Esas No: 2021/29309
Karar No: 2022/4853
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/29309 Esas 2022/4853 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 820 TL adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından yapılan kanun yararına bozma istemi sonucunda, Yargıtay bu kararı bozmuştur. İhbarnamede, sanığın suçun alt ve üst sınırı itibariyle adli para cezasını gerektiren suçlardan olduğu belirtilmiştir. Ancak sanığın savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle mahkumiyet kararı yeniden görüşülmüştür. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10, Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddeleri.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ...'un anılan Kanun'un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 820,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair DENİZLİ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2018 tarihli ve 2016/65 Esas, 2018/124 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 28/07/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.09.2021 tarihli ve KYB. 2021-97343 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkûr ihbarnamede;
Sanığın üzerine atılı 5809 sayılı Kanun'un 56/4. maddesi göndermesiyle 63/10. maddesine aykırılık suçunun alt ve üst sınırı itibariyle sadece adli para cezasını gerektiren suçlardan olması karşısında, sanığa gönderilecek ve içerisinde iddianamenin yer aldığı duruşma davetiyesi üzerinde "gelmediği takdirde yokluğunda yargılamaya devam edileceği" ihtaratı yazılı davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesi şartıyla sanığın yokluğunda da duruşmaya devam edilmesi gerektiği, ancak uyuşmazlığa konu somut ceza dava dosyasında, üzerinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 195. maddesinde yazılı ihtarat bulunan ve içinde iddianamenin de yer aldığı duruşma günü davetiyesinin, usulünce sanığa tebliğ edilmediği, böylelikle sanığın savunma hakkının ihlal edildiğinin anlaşılması karşısında, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
Kabule göre de;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03/03/2016 tarihli ve 2014/21037 Esas, 2016/1833 Karar sayılı ilâmında yer alan, "... Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak hat çıkartan kişinin ... Tatlılıoğlu olup olmadığı konusunda gerekli araştırma yapmayarak abonelik sözleşmesi yaptığından bahisle özel belgede sahtecilik suçuna iştirak ettiği gerekçesi ile hakkında açılan kamu davasında, aşamalardaki savunmalarında suçlamayı red etmesi, Samsun Kriminal Polis Laboratuvarının 16.07.2012 tarihli raporunda sözleşme altındaki imzaların katılana ait olmadığının tespit edilmesine rağmen; sözleşme ile ekindeki nüfus cüzdan fotokopisi üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğu hususunda bir araştırma yapılmadan kararın verilmiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu sözleşme ile ekindeki belge üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması..." şeklindeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın müştekinin bilgisi dışında nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgilerini kullanıp müşteki adına imza atarak sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesi suretinin incelenmesinde Baran İletişim Merkezi isimli bir işyerine ait kaşe ve bir imza bulunduğu, bununla birlikte soruşturma esnasında ilgili Gsm şirketinden gelen yazı cevabına göre, abonelik sözleşmesini düzenlediği bildirilen bayi yetkilisi olan sanığın ifadesine başvurulduğu, ancak sanığın suça konu abonelik sözleşmesini kendisinin düzenlemediğini, imza ve yazı örneğinin kendisine ait olmadığını, söz konusu sözleşmenin alt bayi tarafından düzenlendiğini belirterek üzerine atılı suçlamayı reddetmesi karşısında, söz konusu hatta ilişkin abonelik sözleşmesi aslının dosyaya temin edilerek sanık, müşteki ve ilgili alt bayide çalıştığı bildirilen kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine Esas No : 2021/29309
bir delil elde edilemeden, gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delil ve gerekçeye yer verilmeden, yalnızca sanığa ön ödeme teklif edilip ödeme yapılmaması üzerine sanığın eyleminin sabit olduğundan bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma ihbarnamesinin (1) numaralı maddesi yönünden yapılan değerlendirmede; 20/11/2020 tarih, 2019/2 Esas ve 2020/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sanığa duruşma günü davetiyesinin usulünce tebliğ edilmiş olduğunun kabulü gerektiği;
“Kabule göre” başlıklı maddesi yönünden yapılan değerlendirmede ise;
26.10.1932 tarih ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Mahkemece kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenler yönünden dosya kapsamında tüm deliller tartışılıp takdir edilmek suretiyle karar verildiği ve delil takdiri yapılarak verilen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği gibi Başaran İletişim adlı iş yerinin yetkilisi olan sanığın bizzat sözleşme oluşturma fiilini gerçekleştirmese dahi hattın aktivasyonunu sağlayacak onay işlemlerini gerçekleştirdiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.