Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12864
Karar No: 2012/968

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12864 Esas 2012/968 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Hazine, imar işleminin idari yargıda iptal edilmesi nedeniyle taşınmazın tapu kaydının terkin edilerek sicil kaydının imar öncesine dönülmesini ve tescil isteğinin reddini talep etmiştir. Mahkeme, talebi kısmen kabul ederek tapu kaydının terkinine karar vermiş, tescil isteğini ise reddetmiştir. Ancak mahkeme, taşınmazın imar öncesi niteliği ve kadastro durumunun kesin olarak belirlenmemesi nedeniyle eksik araştırma yaparak hüküm kurmuştur. Bu nedenle Hazine'nin temyiz itirazı kabul edilerek karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir:
- Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi: Sicil kaydının geçerli bir hukuki sebebi olması gerektiği ve illetten mücerret olmaması gerektiği hükmünü içerir.
- 3194 sayılı İmar Kanunu'nun değişiklikten önceki 11. maddesi: İmar planına dahil olan kadastro yolları, meydanlar ve meraların, imar planının onayı ile kullanma amacına konu ve tabi olacakları hükmünü içerir.
- 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 35. maddesi: Mera tabiri ile ilgili düzenlemelere yer verir.
- 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 21. maddesi: Kapanmış olan yolların mülkiyetinin tüzel kişiye ait olduğu ve imar planına dahil olan kadastro yollarının kullanım amacına tabi olduğu hükmünü içerir.
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi: Hizmet malları, kamu orta malları ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların hukuki statüsüne ve haklarında verilecek kararlara ilişkin açıklamalar içerir.
- 775 sayılı Yasa'nın 3. maddesi: Mülkiyetinin belediyeye intikali öngörülen taşınmazlara ilişkin düzenlemeler içerir
1. Hukuk Dairesi         2011/12864 E.  ,  2012/968 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: KELKİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/06/2010
    NUMARASI : 2009/243-2010/160

    Taraflar arasında görülen davada;    
    Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın dayanağını oluşturan imar işleminin idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, imar işleminin idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile tapunun iptaline karar verilmiş, tescil isteği ise reddedilmiştir.
    Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.                                       
     Dava, imar öncesi durumun ihyası ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, imar öncesi duruma dönülmesi isteğinin kabulüyle taşınmazın sicil kaydının terkinine, tescil isteğinin ise reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; tapu kayıtlarının tutulması prensiplerinden bir tanesi tescil; diğeri, sicilin aleniliği ve güvenilirliği; bir diğeri, Hazinenin kusursuz sorumluluğu; sonuncusu ise, geçerli bir hukuki sebebin varlığı, bir başka ifadeyle sicil kaydının illetten mücerret bulunmamasıdır. Somut olayda; imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edildiğine göre, Türk Medeni Kanunu"nun 1025.maddesi hükmü uyarınca sicilin yolsuz tescil durumuna düşeceği ve imar öncesi kadastral duruma dönüleceği tartışmasızdır. Bilindiği üzere, 3194 sayılı Kanun"un değişiklikten önceki 11/son maddesi aynen “Hazırlanan imar planı içindeki kadastral yollar, meydanlar ile meralar imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar” hükmü öngörülmüş olup, anılan yasal düzenlemedeki  “mera” tabiri 1998 tarihinde yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanunu"nun 35.maddesi ile hüküm fıkrasından çıkarılarak yasal düzenleme değişikliğe tabi tutulmuştur.   Öte yandan, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 21.maddesi hükmü uyarınca, kapanmış olan yolların mülkiyetinin içinde yer aldığı tüzel kişiye ait olacağında kuşku bulunmadığı gibi, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 17.maddesi hükmünde de aynı düzenlemeye yer verilmiştir.
    Diğer taraftan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16.maddesinin A fıkrasıyla hizmet mallarının, B fıkrasıyla kamu orta mallarının, C fıkrasıyla da Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların hangi hukuki statüye tabi olacağı ve haklarında ne gibi bir karar verilmesi gerektiği duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça saptanmıştır. Ne varki, mahkemece taşınmazın imar öncesi vasfı ve niteliği bakımından kesin ve net olarak bir belirleme yapıldığı söylenemez. O halde, taşınmazın imar öncesi niteliğinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi, hakkında özel mülkiyete konu olacak şekilde bir tescil hükmü mü, yoksa özel sicilinde gösterilmesi mi, ya da kadastro harici bırakılması mı gerekeceği hususunun değerlendirilmesi zorunludur. Yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde anılan yerin kadastroya tabi tutulmadığı anlaşılır ise, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasanın 3.maddesi uyarınca mülkiyetinin belediyeye intikali öngörülen taşınmazlardan olup olmadığının tespiti de önem arzetmektedir. Nitekim, 775 sayılı Yasanın 3.maddesi 19/07/2003 tarihinde 4916 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmış ise de, bu tarihe kadar olan süreç içerisinde tarafları yararına doğmuş olan usulü kazanılmış hak ilkesinin gözetilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur. Ayrıca, 5393 sayılı Kanun"un 34.maddesi hükmü uyarınca, görevleri aynı Kanun"un 18.maddesinde belirtilen meclis kararına dayanmayan encümen kararı ile yapılan satışın yasal olmadığı da açıktır.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, eksik araştırma ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Hazinenin, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.02.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi