle ...'e Bandırma'da bulunan üssüne derhal dönmesi emrinin verildiği, bunun üzerine sanık ...'in saat 23:00 civarında düğünden ayrıldığı, Bandırma'dan gelen iki astsubayını gördüğü ve onların aracı ile Bandırma'ya yola çıkmayıp, İstanbul Acıbamdem'deki ablasının evine gittiği, buradan ayrılmayarak
    olayları televizyondan takip ettiği ve sabah saatlerine kadar orada kaldığı, daha sonra 16.07.2016 günü Bandırma'ya döndüğü, Genelkurmay Adli Müşavirliğinin 10.10.2019 tarihli yazısına istinaden sanık hakkında yürütülen önceki tarihli istihbari çalışmalarda, FETÖ/PDY Mahrem Hizmetler Yapılanmasında Hava Kuvvetleri Komutanlığına yönelik faaliyetlerin tespiti kapsamında 2011-2013 yılları arasında Balıkesir'de örgüt mensuplarınca operasyonel hat kullanmak suretiyle oluşturulan hücresel haberleşme ağında yer aldığı belirlenmiştir.
    2-Sanık ... yönünden;
    Olay tarihinde Jandarma Binbaşı rütbesiyle Balıkesir İl Jandarma Komutanlığında İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı, 15.07.2016 gecesi saat 22:13'ten itibaren Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı haber merkezine "Harekat Yıldırım" düzeyinde 3 adet mesaj geldiği, daha sonra saat 22:31'de yeni bir "Harekat Yıldırım" mesajı geldiği ve bu mesajda Sıkıyönetim direktifinin bulunduğu, Sıkıyönetim direktifi konulu mesaj ile ilgili olarak komutanlığa vekalet etmekte olan İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay ... ...'ya saat 23:05 sıralarında nöbetçi amiri tarafından bilgi verildiği, İl Jandarma Komutan Vekili ... ...'nun saat 23:15 sıralarında karargaha geldiği ve mesajı incelediği, daha sonra Bursa Jandarma Bölge Komutanı Jandarma Tümgeneral Seyfullah Saldık'ı aradığı, söz konusu Sıkıyönetim direktifi konulu mesajın uygulanmaması ve kışlanın güvenliğinin alınmasına yönelik emirleri aldığı, ilerleyen saatlerde Balıkesir İl Jandarma Komutanlığında görevli bir kısım rütbeli personelin çağrılmadığı halde kışlaya geldiği, bunlar arasında İstihbarat Şube Müdürü olan sanık Jandarma Binbaşı ...'un da bulunduğu, tanık ... ...'nun aşamalardaki beyanlarına göre; 15.07.2016 gecesi saat 00:05 civarında sanık ...'un İl Jandarma Komutanlığına çağrılmadığı halde geldiği, ... ...'nun sanığa "Hayırdır Tamer sen niye geldin?" şeklinde sorması üzerine sanığın cevaben "Komutanım darbe olmuş, ortalık yıkılıyor" şeklinde cevap verdiği, ... ...'nun "Ne darbesi?" şeklinde söylemesi üzerine sanığın bu kez "Komutanım emir gelmiş, resmen darbe" şeklinde cevap verdiği, ... ...'nun Sıkıyönetim direktifini göstererek "Bunu diyorsan bu kağıt parçası, illgeal bir emir, bölge komutanı da aynısını söylüyor" şeklinde cevap verdiği, sanığın buna karşılık olarak "Komutanım bakın Genelkurmay'dan gelmiş diyorlar, durum ciddi" dediği, bu sırada odaya Asayiş Şube Müdürü Jandarma Yarbay ... ...'nın geldiği, sanığın bu defa ... ...'ya hitaben "Komutanım resmen darbe, adamlar yapmışlar işte" dediği, ... ... ve ... ...'nun sanığa karşı çıkarak Sıkıyönetim direktifinin kanunsuz emir olduğunu söylemelerine karşılık sanığın da cevaben "Bu resmen darbe işte, adamlar yapmış, bakın bu mesajı çekmemiz gerekiyor, yoksa büyük sıkıntı olur, bu emir Genelkurmay'dan geliyor" şeklinde sözlerle gelen Sıkıyönetim direktifinin Balıkesir İl Jandarma Komutanlığına bağlı birliklere çekilmesini istediği, bu konuda ısrarcı olduğu ve tartıştığı, sanığın üzerinde silah bulunduğu ve silahını gösterir şekilde davranış sergilediği, tanık ... ...'nın beyanına göre; darbe
    teşebbüsünü ve Sıkıyönetim direktifini haber alması üzerine karargah binasına gittiğinde İl Jandarma Komutan Vekili Jandarma Albay ... ...'nun odasına gittiğini, odaya girdiğinde odada ... ..., nöbetçi amiri Jandarma Teğmen ..., MEBS Şube Müdürlüğünde görevli Jandarma Kıdemli Başçavuş ... ve sanık ...'un bulunduğunu, bu sırada ...'un "Komutanım resmen darbe işte, emir de gelmiş" dediğini, buna karşılık kendisinin "Verin bana emri" diyerek Sıkıyönetim direktifini alıp incelediğini, daha sonra "Kim bunlar, PARTİGÖÇ kim? Sen tanıyor musun bu adamı? Tüm komutanlar
    görevden alınmış, sen darbe ne demek biliyor musun?" şeklinde sözler söylediği, bunun üzerine sanığın "Komutanım emir gelmiş, bence uygulamamız lazım" şeklinde cevap verdiği, ... ...'nun da bu mesajın bağlı birliklere çekilemeyeceğini söylemesi üzerine sanık ...'un "Bence hata yapıyoruz, mesajı çekmemiz lazım, diğer birlikleri de uyarmamız lazım, geç kalıyoruz" dediği, bu sırada ... ...'nun ... ...'ya sanığın belinde bulunan silahı işaret ettiği, ...'un daha sonra odadan çıktığı, bu sırada ... ...'nun odasının önünün kalabalıklaştığı, bir kısım rütbeli personelin oda önünde toplandığı, bu sırada odaya tekrar ...'un girdiği ve kapı önünde duran rütbeli personele yönelik olarak "Herkes ilahlarını aldı mı?" şeklinde sorması üzerine ... ...'nın "Ben silahımı yanıma aldım, bu işe karşıyım, neticesine de katlanırım" şeklinde sözlerle müdahale ettiği, ... ...'nun oda önünde biriken rütbeli personeli gönderdiği, daha sonra yine oda içerisindeyken sanık ...'un "Komutanım sonuçta bu bir darbe emridir, Bölge Komutanı da görevden alınmış, bunu uygulamak gerekiyor, sıkıyönetim komutanı ... ...'dir, benim fikrim bu, içim rahat etsin diyorsanız ... ... paşayı arayın" şeklinde sözler söylediği, buna karşılık ... ...'nun cevaben "Ne arayacağım ... Paşayı arkadaş, o kim ki" şeklinde cevap verdiği, ... ...'nın da konuşmaya müdahil olarak "... Paşa kim kardeşim, bizim komutanımız ... Albay ve Bölge Komutanı, o da emri net şekilde vermiş, niye arayacağız" şeklinde sözler söylediği, tanık ...'in beyanına göre; 15.07.2016 gecesi Jandarma Teğmen rütbesinde Altıeylül İlçe Jandarma Komutan vekili olarak görev yaptığı, saat 23:30 sıralarında ... ...'nun emri üzerine İl Jandarma Komutanlığına çağrıldığı, vardığında ... ... ile görüşerek bir kısım tebdirlerin alınması hususunda emir aldığı ve odadan ayrıldığı, bir kısım işlemlerden sonra tekrar ... ...'nun odasına döndüğünde ... ...'nun orada olmadığı, ancak bir kısım diğer subayların sanık ...'un odasında olduğunu öğrenmesi üzerine sanığın odasına gittiği, ... ...'nın ...'a "Sen olsan şimdi ne yapardın?" diye sorduğunu, ...'un da cevaben "Ben mevzuatı uygularım" dediğini, ... ...'nın cevaben "Şu an bu emir var, bunu mu uygulayacaksın?" dediğini, ...'un da cevaben "Ben mevzuatı uygularım, devamında ise, ne diyeyim, ben beklerim" dediği, tanık ...'nın beyanına göre; sanık ...'u
    şube müdürü olduğu için tanıdığını, kendisini ilk defa Balıkesir'de gördüğünü, ...'un çevresinin geniş olduğunu, bir kaç kere görevlendirme ile yurt dışına çıktığını, Jandarma teşkilatında görevlendirme ile yurt dışına bu kadar çok çıkmanın mümkün olmadığını, aynı zamanda sanığın Ankara'da subaylık sınavı mülakat heyetinde görevli olduğunu, Balıkesir'den Ankara'ya mülakata katılmak için gittiğini, bu tarz heyetlerin Ankara merkez çevresindeki personellerden oluşturulduğunu, bu nedenle ...'un görevlendirilmesine şaşırdığını, görevler esnasında bazı olaylarda sanığın yönlendirmesi olduğunu, Susurluk'ta bir vakıf hakkında yolsuzluk olduğundan bahsettiğini, ancak kendisinin ise sürekli ötelediğini, bu nedenle ters düştüklerini beyan ettiği,
    Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibat ve iltisakına yönelik olarak; tanık ... ...'ın beyanına göre; Maltepe Askeri Lisesinden 1993 yılında, Kara Harp Okulundan 1997 yılında mezun olduğunu, 1999-2003 yılları arasında Van'da sınır ve komando birliklerinde, 2003-2006 yılları arasında Ankara Okullar Komutanlığında, 2006-2009 yılları arasında Kars İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürlüğünde, 2009-2013 yılları arasında tekrar Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığında görev yaptığını, bu süre zarfında NATO Kosova görevine gidip, 6 ay kalarak geri döndüğünü, 2013 yılında Tunceli İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü olarak atandığını, 2014 yılında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün baskısından kurtulmak maksadıyla kendi isteğiyle istifa ederek TSK'dan ayrıldığını, askeri okulu tercih etmesinde örgütün yönlendirmesi olduğunu, kendisi ile irtibat kurmak için örgüt imamlarının ankesörlü telefonlardan aradığını, kendisinden sorumlu mahrem imam ...'ın kod adı altında kendisine ... adını verdiğini, örgüt üyelerinin iletişim için 2013 yılında kendisine numarasını hatırlamadığı bir hat ve cep telefonu verdiklerini, kendisi ile ...(K) kod adlı kişinin ilgilendiğini, 2011-2012 yılları arasında KPDS sınavından 79 alarak Kosova NATO görevine gitmeye hak kazandığı günlerde ... (K) kod adlı şahsın kendisini aradığını, çok önemli bir konu olduğunu, yurt dışına gideceğini bildiğini ve bu nedenle Ankara ili Yenimahalle'de MİT'in arkasında bulunan petrol istasyonunda buluşmaları gerektiğini söylediği, bu kadar kısa zamanda örgütün bu sınavı kazandığını öğrenmesinden dolayı şaşırdığını, kendisine söylenen Yenimahalle'de benzinliğin karşısında bulunan 1. kattaki daireye gittiğini, oraya daha önceden görev icabı tanıdığı ...'un da geldiğini, ...(K) kod adlı kişinin kendisini ... ile görüştürerek Kosova'da ... ile aynı odada kalacaklarını söylediğini, örgütün bu talimatını yerine getirmemek için gider gitmez başka bir odada kaldığını, ancak 3 ay sonra kaldığı odada yer açılması üzerine ...'un bu odaya geldiğini, 6 aylık görev bitince yurda döndüğünü, sabit hat aramalarının devam ettiğini, ...(K) kod adlı kişinin örgütün mahrem imamlarından olduğunu beyan ettiği, tanık ...'ın beyanına göre; ...'u tanıdığını, sanığın 2002-2004 yılları arasında Muş Özel Harekat Tabur Komutanlığında Bölük Komutanlığı yaptığını, 2004-2014 yıllarında Jandarma Okullar
    Komutanlığında görev yaptığını, en son Balıkesir İl Jandarma Komutanlığında İstihbarat Şube Müdürü olarak görevli olduğunu bildiğini, kendisini dini duygularını kullanarak FETÖ/PDY örgütü ile tanıştıranın ... olduğunu, ...'un 2002-2004 yıllarında kendisinin Bölük Komutanı olduğunu, ... ile beraber akşamları istirahat zamanlarında oturup konuştuklarını, dini sohbetlerde bulunduklarını, ...'un kendisine ...'in kitaplarını gösterdiğini, birlikte okuduklarını, 2009 yılında tayini Erzurum iline çıkınca ...'un kendisine Erzurum ilinde bir arkadaşı olduğunu, iyi birisi olduğunu Erzurum ilinde rahatlıkla bu şahıs ile arkadaşlık yapabileceğini, bu kişinin güvenilir birisi olduğunu, şu anda Ankara ilinde bulunduğunu söyleyerek Ankara ili Dikmen mahallesinde bir eve gittiklerini ve bahsettiği kişiyle kendisini buluşturduğunu, tarihin 2009 yılı Haziran ayı olduğunu, eve gittiğinde evin önünde birçok ayakkabı olduğunu, kendisini ayrı bir odaya aldıklarını, isminin İbrahim, Tokatlı ve öğretmen olduğunu söyleyen şahıs ile tanıştıklarını, bu öğretmen şahsın kendisine "Erzurum iline gelince görüşürüz" diyerek telefon numarasını bir kağıda yazarak verdiğini, ayrıca öğretmen şahsın "Beni ankesörlü telefondan ara, namaz kıldığın için TSK'da sorun yaşayabilirsin, bu sebepten dolayı gizli hareket etmek gerek" dediğini, bu şahsı Ağustos ayında Erzurum iline gidince ankesörlü telefondan aradığını, Erzurum İl Jandarma Komutanlığına yakın bir mahalledeki evinde buluştuklarını, Erzurum ilinde görev yaptığı iki sene boyunca bu şahıs ile bu evde görüştüğünü, Haziran 2011 yılında yine İbrahim isimli şahsın evine Tokat ilinden Ömer adında öğretmen bir şahsın geldiğini ve tanıştıklarını, bir kağıda numarasını yazarak verip, "Tokat iline gelince beni ankesörlü telefonlardan ara, cep telefonundan kesinlikle arama, sen askeri personelsin zarar görürsün" dediğini, 2011 yılı Ağustos ayında Tokat iline atanınca ankesörlü telefondan bu şahsı aradığını ve Karşıyaka Kültür Sarayı karşısında bulunan dört katlı evde buluştuklarını, 2011 ve 2013 yılları arasında düzenli olarak bu evde Ömer isimli öğretmenle dini sohbetlere katıldığını beyan ettiği, tanık ... beyanında; okul döneminde ders sonlarında ve akşamları namaz kılmanın öneminden, ibadet etmesi gerektiğinden ve manevi konulardan sohbetler yapıldığını, bir müddet sonra ... ile beraber çarşı iznine çıktıklarında değişik yerlerde camilerde üniformaları çıkarıp, sivil kıyafet giyerek sohbet amaçlı bazı evlere gittiklerini, bu evlerde isminin Tarık olduğunu bildiği şahısla tanıştığını, değişik zamanlarda bu şahısla sohbetlere katıldığını, risale-i nur okunduğunu, ...'in vaaz kasetlerinin izlendiğini, Zaman gazetesinin alınması ve desteklenmesi gerektiğinin söylendiğini, manevi konuların yanında siyasi, yüksek rütbeli komutanların dine soğuk baktıkları konularının işlendiğini, kendilerinin izinsiz evlenemeyeceği, 30-35 yaşına kadar bekar kalınması gerektiği, evlenilecek kişiyi de örgütün bulacağının söylendiğini, ayrıca bir defasında Tarık isimli şahsın "gün gelecek generaller kaçacaklar, tutuklanacaklar, ordunun bu dine bakışı değişecek” şeklinde söylemlerde bulunduğunu, 1999 yılında İstanbul Koruma Tabur Komutanlığına atandığını, o dönemde ...'un üsteğmen rütbesiyle
    İstanbul'da görev yaptığını, 1999-2003 arasında İstanbul'dayken öğretmen bir şahsın
    kendisini aradığını, arabasıyla alarak kendi evine 1-2 ayda bir olmak üzere sohbete götürdüğünü, bu şahsın kendisiyle irtibata geçmesinde ...'un vesile olduğunu düşündüğünü, bu şahısla 3-4 defa görüştüğünü, himmet vermesi konusunda ısrarcı olmalarına rağmen vermediğini, 2006-2012 yılları arasında Isparta İl Jandarma Komutanlığı emrinde çalıştığını, bu dönemde ...'un ziyaretine geldiğini, ...'a cemaat yapılanması ile ilgili çekincelerini anlattığında ...'un cevaben bu işin göründüğü gibi olmadığını ve "kardeş sen bozulmuşsun niye görüşmüyorsun, senin imanını yeniden tazelemen lazım, hocanın yaptığı her şeyin bir hikmeti var" gibi sözler söyleyerek kendisini tekrar kazanmaya yönelik girişimlerde bulunduğunu, 2015 yılı Haziran ayında İzmir'de kuzenin düğünü olduğu için Zonguldak'tan ayrılarak Balıkesir'de bir gün lojmanlarda ...'un evine misafir olduklarını, ...'un yönlendirmesiyle konunun FETÖ/PDY mevzusuna geldiğini, kendisinin çekincelerini söylediğinde ...'un yine karşı çıkarak 17-25 Aralık olaylarını konumu itibariyle bildiğini, açıkça hırsızlık yapıldığını, kendisinin yanlış düşündüğünü söylediğini beyan ettiği, ayrıca sanık ...'un üzerine kayıtlı telefon hattı üzerinden ilk tespit tarihi 04.10.2014 olan örgütün kriptolu haberleşme programı olan Bylock'u kullandığı belirlenmiştir.
    IV-SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
    A-Sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan beraat kararına yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan T.C. ... vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle beraat kararının ONANMASINA,
    B-Sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan; sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yönetimi tarafından planlanıp, örgütsel faaliyet kapsamında icra edilen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ile Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçlarına ilişkin olarak;
    Sanık ... yönünden, olay günü ve öncesinde ortaya koyduğu davranışlar itibariyle planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek konusu suç teşkil ettiği açıkça anlaşılan emirler doğrultusunda ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren sanığın, suçun icrasında üstlendiği rol, suçun icrasına
    ilişkin etkin, fonksiyonel katkısı da göz önünde bulundurulduğunda, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduğunun kabulü ile TCK'nın 309. maddesindeki Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan;
    Sanık ... yönünden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın, 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü sırasında zarar tehlikesi bakımından illi değer taşıdığı açıkça sabit olan eylemleriyle darbeye teşebbüse elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sağlayıp, işlenmesi sırasında yardımda bulunarak darbeye teşebbüsünün icrasını kolaylaştırmak suretiyle Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan, mahkumiyetlerine dair kurulan hükümlerde bir isabetsizlik bulunmamakla,
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı
    ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemleri gerçekleştirdiği, sanık ...'in sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusunda ve ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, incelenen dosya kapsamına göre Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunun sübutunun kabul edildiği; sanık ...'un ise, suçun icrasına başlanmasından sonra darbe girişimine katılma iradesini açıkça ortaya koyan eylemleri, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bir bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olduğundan, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfının tayin edildiği, incelenen dosya kapsamına göre Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçunun sübutunun kabul edildiği; bu itibarla, sanıkların savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedildiği anlaşılmakla, sanıklar müdafiileri ile katılan T.C. ... vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Katılma hakkı ve hükmü temyiz etme yetkisi bulunmayan TBMM lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmeden, CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, ilk derece mahkemesi hükmünün J fıkrasından, ''Katılan kurumlar kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre maktu olarak takdir olunan 6.810,00 TL vekalet ücretinin mahkumiyetlerine karar verilen sanıklardan müştereken ve müteselsilen alınarak katılan kurumlara verilmesine'' ibaresinin çıkartılarak yerine ''Katılan T.C.
    ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre maktu olarak takdir olunan 6.810,00 TL vekalet ücretinin mahkumiyetlerine karar verilen sanıklardan müştereken ve müteselsilen alınarak katılan T.C. Cumhurbaşkanlığına verilmesine'' yazılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    C-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Dosya kapsamına göre; sanık hakkında Gizli tanık ...'in: ''FETÖ/PDY yapılanması içindeki kimselerden sanığın bu yapı içerisinde olduğunu duyduğunu, ... ..., ..., ..., ... ..., ..., ... isimli şahısların, Bursa ... Lisesinin 2008 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığından Hava Kuvvetleri Komutanlığına geçiş sürecindeki ilk kurucu ekibinde yer aldıklarını, bunların örgüt içinde beşi bir yerde diye anıldıklarını, bu şahısların şakirt olduklarını ve cemaatten olduklarının bahsedildiğini, bu şahısların hepsinin sonradan Kurmay olduklarını'' şeklinde beyanlarının bulunduğu,
    Yine, 01.01.2013 ve 24.05.2013 tarihleri arasında sanığın babası olan ... Tendürüs adına kayıtlı olan, ancak sanık tarafından kullanıldığı değerlendirilen ve bu tarihlerden sonrasında sanık adına kayıtlı olan GSM hattının, Bursa ilinde bulunan ankesörlü/kontörlü telefonlardan farklı tarihlerde 76 defa tekil, 4 defa kendisi gibi askeri personel olan kişilerle ardışık şekilde arandığının tespit edildiği, sanığın kendisi gibi askeri personel olan ..., ..., ... ve ... isimli şahıslarla 01.01.2013 ila 14.09.2013 tarihleri arasında 4 defa ardışık aranmasının bulunduğu, ayrıca sanığın ... Topu, ... ..., ..., ... ve hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapılan sivil şahıs ... (örgüt içinde mahrem İmam/Doktor) isimli şahıslarla örgütün mahrem imamları tarafından kullanıldığı değerlendirilen TT karttan ardışık olmayacak şekilde 05.06.2010 ve 18.01.2011 tarihleri arasında 5 kez aranma kaydının bulunduğu hususları gözetilerek;
    UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanık hakkında başkaca bir beyan yahut ifade bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa bu beyan yahut ifadelerle birlikte sanığın görev yaptığı Balıkesir 9. Ana Jet Üs Komutanlığına bildirmiş olduğu cep telefonu hattı haricinde operasyonel hat kullanıp kullanmadığının tespiti açısından ÖSYM, hesaplarının bulunduğu banka, Elektrik ve Su İdaresi gibi kurumlara bildirmiş olduğu başkaca cep telefonu hattı bulunup bulunmadığının sorulup, sonucuna göre varsa kişiselleştirilmiş, Emniyet birimlerince, büfe/ankesörlü sabit telefon hatlarıyla irtibat kurma yöntemine ilişkin olarak düzenlenen ayrıntılı analiz raporları temin edilerek dosyaya konulması, bununla birlikte Emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK’dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının “0” saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirilmesi, sanığın görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak varsa sabit hat
    ve ankesörlü telefondan aranmalarına ilişkin analiz raporlarının istenmesi, sanıkla ilgili sabit hat veya ardışık aranmaya ilişkin varsa itirafçı beyanlarının dosyaya getirilmesi, yine ardışık arama kapsamında ardışık şekilde arandığı diğer asker şahıslar ..., ..., ... ve ... ile ardışık olmayacak şekilde TT karttan aranmaları bulunan askeri şahıslar ... , ... ..., ..., ... ve sivil şahıs ... hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılıp, varsa ifade örneklerinin dosyaya ibrazı sağlanarak duruşmada CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafiilerine okunarak diyecekleri sorulup, gerekirse ifade yahut beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla bilgilerine başvurularak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi gereğince dosyanın Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi