Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/1095 Esas 2013/1200 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1095
Karar No: 2013/1200
Karar Tarihi: 22.02.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/1095 Esas 2013/1200 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/1095 E.  ,  2013/1200 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Elvanlar Mahallesi çalışma alanında bulunan 415 ada 50 parsel sayılı 6.176,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim, satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacılar tapu kaydına dayanarak taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın ...mirasçıları adına miras hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacılar dayanağı tapu kaydı kapsamında kaldığı ve davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacıların dayandıkları 13.01.1971 tarih ve 28 sıra numaralı tapu kaydı 103.680,00 metrekare yüzölçümüne sahip olup geniş bir alandaki sınırları ihtiva etmektedir. Bu sınırların birbiri ile bağlantısı olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazı çevirmesi de söz konusu değildir. Hal böyle olunca 3402 sayılı kanun maddesinin 22/B uyarınca davacıların tapu kaydının kapsamı fiilen kullandıkları taşınmazlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Davacılar adına tapu kayıt miktarından çok fazla yer kayden revizyon gördüğü 237 ada 1 ve 2, 276 ada 1, 415 ada 37 parsellerden tespit edilmiş ve kesinleşmiştir. Kaldı ki tapu kaydına yeniden gerçek kapsam tayin edilmesi yoluna gidilse dahi zeminde en sabit ve bilinebilir sınır olan demiryolu esas alındığında kaydın miktar itibari ile sınırının dava konusu taşınmaza ulaşması ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/227 Esas ve 1983/283 Karar sayılı dosyasında açıkça belirlendiği gibi mümkün değildir. Anılan dosyadaki ilamın taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğunda kuşku yoktur. Dolayısı ile davacıların zilyetliğinin ancak bu kararın kesinleştiği 1984 tarihinden sonra başladığının kabulü gerekir. Bu tarihten tespit tarihi olan 1994 tarihine kadar zilyetlikle iktisap süresi olan 20 yıl dolmamaktadır. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın kesin hüküm kapsamında kaldığının, davacıların dayanak tapu kaydı kapsamı dışında kaldığının, davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının kesin hükümden sonra zilyetliğin 20 yılı bulmadığından gerçekleşmediği hususları da gözetilmek suretiyle davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 22.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.