14. Hukuk Dairesi 2013/183 E. , 2013/2527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.08.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 19 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davalıya ait 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı taşınmazı yararına, 9 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar geçit hakkı kurulması gerekir.
Bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olaya gelince; mahkemece, 19 parsel sayılı davacı taşınmazı yararına, bilirkişi rapor ve krokisinde (1) no"lu alternatif olarak gösterilen yerden 9 parsel sayılı davalı taşınmazı üzerinden ve bu taşınmazı bölecek şekilde geçit kurulmasına karar verilmiştir. Ancak, bu şekilde kurulacak geçit, aleyhine geçit irtifakı kurulan 9 parsel sayılı taşınmazın ekonomik kullanım bütünlüğünü bozmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişilerden ek rapor alınarak veya gerekli görüldüğü takdirde mahallinde yeniden keşif yapılarak, 26.09.2011 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokiye göre 12 parsel sayılı taşınmazın kuzeyindeki pembe renkle gösterilen kesimden çıkmaz yola bağlanacak şekilde ve ayrıca çıkmaz yolun daraldığı Y7 noktasında da bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde yolu genişletecek biçimde 19 sayılı parsel lehine, 12 ve 8 sayılı parseller aleyhine geçit kurulup kurulmayacağı değerlendirilip, yapılacak araştırma ve inceleme sonucu şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedenini karar gerekçesinde açıklamak, bölünen parça maliki tarafından ekonomik olarak kullanılamayacak ise bölünen parça için de geçit bedeli hesaplatıp bunu da malikine ödenmek üzere depo ettirmek, böylelikle uyuşmazlığın esasını hükme bağlamak olmalıdır.
Açıklanan bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 21.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.