Esas No: 2019/2131
Karar No: 2021/1481
Karar Tarihi: 26.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2131 Esas 2021/1481 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2131
KARAR NO: 2021/1481
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2017/605 Esas - 2019/414 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... A.Ş.'nin Bayrampaşa Şubesi ile davalı şirket arasında 01/09/2014 tarihinde Finansmaaş sözleşmesi akdediğini, müvekkilinin sözleşmenin akdedilmesinden kısa bir müddet sonra 26/10/2015 tarihinde, sözleşmenin 18. maddesindeki "Kurumlar'ın bu sözleşme ve eklerindeki taahhütlerini zamanında ve tam olarak yerine getirmesi şartıyla ...A.Ş.'ne 23.000 TL'yi fatura karşılığı ödeyecektir" hükmü gereği 23.000 TL'yi "19/04/2014 tarihli ... maaş sözleşmesine istinaden" açıklaması ile davalı şirkete ödediğini, müvekkili bankanın sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesine rağmen davalı şirketin taahhütlerini yerine getirmemesi sebebiyle müvekkili Banka'nın Bayrampaşa Şubesi tarafından davalı şirkete 09/03/2016 tarihinde Eyüp ... Noterliği aracılığıyla ... yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek, işbu dava konusu ... Sözleşmesinin feshedildiğinin davalıya bildirildiğini ve sözleşmenin cezai maddesi uyarınca doğmuş olan bedelin faizi ile birlikte ödenmesi ihtar edilmesine rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının sözleşmenin 19. maddesi gereği verilen promosyon bedelinin, işlemiş faizi ile beraber toplam 32.329,00 TL tutarında olan borcunu müvekkiline ödemesi gerektiğini belirterek, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü’nün ... E. numaralı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarca imzalanan 25/05/2012 tarihli sözleşmenin 14 maddesi ve yine taraflarca imzalanan 01/09/2014 tarihli sözleşmenin 15. maddesi gereğince aralarındaki uyuşmazlıkta İstanbul merkez mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkilendirildiğini, itirazın iptali davasına konu Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı dosyasıyla takibin yetkisiz yerde başlatıldığını, takibe itirazlarında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini, davanın bu sebeple usulden reddi gerektiğini, Ekim 2015 dönemine dek müvekkili şirketin muntazaman edimini yerine getirdiğini, (hatta 190-200 kişinin maaş ödemesinin bankadan geçildiğini), sözleşmenin, davacı banka tarafından ihtarname gönderilerek feshedilmesi nedeniyle, cezai şart talebinin yasal olmadığını, davacı banka ile akdedilen ilk sözleşmenin 25/05/2012 tarihli ve iki yıllık olduğunu, sözleşmenin 11. maddesi uyarınca sürenin otomatik olarak yenilenmesine ve bu arada personel maaşlarının bankaya yatırılmasına devam edilmesine rağmen, yeni sözleşmenin 01/09/2014 tarihinde müvekkili şirkete imzalatıldığını ve başlangıçta 56 olan personel taahhüdünün 119 adede çıkartıldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin 25/05/2014 ile 01/09/2014 tarihleri arası ödenmemiş promosyon alacağı doğduğunu, davanın esasına girilmesi halinde yapılan bilirkişi incelemesinde çıkabilecek banka alacağından mahsuben düşülmesini talep ettiklerini, 01/09/2014 tarihinden itibaren 09/03/2016 tarihine dek davacı banka aracılığı ile ödenen maaşlar olduğunu, doğabilecek banka alacağı hesaplanırken yapılan bu ödemelerin de hesaplanarak mahsubu gerektiğini, talep edilen likit bir alacak bulunmayıp, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğini, istenilen faizin fahiş olduğu gibi muaccel bir alacak da bulunmadığını, ayrıca takip alacağı ile davada talep edilen miktarın farklı olduğunu, fazladan talep edilen 6.469,64 TL'nin dava konusu yapılmasına muvafakatleri bulunmadığını belirterek, davanın reddine, % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/04/2019 tarih ve 2017/605 Esas - 2019/414 Karar sayılı kararı ile; "...Tarafların tacir olduğu serbest iradeleri ile aralarındaki sözleşmeyi akdettikleri dikkate alınarak sözleşmenin geçerliliği kabul edilip takip tarihi itibarı ile davacının 23.000.TL asıl alacak 2.709,19 TL faiz 150,17 TL ihtarname masrafı istemekte haklı olduğuna kanaat getirilmiştir.Davacının 04.02.2019 havale tarihli beyanı gereğince taleple