Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2077
Karar No: 2021/1480
Karar Tarihi: 26.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2077 Esas 2021/1480 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2077
KARAR NO: 2021/1480
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
DOSYA NUMARASI: 2016/426 Esas - 2019/427 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirket ile olan ticari ilişki neticesinde fatura ve cari hesap alacağı doğduğunu, alacağın tahsili amacıyla İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ... E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca, faize ve tüm ferilerine haksız olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin perakende olarak tüketiciye sattığı ürünleri “fason üretim” şeklinde tabir edilen üretim yöntemi ile 3. kişilere yaptırdığını, davalının da müvekkili şirkete fason üretim yapan şirketlerden birisi olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme ile belirlendiğini, bu sözleşme gereğince; müvekkili şirketin üretilmesini talep ettiği ürünlere ilişkin şartları içerir sipariş formunu belirli bir iş emri numarasını davacı yana gönderdiğini, davacının da müvekkili şirket tarafından belirtilen özelliklerde, bedenlerde, adette ürünü, belirlenen termin süresinde üretip müvekkili şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketçe verilen siparişlerin anlaşılan termin tarihinde teslim edilmemesi nedeniyle iskonto oranı üzerinden iskonto faturası kesilerek davacı yana tebliğ edildiğini, sipariş edilen ürünlerin anlaşılan birim fiyattan daha yüksek bir şekilde fatura edilmesi halinde fiyat farkı faturası kesilerek davacı yana tebliğ edildiğini, yine müvekkili şirket tarafından ürünler teslim alınırken her bir ürünün ağırlığı ve ürünlerin paketlerinin ağırlığı hesap edilerek tartılmak suretiyle teslim alındığını, bu kapsamda ağırlık olarak eksik çıkan paketler ve koliler tek tek sayımı yapılarak teslim edilen ürün adetlerinin belirlendiğini, ağırlık kontrollerinde hata çıkması durumunda sayım yapılması ek bir maliyet doğurduğundan işbu maliyetin üreticilere yansıtıldığını, davacı yan tarafından da teslim edilen ürünlerin eksik teslim edilmesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından sayım yapıldığını, sayım neticesinde ürünlerin ağırlık kontrolünde tespit edilen şekilde eksik çıkması nedeniyle dava konusu tutarı oluşturan dilekçe ekinde sundukları faturaların kesilerek davacı yana tebliğ edildiğini, davacı yanın ise işbu faturaların bedellerinin toplamını (müvekkili şirketçe 03.02.2016 tarihinde ödenen 1.413,36-TL dahil olmak üzere) icra takibinde talep ettiğini, talebin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça müvekkili şirketin sipariş ettiği ürünler anlaşılan koşullarda üretilmesine rağmen, anlaşılan teslim tarihinde (termin süresinde) tesliminin gerçekleşmemesi üzerine müvekkili şirketin çeşitli zararlarının doğduğunu belirterek, davanın reddine, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/05/2019 tarih ve 2016/426 Esas - 2019/427 Karar sayılı kararı ile; " .... davalının 264,32 TL tutarındaki 30.04.2015 tarihli ... nolu reklamasyon faturasını, 3.584,20 TL tutarındaki 30.04.2015 tarihli ... nolu reklamasyon faturasını ve 276,48 TL tutarındaki 29.05.2015 tarihli ... nolu reklamasyon faturasını davacıya yansıtamayacağı, Davacı tarafından 1.447 adet ... model kısa kol çizgili elbisenin davalıya 23 gün geç teslim edildiği ve 1.034 adet ... model bayan atlet çizgilinin davalıya 17 gün geç teslim edildiği, geç teslimat nedeniyle davalının 4.822,29 TL tutarındaki 29.05.2015 tarihli ... nolu reklamasyon faturasını davacıya yansıtabileceği ve 4.822,29 TL bedeli davacıdan talep edebileceği, 4.822,29 TL tutarındaki 29.05.2015 tarihli 317890 nolu faturanın davacı alacağından mahsubu sonrası davacının davalıdan, 23.03.2016 takip tarihi itibariyle, 8.947,19 – 4.822,29 = 4.124,90 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabülüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davanın Kısmen Kabulüne, davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 4.124,90 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Kabul edilen 4.124,90 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, icra takibindeki asıl alacakları 10.360,55 TL olmasına rağmen 4.124,90.TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, kararda, müvekkili tarafından 1.447 adet ... model kısa kol çizgili elbisenin davalıya 23 gün geç teslim edildiği ve 1.034 adet ... model bayan atlet çizgilinin davalıya 17 gün geç