Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/1069 Esas 2013/1246 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
 Kullanım kadastrosu sırasında Battalgazi Mahallesi çalışma alanı içerisinde bulunan 264 ada 1 parsel sayılı 309,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz,  beyanlar hanesine herhagi bir şerh verilmeksizin davalı Hazine  adına  tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın beyanlar hanesinde  adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır.  Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne,  çekişmeli  taşınmazın  beyanlar hanesine, taşınmazın 08.06.1999 tarihinden beri davacı ..."nın fiili kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu 264 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacının fiili kullanımda olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanağı, 07.09.2010 ila 06.10.2010 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır. Eldeki dava bu tarihlerden sonra açılmış olmakla birlikte, askı ilan süresi içerisinde dava dışı Mevlüt Güzel ve Yaşar Güzel tarafından Kadastro Mahkemesinde açılan ve dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın halen dava konusu olduğu anlaşılan 2010/2386 Esas sayılı dava görülmekte iken açıldığına göre sözü edilen parsel tutanağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi taşınmazın tapu kaydının oluşmadığı da sabittir. Bu durumda eldeki davanın Kadastro Mahkemesinde açılan davaya katılma niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, görevsizlik kararı verilmek suretiyle davanın kadastro mahkemesine aktarılması sağlandıktan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.