10. Hukuk Dairesi 2015/5541 E. , 2015/5285 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan........... ve Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda; davacı, davalılardan Konaklı İlköğretim Okulu"nda 01/10/1994-15/06/2007 tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 12/05/2014 tarih ve 2014/6091-10509 E.- K. sayılı ilâmıyla eksik inceleme ve hak düşürücü süre uygulamasında yanılgılı değerlendirme nedeni ile "...farklı işverenlere ait işyerlerindeki çalışma olgusu karşısında hizmetin aralıksız gerçekleşmediği dikkate alındığında 31.12.2003 gününden itibaren 5 yıl içerisinde açılmayan davada 01.07.2003 tarihi öncesine ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığı açıktır. 05.09.2003 – 15.06.2007 dönemi yönünden ise yargılamada bilgi ve görgülerine başvurulan 14 tanığın aydınlatıcı net anlatımları ve tüm dosya içeriğine göre davacının her eğitim öğretim yılında okulların açık bulunduğu Eylül – Haziran döneminde temizlik, sobaların ve kaloriferlerin yakılması ve benzeri faaliyetler kapsamında tam gün üzerinden çalıştırıldığı belirgindir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve hak düşürücü süre uygulamasında yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 28.12.2013 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde yer alan, müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı yönündeki düzenlemeye aykırılık oluşturacak şekilde kendileri yönünden davanın reddi sebebi ortak olan her bir davalı için ayrı avukatlık ücreti belirlenmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” görüş ve düşünceleriyle
bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın davalılardan........ Okul Aile Birliği bakımından husumet yokluğundan reddine, davalı...... Bakanlığı bakımından kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma re"sen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7"nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan Geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usûlü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.
Şu durumda, hizmet tespiti davalarında Kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında 11.09.2014 gününden önce açılan dava değerlendirildiğinde, mahkemece, davalı Kurumun feri müdahil olarak benimsenmesi isabetsizdir.
3-Yargılama giderleri (hüküm tarihinde yürürlükte bulunan) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 323. maddesinde sayılarak, ğ bendinde vekâlet ücretine de yer verilmiştir. 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerekir.
Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen
haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır (HMK m. 326/2). Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.
Mahkemece, davacı ve davalı taraf yararlarına hükmedilen vekalet ücretinden ve davalı taraf aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinden yalnızca davalı Bakanlığın sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Gerekçeli karar başlığındaki "........l" sözcüklerinin silinerek yerine ""Davalı "" sözcüğünün yazılmasına; Hükmün vekalet ücretine ilişkin 5. fıkrasında yer alan ".........alınarak" sözcükleri silinerek yerine "davalılar ....... ve ....."dan müştereken ve müteselsilen alınarak " sözcüklerinin yazılmasına; 6. fıkrasının tamamen silinerek yerine "Kendilerini vekille temsil ettiren davalılar......... ve.... lehine ... gereğince takdir edilen 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar......... ve....."na verilmesine,"sözcüklerinin yazılmasına; 8. fıkrasında yer alan "davalı ...... Bakanlığından" sözcükleri silinerek yerine "davalılar....... Bakanlığı ve...."dan " sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.