20. Hukuk Dairesi 2012/10806 E. , 2013/5122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 167 ada 7 parsel sayılı 3880,41 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu iddiasıyla, taşınmazın orman sınırları içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ve Hazine adına orman niteliğiyle tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin tespitinin iptali ile 07.06.2006 tarihli müşterek bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3,19 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine, taşınmazın geriye kalan 3877,22 m² yüzölçümündeki diğer bölümünün ise tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ... Yönetimi vekilinin hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.12.2007 tarih ve 2007/16627 - 16416 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Bir örneği dosyada yer alan 1949 yılı tahdit haritasında 18798 ilâ 18806 numaralı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı ile karara dayanak alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik bulunmadığı, ayrıca bilirkişiler tarafından orman sınırları içinde kaldığı bildirilen bölümün infaza olanak veren krokisi düzenlenmemesi nedeniyle (A) bölümünün çizilen krokisine göre yüzölçümünün doğru hesaplanmadığı yönünde tereddüt oluştuğu ve mahkemece bu yönler üzerinde durularak çelişki giderilmediği belirtilerek orman kadastro tutanak ve haritalarının usûlüne uygun olarak uygulanması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Köyü, 167 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 30.03.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3,19 m² yüzölçümündeki bölümünün tarla vasfı ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre 167 ada 7 parsel sayısıyla Hazine adına, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 3877,22 m² yüzölçümündeki bölümün ise son parsel sayısıyla tesbit gibi davalı ... adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 21.11.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp, arazi kadastrosu sonuçları ile birlikte ilân edilen
aplikasyon ve 25.10.2010 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede davanın devamı sırasında 25.10.2010 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Hükme dayanak yapılan bilirkişi kurul raporunda çekişmeli taşınmazın tahdit içinde kaldığı ifade edilen krokide (A) ile gösterilen bölümün bulunduğu bölgenin 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı açıklanmıştır. Bu durumda dava aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraz davasına dönüşmüş olup, 6831 sayılı Kanunun 11/3. maddesi uyarınca bu tür bir davada Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) kanunî hasım olduğundan, Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması gerekir. Bu sebeple dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye Çevre ve Orman Bakanlığına (Orman ve Su İşleri Bakanlığına) tebliğ edilerek pasif husumet yaygınlaştırılmalı, Çevre ve Orman Bakanlığından (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) savunma ve delilleri istenmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 06/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.