Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11750
Karar No: 2022/1178
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11750 Esas 2022/1178 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kadastro tespitine itiraz ederek, taraflar arasında yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından yapılan temyiz itirazı sonucunda dosya incelenerek mahkeme kararı bozulmuştur. Bozma ilamında, mahkemenin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı belirtilerek, tarafların dayandığı tapu kayıtlarının getirtilerek keşif işlemi yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede, yapılan keşif giderlerinin süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir. Yeniden keşif ara kararı kurulması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA karar verilmiştir. Karar düzeltme isteğinin 15 gün içinde yapılması ve peşin harcın iade edilebileceği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 3402 sayılı Kanun'un 36. maddesi, 6831 sayılı Kanun'un 1 ve 17/2. maddeleri, H
8. Hukuk Dairesi         2021/11750 E.  ,  2022/1178 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    MÜDAHİLLER : Hazine, Orman İdaresi, ... vd.
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği karar ... tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, tarafların dayandığı tüm tapu kayıtlarının tedavülleriyle getirtilerek keşifte yöntemince uygulanması ve kapsamının belirlenmesi, 19.10.1956 tarihli kök muris ... ölü ... ... mirasçıları huzuru ile yapılan sulh şeklindeki rızai taksim sözleşmesine konu olan taşınmazların neresi olduğu şimdi hangi parsellere tekabul ettiği ve bu taksim sözleşmesine göre hangi taşınmazın ve parselin hangi mirasçıya kaldığı saptanarak, davacının murisi olan ... ...'a taksimle düşen taşınmazların bir bir belirlenmesi, bundan sonra 1.1.1952 tarihinde ölen ... ...'ın tüm mirasçılarının huzuru ile murise ait taksim sözleşmesine konu olan ve olmayan taşınmazlarda harici ve rızai taksim yapıp yapmadıklarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulaması, mirasçıları arasında ... ...'ın mirası taksim edilmişse hangi taşınmazın kime kaldığının belirlenmesi, akabinde davacı ...'ın mirastaki payı dışında; ... Noterliğinin 15.09.1973 tarih 3977 yevmiye ile düzenlenen düzenleme suretiyle vasiyetnamede adı geçen ... kızı ... karısı Sünni (...) ..., davacı ...'ın halası olup ... ve ilçe ve köylerindeki babasından kalan tüm hak ve hisselerini davacı ...'a devretmiş olduğuna ve yine dosyada bir örneği bulunan 20.9.1975 tarihli gayrimenkul harici alım-satım senedine konu olan taşınmazları senette adı geçenler davacı ...'a bedeli mukabilinde satarak zilyedliğini devretmiş olduklarına göre, bu iki senede konu olan pay ve taşınmazların neresi olduğunun ve parsel numaralarının ayrı ayrı belirlenmesi, yapılacak bu uygulamada, dava konusu 182 ada 1 ile 121 ada 11 sayılı parsellere taraflarca mahkemeye sunulan tapu kayıtlarının uyduğunun belirlenmesi halinde; tapu kaydı olan yerde artık 6831 sayılı Kanun'un 1 ve 17/2. maddelerine göre orman içi açıklığından ve taşınmazların orman bütünlüğünü bozduğundan söz edilemeyeceğinin düşünülmesi, tapu kayıtlarının uymaması ve tapu mülkiyet belgesinin bulunmadığının belirlenmesi halinde de, önceden olduğu gibi bu iki parselin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında ..., 122 ada 44 sayılı parselin içerisinde kalan yolun parselden ifraz edilmesi istemiyle davaya harç yatırmak suretiyle müdahil olmuştur. Davacı ..., 10.04.2015 tarihli celsede imzalı beyanı ile çekişmeli 126 ada 29 sayılı parsel yönünden, 15.03.2017 havale tarihli dilekçe ile de çekişmeli 127 ada 9 ve 122 ada 44 sayılı parseller yönünden davadan feragat etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, ... ili Merkez ilçesi ... yer alan 121 ada 11 ve 182 ada 1 sayılı parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine, 126 ada 8, 10, 11, 12, 127 ada 9, 122 ada 44, 126 ada 26, 29, 123 ada 2, 123 ada 10, 124 ada 5, 127 ada 7 ve 11 sayılı parsellerin tespit gibi tescillerine, 126 ada 21 sayılı parselin davalı ... adına olan ½ paya ilişkin kadastro tespitinin iptaline ve 1/4'er hisseyle müdahiller ... ve ... adlarına tapuya tesciline, geriye kalan kısmının tespit gibi tesciline, 126 ada 28 sayılı parselin kadastro tespitinin iptaline 1/2'şer hisseyle müdahiller ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece keşif giderlerinin süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verilmiş ise de verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Kesin süreye ilişkin hükümlerin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, 3402 sayılı Kanun'un 36. maddesi gereğince, keşif ara kararında ve bu ara kararına istinaden çıkartılacak meşruhatlı davetiyede; hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişilere ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, taşınmaz başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi, bu ara kararına uymamanın sonuçlarının, hazır bulunan davacıya ihtar edilmesi, hazır bulunmayanlara ise usulen tebliğ edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan 17.05.2016 tarihli keşif ara kararında, teknik bilirkişi ücreti, araç ücreti, keşif harcı, tespit bilirkişileri ve yerel bilirkişilere tebliğ masrafı ve tanıklık ücreti olmak üzere kalemler halinde gösterilmiş ise de çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak birden fazla davacı ... asli müdahil davada taraf olarak yer almakta olup, daha önce verilen kısmen kabul kararının temyiz etmeyen taraflar yönünden kesinleştiği gözetilmeden ve keşif giderinin hangisinin yatıracağı ayrıca belirtilmeden tüm davacılar ve asli müdahillere süre verilmiş, verilen süre üzerine davacı ... söz konusu hususu içeren itirazda bulunmuş ve kendi payına düştüğünü iddia ettiği kısmı mahkeme veznesine yatırmıştır. Mahkemece bu konuda açıkça itiraz bulunmasına rağmen belirlenen gideri hangi tarafın yatıracağı belirtilmediğinden, bu haliyle ara kararın yukarıda açıklanan ilkelere tam olarak uymadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bozma ilamında sadece 2 fen bilirkişisi ile keşif yapılması belirtildiği halde keşif ara kararında 2 ziraat ve 2 orman bilirkişisinin de keşifte yer alması kararlaştırılarak fazla keşif gideri belirlenmesine neden olunmasına da doğru değildir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak yeniden keşif ara kararı kurularak, daha önce verilen ve şuan temyize konu edilen karara karşı temyize gelmeyen taraflar yönünden kesinleşen hususlar da dikkate alınarak hangi tarafın keşif giderlerini yatırması gerektiği açıkça belirtilmeli ve keşif giderlerinin süresi içerisinde yatırılmamasının sonuçları yöntemince ihtar edilmeli, verilen kesin süre içerisinde keşif masrafları yatırıldığı takdirde mahallinde keşif yapılmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ...’ın temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi