3. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/18631 Karar No: 2012/1415 Karar Tarihi: 23.01.2012
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/18631 Esas 2012/1415 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıya ait kalorifer kazanından kaynaklanan su sızıntısı nedeniyle dairenin hasar gördüğünü ve kiraya verilemez hale geldiğini ileri sürerek 4.800 TL kira kaybı tazminatı talep etmiştir. Mahkeme, davacının talebinin dolaylı da olsa el atma niteliğinde olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Somut olayda davacı, zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırmış ve davalıya zararın kaynaklandığını tebliğ etmiştir. Bu nedenle, mahkemece davacının talebinin tazmini için gerekli şartların oluştuğu kabul edilmeli, dolayısıyla hüküm bozulmalıdır. Kararda, haksız eylem nedeniyle tazminat borcunun doğması için zararın varlığının şart olduğu ve zararın mal varlığı üzerindeki tüm olumsuz etkilerini kapsadığı belirtilmektedir. Ayrıca, zararın oluşmasında zarar görenin de bir kusuru varsa, bu tutar hükmedilecek tazminattan indirilmelidir. Kanun maddesi olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve Borçlar Kanunu'nun 44. maddesi gösterilmiştir.
3. Hukuk Dairesi 2011/18631 E. , 2012/1415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 4.800 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde; davalıya ait kalorifer kazanından sızan sular nedeniyle davacıya ait dairenin hasar gördüğü, taşınmazın hem konut hem de işyeri olarak kiraya verilebilecek yerlerden olmasına rağmen gördüğü hasar nedeniyle kullanımının imkansız hale geldiği ileri sürülerek, bir yıllık kira kaybından kaynaklanan 4.800 TL tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; davacının mevcut zararın giderilmesi için herhangi bir talepte bulunmadığı, dolaylı da olsa el atma niteliğinde olan zararın sona erdirilmesi için talepte bulunmadan kiraya verememeden kaynaklanan gelir mahrumiyetinin istenmesinin TMK. 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, su sızıntısı şeklinde oluşan dolaylı el atmanın önlenmesini istemediği sürece davacının oluşan zarara katlanmak durumunda olduğu, bu davanın ise sırf kar yoksunluğuna dayalı olarak açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, haksız eylem nedeniyle oluşan gelir yoksunluğunun (kira kaybının) giderilmesi istemine ilişkindir. Bir haksız eylem nedeniyle tazminat borcunun doğması için zararın varlığı şarttır. Zarar, mal varlığının haksız eylemden sonraki durumu ile bu olay meydana gelmese idi mevcut olacak durumu arasındaki farktır. Zarar, haksız eylemin mal varlığı üzerindeki tüm olumsuz etkilerini yani oluşan fiili zararı kapsadığı gibi olay nedeniyle yoksun kalınan gelir ya da kârı da kapsamaktadır. Bu durumda zarar gören kişi uğradığı zararın tümü için bir giderim davası açabileceği gibi, sadece bir kısmı için de dava açabilir. Öte yandan, zararın oluşmasında zarar görenin de bir kusuru varsa buna düşen tutar Borçlar Kanununun 44. maddesi uyarınca hükmedilecek tazminattan indirilir.Somut olayda davacının bu davayı açmadan önce mahkeme vasıtasıyla oluşan zararın tespitini yaptırmış ve tanzim edilen bilirkişi raporunu davalıya tebliğ ettirmiştir. Tespit raporunun tebliği aynı zamanda zararın giderilmesi için bir ihtar tebliği niteliğinde olup, davacının zararın iddia edildiği gibi davalının kusurundan kaynaklandığını ve taşınmazını sırf bu nedenle kiraya veremediğini ispat etmesi halinde ihtar tebliğ tarihi ile dava tarihi arasında gelir kaybından kaynaklanan zararını talep edebileceği kabul edilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.