Esas No: 2021/29316
Karar No: 2022/4870
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/29316 Esas 2022/4870 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın, Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan 1.000 TL para cezasıyla cezalandırılması kararının Yüksek Adalet Bakanlığı'ndan gelen kanun yararına bozma istemiyle temyiz edildiği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu istemi kabul ettiği belirtiliyor. İhbarnamede, sanık hakkında daha önce soruşturma aşamasında düzenlenen ön ödeme emrinin usule uygun şekilde tebliğ edilmediği, mahkemenin ise yeniden ön ödeme ihtarı yapılması gerektiğine dair bir karar vermediği ifade ediliyor. Ayrıca, sanığın suçu Basit Yargılama Usulü'ne tabi olduğu ancak kararın verildiği tarihten sonra Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bir iptal kararının sonuçları gözetilmeden karar verildiği belirtiliyor. Kanun maddeleri olarak Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56/4. maddesi, 63/10. maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddeleri, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. ve 309. maddeleri anılmaktadır.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçundan sanık ... Çavuşoğlu (Şemşek)'nun, anılan Kanunun 56/4. maddesi yollamasıyla 63/10. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair GAZİOSMANPAŞA 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11/12/2020 tarihli ve 2019/146 esas, 2020/635 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'ndan verilen 04/08/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 29/09/2021 tarihli ve KYB.2021/101885 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
1)Soruşturma aşamasında sanık ... Çavuşoğlu (Şemşek)'na 06/03/2018 tarihli önödeme önerisine ilişkin kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 04/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi içerisinde önödeme ihtarına uymadığı gerekçesiyle Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında 07/02/2019 tarihli iddianame tanzim edilmesi üzerine, Gaziosmanpaşa 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2020 tarihli kararı ile sanığın mahkumiyetine dair karar verilmiş ise de, sanık hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma aşamasında düzenlenen ön ödeme emrinin, öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebliğe çıkarılarak, önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılması ve mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, mernis adresinin olmadığının tespiti halinde ancak daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılan adrese 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre tebliğ işlemi yapılabileceği cihetle, mernis araştırması yapıldığa dair bir kayıt bulunmayan ve daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmayan “Esentepe Mah. 2367. Sk. No:3 İç Kapı No:6 Sultangazi/İstanbul” adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usule aykırı olduğu nazara alınarak, kovuşturma aşamasında mahkemesince yeniden ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2)5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. maddesinde, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklinde,
Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenlemeler ile,
Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesinde işaret edilen hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak 01/01/2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda gözetilmesinin gerektiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15/10/2020 tarihli ve 2020/8330 esas, 2020/13766 karar sayılı ilamında ''... 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan,...5237 sayılı TCK'nin 7 ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, ...'' şeklinde belirtildiği üzere,
Dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine konu suçun, 5271 sayılı Kanunu'nun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kararın ise 11/12/2020 tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı sonrasında sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, GAZİOSMANPAŞA 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2020 tarihli ve 2019/146 Esas, 2020/635 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 14/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.