teslim edildiği, geç teslimat nedeniyle davalının 4.822,29 TL tutarındaki 29.05.2015 tarihli ... nolu reklamasyon faturasını müvekkiline yansıtabileceği belirtilmiş ise de, mahkemenin, bu kanaate tek taraflı e- postaları esas alarak ulaştığını, e-postaların yargılamada delil olarak kabul edilemeyeceğini, taraflar arasında yapılan sözleşmede e-mail yolunun iletişim aracı olarak belirlenmediğini, e-mail yazışmalarına bakıldığında da şirket yetkilileri arasında yapılmış bir yazışma bulunmadığı gibi şirket yetkililerinin cc ye de eklenmediğini, mailleri gönderen ve gönderilen kişilerin tarafların SGK'lı şirket çalışanları olup olmadığı, şirketin, çalışanlarına bu konuda yetki verip vermediği hususlarının mahkeme tarafından araştırılmadığını, davalı tarafından gönderilen e postaların gönderildiği adreslerin müvekkili şirketten sadır olduğunun ispatlanmadığını, E postalar ve sipariş formlarının tek taraflı olduğunu, kendileri tarafından tarihinin onaylandığı tek bir belgenin dahi dosyada bulunmadığını, mail yazışmalarında da kendileri tarafından onaylanan bir termin tarihi olmadığını, davalının iddia ettiği sipariş formlarının ise tek taraflı olduğunu, kendileri tarafından onaylanmış bir termin tarihi içermediğini, tek taraflı olarak termin tarihi belirlenmesinin ticari teamüle ve TTK'ya aykırı olduğunu, Karşı tarafın geç teslim iddiası varsa öncelikle her iki tarafça da onaylanmış termin tarihini ispatlaması ve ona göre geç teslim iddiasında bulunması gerektiğini, tek taraflı atılan mailin, tek taraflı sipariş formunun termin tarihinde tarafların mutabık olduklarını ortaya koymadığını, Kabul anlamına gelmemekle beraber, e-postaların yargılamada delil olarak vasıflandırılamayacağını ve kullanılamayacağını, en fazla delil başlangıcı vasfı verilebileceğini ve yazılı başkaca delillerle desteklenmesi gerekeceğini, ancak davalının dosyaya sunduğu diğer belgelerin de müvekkilinin onayını içermediğini, ayrıca, davalı tarafın ürünleri teslim alırken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, ... nolu reklamasyon faturasının teslimden 1 aydan fazla bir süre geçtikten sonra cari hesabı sıfırlamak adına kesildiğini, 03.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda, ... no'lu 4.822,29.TL bedelli reklamasyon faturasına ilişkin davalının müvekkilinin onayını içeren sipariş formunu ibraz etmemesi nedeniyle faturanın haklılığının ispatlanamadığı kanaatine varıldığını, T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2014/14524 K. 2015/2135 18.2.2015 tarihli, T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2014/16423 K. 2015/4493 30.3.2015 tarihli ve T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2014/18232 K. 2015/957 26.1.2015 tarihli kararlarının da haklılıklarını ispatladığını belirterek, İstinaf başvurularının kabulü ile; davanın kabulüne ve davalının itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının alacak talebinin yargılamayı gerektirdiği ve müvekkili şirketçe yapılan itirazın icrayı geciktirmek gibi bir niyetle yapılmadığı ispatlanmış iken müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, reddedilen tutar üzerinden ise davacı yan aleyhine tazminata hükmetmekten de imtina edildiğini, Davacı tarafça başlatılan icra takibinde müvekkili şirketten 10.360,55.TL alacak talebinde bulunulduğunu, oysa işbu alacağın 1.413,36 TL'sinin banka havalesi yolu ile icra takibinden evvel davacıya ödendiği belirtilmesine rağmen davacının davayı takip değeri üzerinden ikame ettiğini, takipten önce ödenen 1.413,36 TL için alacak talebinde bulunulmasının kötü niyeti gösterdiğini, mahkemece sanki davacı tarafça bu tutar düşülerek 8.947,19 TL üzerinden dava ikame edildiği şeklindeki gerekçeler ile hüküm kurulduğunu, bu tutar üzerinden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Müvekkili şirket tarafından kesilen "iskonto termin" açıklamalı 29/05/2015 tarihli 4.822,29 TL tutarlı faturaya dair mahkemece verilen kararın yerinde olduğunu, Müvekkili şirket tarafından kesilen "iskonto termin" açıklamalı 30/04/2015 tarihli fatura yönünden; müvekkili şirket tarafından düzenlenen satın alma onay formları davacı tarafa onaylanmamış ise de, bahse konu faturanın taraflar arasındaki ticari ilişki ve hukuka uygun olduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenen belgeler yeterli değil ise, davacı tarafça bahse konu ürünlerin nasıl, hangi şekilde ve termin tarihine uygun bir şekilde üretilerek teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, mahkemece bu hususa dair bir araştırma da yapılmayarak davacının termin tarihlerine uygun bir şekilde ürünleri müvekkili şirkete teslim ettiği varsayımı ile karar verildiğini, davacı tarafça defterleri dışında herhangi bir belge sunulmadığını, kendileri tarafından taraflar arasındaki yazışmalar, satın alma formu ve sipariş formunun sunulduğunu, Davacı tarafça malların geç teslim edildiğinin ispatı bakımından, davacı yan ile mutabık kalınan teslim tarihlerine ilişkin yazışmaların dosyada mübrez olduğunu, 27/03/2019 tarihli yazışmalardan, dava konusu ... model kodlu ürünün termin tarihinin 16/03/2015 yine dava konusu ... model kodlu ürünün termin tarihinin 20/03/2015 olduğu ve işbu ürünlerin terminlerinin geciktiğinin açıkça anlaşıldığını, bu yazışmalara rağmen mahkemece yalnızca davalı yan tarafından kesilen faturalar esas alınarak bir hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, Bahse konu ürünlerin müvekkili şirkete teslim edilmesi akabinde müvekkili şirket tarafından satın alma onay formları düzenlendiğini, işbu satın alma onay formlarının davacı yana gönderilmemesinin mümkün olmadığını, ayrıca her ne kadar temin edilememiş ise de, bahse konu ürünlerin siparişleri verilirken müvekkili şirket tarafından sipariş formları düzenlendiğini, sipariş formlarında ürünlerin teslim edileceği termin tarihlerinin açıkça yazıldığını, müvekkilinin sipariş formu olmaması veya siparişleri belgesiz bir şekilde üreticilere vermesinin düşünülemeyeceğini, ürünlerin siparişlerinin üreticilere verilmesi akabinde termin tarihlerinden modellere ilişkin tüm detayların sisteme girildiğini, ürünlerin üreticiler tarafından üretilip teslim edilmesi akabinde de sisteme teslim tarihleri girilerek satın alma onay formlarının çıkarıldığını, işbu sonuçla bahse konu satın alma onay formlarının yalnızca davacı yan tarafından onaylanmaması nedeniyle kabul görmemesinin mümkün olmadığını, davacı tarafa satın alma onay formu onaylatılmamış ise, davacı yanın bahse konu ürünleri nasıl, neye istinaden ürettiği hususu araştırılmadan hüküm verilmesinin de hukuka uygun düşmediğini, Müvekkili şirket tarafından kesilen "ağırlık kontrol hatası yeniden sayım bedeli" açıklamalı 30/04/2015 tarihli 264,32 TL tutarlı fatura yönünden; Davacı tarafça üretilip geç teslim edilen ... model kodlu ürünlerin koli ağırlığının tutmaması nedeniyle bahse konu faturanın kesildiğini, müvekkili şirkete üreticiler tarafından ürünlerin koli bazında teslim edildiğini, kolilerin tartılmak suretiyle kabul edildiğini, teslim edilen ürünlerin ağırlıklarının belirlenen şekilde olmaması halinde müvekkili şirket tarafından ürünlerin kolileri açılmak sureti ile tek tek sayım yapıldığını, bu sayımın hem zaman alması hem de ek maliyet doğurması nedeniyle müvekkili şirket tarafından bahse konu faturanın kesildiğini, Mahkemece hükme esas alınan rapordaki; bilirkişilerin beden farklılıkları nedeniyle ağırlık farklılıkları olacağına ilişkin tespitlerinin hukuka uygun düşmediğini, müvekkili şirketin ürettirmiş olduğu ürünlerin, her daim her bedenden kolilenmesi halinde ağırlıkların aynı olacağını, mahkemece bilirkişi raporundaki varsayıma dayalı tespitlere dayanılarak hüküm kurulduğunu, müvekkili şirket tarafından, kendisine teslim edilen kolilerin nasıl olması gerektiği ve kolilerin ortalama ağırlığının bilindiğini, olağan artı veya eksi yöndeki sapmalarda tekrar sayım yapılmadığını, ancak belirlenen olağan sapmalar dışında bir farklılık olması halinde tek tek sayıma geçildiğini, davacının işbu uygulamayı bilmediği ve faturayı kabul etmediğine dair herhangi bir beyan ve itirazı da bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince davacıya daha evvel de benzer sebeplerden faturalar kesildiğini, bu hususun talepleri olmasına rağmen incelenmediğini, mahkemece bahse konu faturanın davacı alacağından düşülmeyeceğine yönelik karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili şirket tarafından kesilen "Fiyat Farkı Ek Maliyetleri" açıklamalı 29/05/2015 tarihli 276,46 TL tutarlı fatura yönünden ise; Bilirkişiler raporunda bahse konu faturanın kesilme nedeni için herhangi bir mutabakat bulunmadığı ve faturanın reklamasyon faturası olduğunun belirtildiğini, bu tespitlerden müvekkili şirketçe kesilen fatura ve taraflar arasındaki yazışmaların tam olarak incelenmediğinin anlaşıldığını, bu hususa dair itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, Dosyada mübrez ... numaralı faturada " Etiket değişimi içindir " açıklamasının yer aldığını, yine dosyada mübrez 07 Nisan 2015 tarihli yazışmalarda, davacının birim bazda 0,25 TL tutarındaki etiket değişimi ile