19. Hukuk Dairesi 2016/9061 E. , 2017/316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava reddine yönelik verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan faturadan kaynaklı alacağı olduğunu, bu alacağın ödenmemesi üzerine ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1674 esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından sunulan irsaliye faturaların karşılığında, davacı şirkete ait tahsilat makbuzu ile çeklerin teslim edildiğini, çeklerin vadelerinde karşılığının ödendiğini, çek ve senetlerin toplamının 39.000,00 TL olduğunu, taraflar arasındaki ticaret nedeniyle davacıdan alınan bazı malzemelerin de davalıya geri iade edilmiş olmasına rağmen alacak kalemleri içerisinde değerlendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen red kararı, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 27.03.2014 tarih; 2014/3279 E.-2014/6048 K. sayılı ilamı ile "İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır... Mahkeme aşamasında sunulan ve takibe konu yapılmayan faturalar yönünden alacak talebinde bulunulamaz. Mahkemece, takibe konu faturalar ve davalının bunlara yönelik ödeme kayıtları üzerinde tarafların defter ve belgeleri getirtilerek uzman bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının dosyaya sunduğu ödemelerin davacı yanca kabul edildiği, bu ödeme belgelerinin taşıdığı tarihler itibarıyla takip dayanağı faturaların düzenlendiği tarihlerle uyumlu olduğu, davacının bu ödemelerin takibe konu faturalardan doğan borçlara ilişkin olarak yapılmadığı yönünde açıkça bir itirazının olmadığı, takibe konu faturalara konu alacak miktarı ile ödemelerin toplamı dikkate alındığında davacının davalıdan alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında "İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı alacaklının icra takibine konu yaptığı 25.03.2010, 17.04.2010, 07.05.2010, 31.05.2010, 29.06.2010, 07.08.2010, 07.09.2010 ve 18.09.2010 tarihli, 8 adet fatura kapsamında alacağın varlığının ve davalının ödemelerinin araştırılıp incelenmesi gerekir. Mahkeme aşamasında sunulan ve takibe konu yapılmayan faturalar yönünden alacak talebinde bulunulamaz. Mahkemece, takibe konu faturalar ve davalının bunlara yönelik ödeme kayıtları üzerinde tarafların defter ve belgeleri getirtilerek uzman bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir." denilmiştir.
Bozma sonrası alınan bilirkişi raporları, ilamda belirtilen hususlar incelenmeden yoruma dayalı olarak düzenlenmiş ve mahkemece eksik inceleme ile düzenlenen raporlara göre karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.