14. Hukuk Dairesi 2019/3626 E. , 2020/5850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirastan feragat sözleşmesinin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 02.05.2019 gün ve 2016/9040 Esas- 2019/3876 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirastan feragat sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının mirasbırakan ... ile 03.08.2009 tarihinde evlendiğini, ... 1. Noterliğinin 06.03.2009 tarihli düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi ile davacı ile miras bırakan arasında ivaz karşılığında mirastan feragat sözleşmesi akdettiklerini, davacının okuma yazma bilmediğini ve mirastan feragat sözleşmesinin tanıklarından birinin mirasbırakanın damadı olan ... olduğunu, Türk Medeni Kanununun 536. maddesi uyarınca murisin damadının tanık olarak mirastan feragat sözleşmesine katılmasının yasak olduğunu, bu nedenlerle mirastan feragat sözleşmesinin geçersiz olduğunu beyanla mirastan feragat sözleşmesinin iptalini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davacının sözleşmede belirlenen ivazı aldığını ve sözleşmeden hiç şikayetçi olmadığını, ...’in tanık olamayacağı iddiasının TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu, mahkemece ...’in tanık olmaması gerektiği kanaatine varılırsa da tüm sözleşmenin değil bu kişiler lehine yapılan kazandırmaların iptal edilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davacının murisin emekli maaşının kendisine bağlanması için yaptığı başvuruda okuma yazma bildiğini belirtip imza attığını, böyle bir sözleşme imzalaması karşılığında murisin davacıyla evlendiğini, davacı okuma yazma bildiğinden tanıkların sözleşmenin zorunlu unsuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 02.05.2019 tarihli, 2016/9040 Esas, 2019/3876 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Ölüme bağlı tasarrufların hüküm ve neticelerini, mirasbırakının ölümünden sonra meydana getirmesi söz konusu olduğu için, bu özelliği nedeniyle, kanun koyucu bu tasarrufların kurulmasını sıkı şekil şartına bağlamıştır.
Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir.
Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanununun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir.
Türk Medeni Kanununun 536. maddesinde resmi vasiyetnamede yer alacak tanıkların bazı özellikleri taşıması hükme bağlanmış; bazı kişilerin resmî memur veya tanık olarak, resmî vasiyetnamenin tanziminde yer alamayacağı açıkça öngörülmüştür. Düzenlemeye katılma yasağını öngören 536. madde emredicidir.
Türk Medeni Kanununun 536. maddesinin 1. fıkrası mutlak yasakları öngörmüştür. Birinci fıkraya göre “Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar”.
Kanun koyucu, Türk Medeni Kanununun 536/I. maddesine tanıkların ve resmi memurun tarafsızlığının sağlanmasını istediği için böyle bir hükmü düzenlemiştir.
Türk Medeni Kanununun 536/I. maddesinde öngörülen unsurlardan birini içinde barındıran resmî vasiyetname resmi şekle aykırı olarak düzenlenmiş addedilir ve işlem iptal davasına konu edilebilir.
Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır. Somut olayda, mirasbırakanın damadı ... ... 1. Noterliğinin 06.03.2009 tarihli düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesinde tanık olarak yer almıştır. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinde belirtilen emredici ve yasaklayıcı kural nedeniyle geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.
Hükmün temyiz incelemesi sonucunda yukarıda yazılı sebeplerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02.05.2019 tarihli, 2016/9040 Esas, 2019/3876 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02.05.2019 tarihli, 2016/9040 Esas, 2019/3876 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının davacı tarafa iadesine, 06.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.