14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18538 Karar No: 2020/5845 Karar Tarihi: 06.10.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18538 Esas 2020/5845 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir ortaklığın giderilmesi davası sonucunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendikten sonra karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nda yapılan değişiklikle gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamamaktadır. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. İkinci aşamada ise, muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Kararda, davalılara yapılan gerekçeli karar tebligatlarının yasal şartları yerine getirilmeden doğrudan doğruya TK'nın 21/2. maddesine göre yapıldığından usulsüz oldukları anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece anılan davalılara Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik
14. Hukuk Dairesi 2016/18538 E. , 2020/5845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nin “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi ile Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalılar ..., ... ve ...’e yapılan gerekçeli karar tebligatlarının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK"nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, yasal şartları oluşmadan ilk seferde doğrudan doğruya TK"nın 21/2. maddesine göre yapıldığından usulsüz oldukları anlaşıldığından mahkemece anılan davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 06.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.