bağlı kalınarak ve dava konusu değer gözetilerek bilirkişi tarafından yapılan sözleşmenin geçerliliği halinde hesaplanan meblağa değer verilerek (davacının 23.000 TL asıl alacak 2.709,19 TL faiz 150,17 TL ihtarname masrafı istemekte haklı olduğu) hükümde değerlendirme yapılmıştır. Aksine dair veya borcun ödendiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Alacağın varlığı, miktarı ve faiz taraflar arasındaki sözleşme gereğince ve kayıtlar gereğince değerlendirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davalının bankacılık sözleşmeleri gereğince asıl borçlunun borcun tamamından sorumlu olduğuna davacı tarafa borçlu olduğuna, aksine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığına kanunen kanaat getirilmiştir. Davacı tarafın özel ve teknik olarak incelenen kayıtları gereğince aşağıda belirlendiği şekilde davalı taraftan mevzuat ve sözleşme gereğince alacağının bulunduğu, davalı tarafın yukarıda açıklamalar ışığında hesaplanan miktar kadar sorumlu olduğu, aşağıdaki miktar kadar davacının davasını ispatladığı değerlendirilerek davalı tarafın itirazında aşağıdaki hükümde belirlendiği gibi haksız olduğu ve sorumlu olduğu, alacağın likit olduğu ve tazminata hükmolunması gerektiğine kanaat getirilmiş, saptanan ve hukuksal durum karşısında aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davacının davasının kabulü ile; İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı ( Eski Bakırköy ... İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı) takip dosyasına yapılan itirazın iptaline takibin kaldığı yerden devamına davacı lehine 5.171,87 TL icra inkar tazminatına hükmolunmasına davalıdan tahsiline davacı tarafa verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı alacaklının Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip yaptığını, kendileri tarafından takibe hem yetki yönünden hem de alacak yönünden itiraz edildiğini, davacının itirazın iptali davasını Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/782 Esas sayılı dosyası ile açtığını, ancak 2017/384 Karar sayılı kararla yetkisizlik kararı verilmekle, davanın yerel mahkemenin 2017/605 Esası ile görüldüğünü, yargılama sırasında davacının, yetkisizlik ve borca itirazları nedeni ile durdurulan takipten İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayısı ile yeniden ödeme emri tebliğ ettiğini, yeni ödeme emrine de borca itiraz ve derdestlik yönünden itiraz edildiğini, bu hali ile itirazdan itibaren 1 yıl içinde açılan bir dava olmadığını, Davaya cevaplarının gerekçeli karara geçirilmediğini, mahsup talepleri yönünden de bilirkişi hesaplaması yapılmış olmasına rağmen bu hesaplama ve neden kabul görmediğinin kararda hiç belirtilmediğini, bir yıl içinde harcı ödenerek açılmış bir dava da olmadığını, davacı tarafça takipten 1 yıldan fazla zaman geçtikten sonra harç yatırıldığını, Taraflar arasında imzalanan 25/05/2015 tarihli sözleşme ile müvekkil şirket çalışanlarının maaşlarının 2 yıl davacı banka aracılığıyla ödenmesi karşılığında müvekkiline promosyon ödemesi yapıldığını, sözleşmenin, 11. madde uyarınca 3 ay önceden ihbar edilmediğinden kendiliğinden aynı şartlarla yenilendiğini ve müvekkilinin maaş ödemelerini davalı banka aracılığı ile yapmaya devam ettiğini, sözleşmenin yeni promosyon miktarı ile 01/09/2014 tarihinde yenilendiğini, başlangıçta 56 olan personel taahhüdünün 119 adete çıkartıldığını, ancak 25/05/2014 ilk sözleşme bitiş tarihi ile 01/09/2014 yeni sözleşme tarihi arasındaki 4 aylık ödenmeyen (kendi hesaplarına göre 1.666,66 TL ) promosyon alacaklarının davacı talebinden mahsup edilmesinin talep edildiğini, ancak mahsup taleplerinin kabul edilmediğini, gerekçesinin de kararda gösterilmediğini, Davacı bankanın 09/03/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi fesih ettiğini, artık müvekkilinin bu tarihten sonra sözleşme sonuna dek 7 ay sözleşmeye uyma yükümlülüğü olmadığını, bu nedenle bu aylar için mahsup yapılması gerekir iken, bu taleplerinin de gerekçesi de gösterilmeden kabul görmediğini, sözleşmenin davacı tarafça fesih edildiğini, ancak fesih tarihine dek davacı banka aracılığı ile yapılan maaş ödemeleri hesabının, promosyon ödemesinden mahsup edilmediğini, Ekim 2015 dönemine dek müvekkili şirketin muntazaman edimini yerine getirdiğini, ihtarname ile sözleşme fesih edilmeden edime uyulması talep edilmiş olsa idi müvekkilinin seçimlik hakkı olabileceğini, ancak davacının hakkını kötüye kullandığını, Tüm mahsup talepleri uyarınca davacının talep edebileceği miktarın hesaplarına göre 4.030,00 TL olduğunu, ancak mahkemenin, müvekkili şirket sanki hiç edimini yerine getirmemişcesine promosyon iadesine ve cezai şart ödenmesine karar verdiğini, icra takibi ile talep edilen miktar farklı - dava dilekçesindeki miktar farklı olmasına- talep edilen likit bir alacak olmayıp yargılamaya ihtiyaç bulunmasına rağmen kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, açılan dava, itirazın iptali davası olduğundan, takip alacağı ile davada talep edilen miktar farklı olduğundan fazladan talep edilen 6.469,64 TL'nin dava konusu yapılmasına muvafakatleri bulunmadığını belirtilmişlerse de bu taleplerinin kabul edilmemesinin de yasal olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek davanın reddine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında yapılan ... sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz etmesi üzerine, davalının itirazının iptali için davacı tarafça Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/782 Esas sayılı dosyası ile 25/08/2016 tarihinde dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 02/05/2017 tarihinde yetkisizlik kararı verilerek (24/06/2017 tarihinde karar kesinleşmiştir.) dosya istinafa konu kararı veren İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, 05/07/2017 tarihinde mahkemenin yukarıda belirtilen esas sırasına kayıt edilmiştir. Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/782 Esas sayılı dosyasında yetkisizlik kararı verilip, dosya İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekilinin Bakırköy ... İcra Müdürlüğüne ibraz edilen 05/03/2018 havale tarihli dilekçe ile, dosyanın İstanbul İcra Tevzi Müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiği, talep üzerine 07/03/2018 tarihli yazı ile icra müdürlüğünce, alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul ettiği belirtilerek dosyanın İstanbul İcra Tevzi Bürosu'na gönderildiği, dosyanın İstanbul .. İcra Dairesi'nin ... Esas sırasına kayıt edildiği, davacı vekilince icra müdürlüğünce 20/03/2018 tarihinde ödeme emri tanzim edilerek, davalı borçluya tebliği üzerine davalı vekilince 23/03/2018 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği görülmektedir. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilmesi, HMK'nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. Yargılama sırasında davalının yetki itirazının davacı tarafça kabul edildiği dikkate alındığında, ortada yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi ve dava açılmadan önce yetkili icra dairesi tarafından davalıya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmamaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi, itirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın esastan karara bağlanılması doğru görülmemiştir. Belirtilen husus istinaf sebebi yapılmamış ise de, HMK'nın 357 maddesi uyarınca kamu düzeninden olduğundan dairemizce resen incelenip, değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 355 ve 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/04/2019 tarih ve 2017/605 Esas - 2019/414 Karar sayılı kararının HMK'nın 355 ve 353/1-b2 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; a)Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, b)Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30.TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 805,19 TL ( 29,20 TL peşin harç + 775,99 TL tamamlama harcı ) harçtan mahsubu ile bakiye 745,89 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 3-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 441,61 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 8-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gidiş-dönüş masrafı 47,20 TL olmak üzere; toplam 168,5 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansı varsa, talep halinde ilgili tarafa iadesine, 10-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.