14. Hukuk Dairesi 2013/215 E. , 2013/2522 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı davalarında amaç; genel yola çıkışı bulunmayan parselin sürekli yararlanabilmesi için en uygun ve en kısa yolun tespit edilerek, buradan geçit bağlantısı kurmaktır. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Uyuşmazlık konusu taşınmazlar başında usulüne uygun yapılacak keşif sonucu, uzman bilirkişilerce oluşturulacak raporlar mahkemece hükme esas alınarak, yetkili birimlerce infaz edileceğinden ve kurulan geçit irtifak hakkı sona erdirilinceye kadar çıkan ihtilaflar bu rapor ve krokiler ile çözüme kavuşturulacağından rapor ve krokiler denetime elverişli ve uygulanabilir olmalıdır. Bu nedenle oluşturulacak krokiye geçit güzergahları ayrıntılı şekilde çizilip, ölçeği üzerinde belirtilmeli krokinin uzunluk ve genişlikleri gösterilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, maliki olduğu 78 parsel sayılı taşınmaz lehine 79, 87 ve 329 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı verilmesini istemiş, mahkemece zeminde mevcut olmayan güzergahtan geçit hakkı tesisinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacıya ait 78 parsel sayılı taşınmazın genel yola cephesinin olmaması nedeniyle geçit ihtiyacı olduğu sabittir. Geçit hakkı tesis edilecek güzergahta arz üzerinde yol bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir. Şöyle ki, Geçit hakkı davalarında amaç; genel yola çıkışı bulunmayan parselin sürekli yararlanabilmesi için en uygun ve en kısa yolun tespit edilerek, buradan geçit bağlantısı kurmaktır.
Somut olayda, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, dosya içerisindeki bilirkişi raporu ile ekindeki krokide gösterilen seçenekler değerlendirilerek, bu seçenekler uygun görülmediği takdirde bilirkişiden başkaca seçenekleri gösterir şekilde ek rapor düzenlemeleri istenilerek, gerektiği takdirde mahallinde yeniden keşif yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece geçit hakkı tesis edilecek güzergahta arz üzerinde yol bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.