Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1639
Karar No: 2015/4216
Karar Tarihi: 09.02.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/1639 Esas 2015/4216 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/1639 E.  ,  2015/4216 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin emekli olarak sona erdiğini, işverence kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını ancak hesaplama giydirilmiş ücret üzerinden yapılmadığından yapılan ödemenin eksik olduğunu belitmiş ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının çalışma süresi ve ücretinin taraflar arasında ihtilaflı olmadığı belirtilerek, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık davanın niteliği ve kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda dava çeşitleri 105. ila 113. maddelerinde düzenlenmiş, eda davası, tespit davası ile belirsiz alacak ve tespit davası, inşai dava, kısmi dava ayrı ayrı maddelerde gösterilerek farklılıkları belirtilmiştir.
    Kısmi dava 6100 sayılı Kanun"un 109. maddesinde tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasına göre “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir”. İkinci fıkrasına göre ise “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz”. Bu çerçevede doktrinde de talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı belirtilmiştir (... Hukuku, 13. B...2012, s. 405 vd.).6100 sayılı Kanun ile birlikte, belirsiz alacaklar bakımından hak arama özgürlüğü genişletilmiş; bununla bağlantılı olarak da hukukî yarar bulunmadan kısmî dava açma imkânı sınırlandırılmış; ancak tamamen ortadan kaldırılmamıştır. Bir yandan, 6100 sayılı Kanun"un 109. maddesine, haktan açıkça feragat edilebileceği şeklindeki temel maddi hukuk ilkesinden hareketle, kısmî dava açılırken fazlaya ilişkin hakları saklı tutma şeklindeki uygulamaya son verilmesi, bu veya buna benzer bir ibare kullanılmadığında ./..
    - 2 -

    haktan feragat edilmiş sayılacağı yönündeki uygulamanın önüne geçilmesi amaçlanmış; ancak, diğer yandan da hukukî yararı olmadan kısmî dava açılması engellenmek istenmiştir. Böylece uygulamada bazen başvurulduğu üzere kısmi davanın amacı dışında kullanılmasının önüne geçecek düzenleme yapılmıştır.
    Anılan Kanun"un 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası ile kısmi dava birlikte değerlendirildiğinde, eğer alacak belirli veya belirlenebilir nitelikte ise, tam veya kısmi şekilde belirsiz alacak davası açarak, bu davanın sağladığı imkânlardan yararlanmak mümkün değildir. Ancak, Kanun"un kısmi dava açma imkânını sınırlamakla birlikte tamamen ortadan kaldırmadığı da gözetildiğinde, belirlenebilir alacaklar için, belirsiz alacak davası açılamasa da, şartları oluştuğunda ve hukukî yarar bulunduğunda kısmi dava açılması mümkündür. Aksi halde, sadece ya belirsiz alacak davası açma veya belirli tam alacak davası açma şeklinde iki imkândan söz edilebilir ki, o zaman da kısmi davaya ilişkin 6100 sayılı Kanun"un 109. maddesindeki hükmün fiilen uygulanması söz konusu olamayacaktır. Çünkü, belirsiz alacak davasında zaten belirsiz alacak davasının sağladığı imkânlardan yararlanarak dava açılabilecek; şayet alacak belirli ise de, o zaman sadece tam eda davası açılabilecektir.Oysa kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği prensibi gereği, 6100 sayılı Kanun"un 109. maddesinde kısmi davaya ilişkin düzenleme yapıldığı düşünülerek ve kanundaki sınırlamalara dikkat edilerek kısmî dava açılabilecektir. Buradaki temel ölçü, kısmî dava açmakta hukukî yararın bulunması ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, kısmî dava açma hakkının dürüstlük kuralına aykırı şekilde kötüye kullanılmamasıdır. Şüphesiz ki, 6100 sayılı Kanun"un kabulünden sonra, gerek 29. maddenin açık hükmü gerekse 109. maddenin 2. fıkrasındaki düzenleme gereği, kısmî dava açılması halinde hukukî yararın, özellikle dürüstlük kuralı çerçevesinde daha sıkı gözetilmesi gerekli ve zorunludur. Bu noktada belirtmek gerekir ki, dava konusu edilen alacak, yargılama sırasında hesap raporu alınmasını veya miktar veya değerinin belirlenmesi yargılama sırasında başka bir olgunun tespit edilmesini gerektiriyor ise talep konusu alacağın tartışmalı olduğu veya açıkça belirli olmadığı kabul edilmeli ve kısmi dava olarak görülmelidir.
    Somut olayda, fark kıdem tazminatı alacağının tahsiline ilişkin davanın kısmî dava olarak açıldığı davacı vekilinin duruşmadaki beyanı ile açıktır. Davacının iddia ettiği çalışma süresi ve ücrete göre, davayı açarken alacağını belirleyebilme durumu var ise de, talep konusunun miktarının belirlenmesi, davacının giydirilmiş gerçek ücretinin tespitini de gerektirdiğinden, ayrıca anılan alacağın miktarı, hesaplama gerektirdiğinden açıkça belirli değildir. Mahkemece, kısmi dava açma hakkını sınırlandıran 6100 sayılı Kanun"un 109/2 maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığı da gözetilerek işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının kabulü ve hukuki yarar yokluğundan reddilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi