1. Hukuk Dairesi 2019/2063 E. , 2020/1924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak karar verilmiş; İstinaf isteği ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince esastan reddedilerek verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.03.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Yemal Yavaş ile temyiz edilen vekili davalı Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dışı kızı ...ile eşi...in piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu, alacaklıların baskısı nedeniyle kızı ...’nın bir finans kurumundan kredi kullanmak istediğini, ancak söylendiğine göre finans kurumunun kredi karşılığı bir taşınmazın teminat gösterilmesini istediğini, bunun da gösterdiği bir kişiye devir suretiyle yapılacağını beyan ettiklerini, kızının ısrarı ile maliki olduğu dava konusu 1205 ada 28 parsel sayılı taşınmazının devri konusunda dava dışı oğlu ...ı vekil tayin ettiğini, sözde finans kurumunun yetkilileri olan dava dışı ... ve ...’in telkini ile oğlu ...’ın çekişmeli taşınmazı 30.07.2013 tarihinde ...’e satış göstererek temlik ettiğini, kredi kullanılıp geri ödendiğinde anılan taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak kendilerine bir kredi verilmediğini, taşınmazın da iade edilmediğini, finans kurumu yetkilileri ile ...’in hileli hareketler ile kendilerini dolandırdıklarını, suç duyurusu üzerine de Sinem’in dava konusu taşınmazı davalı ...’a muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı Sinem isimli şahıstan bedeli karşılığında satın aldığını, davacıyı tanımadığı gibi iddia ettiği olayları da bilmediğini, tapu kaydına güvenen iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının çekişmeli taşınmazı bedelsiz devrettiği iddiasının resmi senet karşısında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, teminat karşılığı devrettiği iddiasının yazılı delil ile ispatlanamadığı, aldatma iddiasının da mevcut delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince başvuru esastan reddedilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1205 ad 28 parsel sayılı taşınmazın ( 156 m2’lik ahşap üç ev ) tamamı davacı ... adına kayıtlı iken, ...’ya vekaleten dava dışı ...’nın anılan taşınmazın tamamını dava dışı Sinem Şeftalicioğlu’na 446.000,00 TL bedel üzerinden ( üzerinde Ziraat Bankası lehine tesis edilen 200.000,00 TL’lik ipotek yükü ile birlikte ) 30.07.2013 tarihinde satış yoluyla devrettiği, Sinem’in de çekişmeli taşınmazın tamamını davalı ...’e 447.000,00 TL bedel üzerinden 07.11.2013 tarihinde temlik ettiği kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki; davacı, dava dilekçesinde davanın dayanağını oluşturan tüm olayları (vakıaları) bildirmekle yükümlüdür (6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 119/1-e). Aynı Kanunun 25. 26. ve 31. maddelerinin buyurucu nitelikteki hükümlerinde belirtildiği üzere Hâkim kanunda gösterilen istisnalar dışında, davanın sınırlarını çizen bu olaylarla bağlı olup, bunlar dışına çıkamaz ve inceleme yapıp karar veremez. Ancak, davada ileri sürülen olaylar belirsiz (müphem) veya çelişkili ise, belirsiz veya çelişkili gördüğü iddia veya sebepler (vakıalar) hakkında açıklama isteyebilir.
Öte yandan, hâkim yukarıda değinildiği gibi davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, HMK"nin 33.maddesi uyarınca ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgulara göre hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir.
Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve diğer beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; aldatma ( hile ) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ne var ki mahkemece, aldatma iddiası üzerinde yeterince durulmadan sonuca gidildiği görülmüştür.
Hal böyle olunca, öncelikle 30.07.2013 tarihli ilk temlik yönünden aldatma iddiası üzerinde durulması, toplanan delillerin tartışılması, aldatma iddiası sabit görülür ise; davalı ...’ın ikinci el konumunda bulunduğu gözetilerek TMK’nin 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının açıklığa kavuşturulması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı niteleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.540.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.