13. Ceza Dairesi Esas No: 2019/773 Karar No: 2019/3135 Karar Tarihi: 05.03.2019
Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2019/773 Esas 2019/3135 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Hırsızlık suçundan mahkum olan sanık, temyiz edilen karar sonucunda hükmün ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği talebiyle itirazda bulunmuştur. Ancak Dairemizde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamıştır, bu nedenle itiraz reddedilmiştir. İlgili kanun maddeleri ise şöyle belirtilmiştir: 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce ilk derece mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'un 305 ile 326. maddelerindeki temyiz hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak 7035 sayılı Kanunla eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK\"nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler “bu Kanunun (7035) yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır” denilmek suretiyle doğrudan ya da istinaf sonrası ayrımı yapmaksızın bütün kararların yeni temyiz süresine, yani on beş (15) günlük temyiz süresine tabi olduğu açıkça vurgulanmıştır.
13. Ceza Dairesi 2019/773 E. , 2019/3135 K.
"İçtihat Metni"
BOZMA ÜZERİNE İTİRAZ
Hırsızlık suçundan sanık hakkında yapılan duruşma sonunda; hırsızlık suçundan mahkumiyetine ilişkin İstanbul Anadolu 24. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.07.2018 tarih 2018/138-487 E.-K. sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 25.12.2018 tarih ve 2018/8366-19151 sayılı ilamı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün ikinci kez bozulmasına karar verildiği, bu karara karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.02.2019 tarih ve 2-2018/68667 sayılı yazısı ile özetle, 8. günde sanık tarafından yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, inceleme konusu dosyanın daha önce Dairemizce bozulması sebebiyle temyiz denetimine tabi olduğu, 05.08.2017 tarihi itibariyle temyiz süresinin 15 güne çıkarılmasına dair hükmün uygulanma şartlarının somut olayda gerçekleşmediği, ayrıca tefhim edilen kararda sanığın temyiz süresi, başvuru yeri ve şekli konularında da yanıltılmasının söz konusu olmadığı belirtilerek, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği talebiyle itirazda bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A Her ne kadar 6723 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce ilk derece mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ile 326. maddelerindeki temyiz hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan Kanunun 310. maddesi uyarınca bir haftalık temyiz süresinin geçerli olduğu anlaşılmakta ise de, 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi (7) gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş (15) gün olarak değiştirildiği, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 1. madde hükmüne göre de, 05.08.2017 ve sonrasında verilen (ilk derece ve istinaf ayırımı yapılmaksızın bütün) kararlar hakkında yeni temyiz sürelerinin uygulanması gerektiğinin belirtildiği, ceza muhakemesinde “Derhal Yürürlük İlkesi” nin geçerli olduğu, bu ilke uyarınca değişiklik aleyhe olsa bile yürürlüğe girdiği günden itibaren bütün vakıalarda uygulanması gerektiği, kaldı ki değişikliğin sanık lehine bir değişiklik olduğu, esasen yürürlükten kaldırılmakla birlikte 5320 sayılı Kanunun’un 8. maddesi dolayısıyla bir kısım kararlar yönünden yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi hükmünün bu değişiklikler karşısında “zımnen ilga” edildiğinin kabul edilmesi gerektiği düşüncelerinden hareketle temyiz süresinin on beş (15) gün olduğu belirlendiğinden 10.07.2018 tarihinde tefhim edilen hükmü 8. gün olan 18.07.2018 tarihinde temyiz eden sanığın temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulünde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Nihayet, tereddütleri ortadan kaldırmak amacıyla 7035 sayılı Kanunla eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler “bu Kanunun (7035) yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır” denilmek suretiyle doğrudan ya da istinaf sonrası ayrımı yapmaksızın bütün kararların yeni temyiz süresine, yani on beş (15) günlük temyiz süresine tabi olduğu açıkça vurgulanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07.02.2019 tarih ve 2-2018/68667 sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan itirazın REDDİ ile 5271 sayılı CMK’nın 308/2. fıkrası uyarınca Dairemizin 25.12.2018 tarih ve 2018/8366-19151 bozma kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 05.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.