ilgili teklifi ve bu tutarın müvekkili şirket tarafından "0,25 krş okeydir " şeklinde olduğunun görüldüğünü, taraflar arasında yapılan yazışmalardan, müvekkili şirket tarafından etiket değişimi için ilk olarak 0,05 TL birim fiyatta ödeme yapılacağının teklif edildiği, akabinde davacı yan tarafından bahse konu tutar kabul edilmeyerek 0,50 TL birim fiyat olarak fatura kesildiği, ardından da bedelin çok olduğundan bahisle taraflarca 0,25 TL üzerinde anlaşıldığının açık olarak tespit edildiğini, bu süreç sonunda da tarafların mutabakatı doğrultusunda müvekkili şirket tarafından dava konusu faturanın kesildiğini, Mahkemece verilen kararın gerekçesinde bahse konu ürünlerin model kodlarının farklı bir şekilde yorumlandığını, dosyadaki mevcut yazışmalar incelendiğinde ... model kodlu ürünün etiket değişimi olduğunun açık olduğunu, ancak mahkeme hükmünde ... model kodlu ürünün etiket değişimi için olduğuna dair hatalı tespitlerde bulunulduğunu, bu nedenle hatalı değerlendirme yapıldığını, dosyadaki mevcut belgeler çerçevesinde bahse konu faturanın kesilmesinde tarafların mutabık kaldığı ispatlandığından faturanın davacının alacağından düşülmesi gerektiğini, Müvekkili şirket tarafından kesilen 3 adet faturanın davacının alacağından düşülmemesi ve müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının alacakları yargılamayı gerektirdiğinden ve müvekkili şirketin kötü niyeti bulunmadığından, müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olup davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davacı yan aleyhine kötü niyetli olarak davaya konu edilen 1.413,36.TL tutar üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve mahkemece aleyhe hükmedilen tutarlara ilişkin verilen kararların kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalının istinaf başvurusu yönünden; 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK'nın 341/2madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK'nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00-TL olmuştur.Mahkemece davacı talebinin 4.124,90 TL'lik kısmı kabul edilmiştir. Bu hali ile, davalı tarafça istinafa konu miktar 4.124,90 TL olup, ilk derece mahkemesince verilen karar davalı yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının istinaf başvurusu yönünden; Davacı tarafça fatura ve cari hesap alacağına ilişkin 10.360,55-TL asıl alacağın tahsili için 23/03/2016 tarihinde icra takibi başlatılmış, davalı şirket vekilince alacağın tamamına itiraz edilmesi üzerine, davacı 10.360,55-TL dava değeri üzerinden itirazın iptali istemi ile işbu davayı açmıştır. Bilirkişi raporlarında; davacı taraf ticari defterlerinde 03/02/2016 tarihinde 1.413,36 TL davalı ödemesinin kayıtlı olduğu ve defterlere göre takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 8.947,19 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla mahkemece takip ve davadan önce ödenen 1.413,36 TL yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.Davalı vekilince, mahkemece 29.05.2015 tarihli ... fatura numaralı 4.822,29 TL bedelli fatura konusu alacağın davalı tarafça davacıya yansıtılabileceği gerekçesi ile bu fatura yönünden taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin, bu kanaate tek taraflı e- postaları esas alarak ulaşması, e-postaların yargılamada delil olarak kabul edilemeyeceği, e-postalar ve sipariş formlarının tek taraflı olduğu, kendileri tarafından tarihinin onaylandığı bir belgenin dosyaya sunulmadığı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; söz konusu faturanın dayanağını teşkil eden faturalara konu ürünlerin sipariş formu ve satın alma onay formlarında termin tarihlerinin gösterildiği, davacı tarafça faturalara konu ürünlerin farklı bir yolla sipariş edilerek üretildiğinin iddia edilmediği dikkate alındığında, sipariş formu ve satın alma onay formlarındaki diğer bilgilerin doğru, termin tarihi bilgisinin ise tarafları bağlamadığının kabulünün mümkün olmadığı, bilirkişi raporu ile, bu formlardaki tarihlere göre siparişlerin geç teslim edildiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin 7.1.2.a maddesine göre davalı tarafça düzenlenen reklamasyon faturasındaki miktarın uygun olduğunun tespit edildiği nazara alındığında, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 352. Maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 70,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11,2 TL harcın talep halinde davalıya iadesine, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 7-Talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi