Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2140
Karar No: 2021/1482
Karar Tarihi: 26.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2140 Esas 2021/1482 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2140
KARAR NO: 2021/1482
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/491 Esas - 2019/503 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2015 yılından takip tarihine kadar olan cari hesap ilişkisi sonucunda müvekkilinin davalıdan bakiye 21.499,00 TL alacağının bulunduğunu, davalının ihtara rağmen borcu ödemediği gibi 7.889,12 TL bedelli ve 13.026,10.TL bedelli 2 adet fatura gönderdiğini, davalının gönderdiği faturaların ihtarname ile iade edildiğini, davalının borcu ödememesi üzerine Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya cari hesap ilişkisinden doğan borcunu ödediğini, müvekkilinin davacıya 318 ve 190 adet tekstil ürününün satışına ilişkin faturaları keşide ettiğini, davacının bu faturaları 20/11/2017 tarihinde tebliğ aldığını, yasal süresinde faturalara itiraz etmediğini, dolayısıyla davacının fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağını, bu nedenle davacı tarafından 2 fatura tutarı olan 20.925,22 TL'nin borçtan düşülmemesi halinde, müvekkilinin bu tutar kadar alacaklı olduğunu, takas ve mahsup taleplerinin bulunduğunu belirterek, davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/04/2019 tarih ve 2018/491 Esas - 2019/503 Karar sayılı kararı ile; "... taraflar arasında cari hesap benzeri ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya satışı yapılan mallara ilişkin olarak faturalar düzenlenerek cari hesaba alacak olarak kaydedildiği, tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacının davalıdan bakiye 20.917,03 TL alacağının kaldığı, esasen bu alacağın varlığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından düzenlenmiş olan 25/10/2017 ve 31/10/2017 tarihli ve toplam 20.915,22 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığı, davacı tarafından davalının düzenlediği bu faturalara yasal süresinde itiraz edilmemiş olsa da bu durumun faturalar konusu malların teslim edildiğini kabule yeterli olmadığı, bu hususun ayrıca davalı tarafından kanıtlanması gerektiği, ancak davalının buna ilişkin delil sunmadığı, aksine davalı vekili tarafından sunulan 21/03/2019 tarihli dilekçede söz konusu malların davacı tarafça teslim alınmadığının kabul edildiği, dolayısıyla davacıya teslimi yapılmayan bu faturalar konusu mallar nedeniyle davacının tespit edilen alacağından indirim yapılmasının mümkün olmadığı, sonuç olarak davacının davalıdan 20.917,03 TL alacağının bulunduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının itirazında haksız olması nedeniyle davacı yararına tazminata hükmedilmiş, davacının takipte kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla reddedilen kısım yönünden davalı yararına tazminat koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. " gerekçeleri ile; " 1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 2-Davalının Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, 3-Takibin 20.917,03 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, 4-Kabul edilen asıl alacak tutarı olan 20.917,03 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine, 6-Fazlaya ilişkin istemin reddine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan borçların, müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, herhangi bir borç bulunmadığını, Tarafların ticari ilişkileri sırasında müvekkilinin, davacıya 25.10.2017 tarihli 318 adet tekstil ürününün satışının konu edinen faturayı ve 31.10.2017 tarihli 190 adet tekstil ürününün satışını konu edinen faturayı keşide ettiğini, davacının, sözkonusu faturaları 20.11.2017 tarihinde tebliğ aldığını, bu hususun Bakırköy ... Noterliği'nin 28/11/2017 tarihli ve ... numaralı ihtarnamesi ile davacının da kabulünde olduğunu, davacının aynı ihtarname ile faturalara itiraz ettiğini, bunun üzerine kendileri tarafından Beyoğlu ... Noterliği'nin 07.12.2017 tarihli ihtarnamesi ile 6102 Sayılı Kanun'un 21/2 hükmü uyarınca faturaya itirazın faturanın teslim alındığı günden başlamak üzere 8 gün içinde yapılmadığı durumda, faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının belirtildiğini, 20/11/2017 tarihinde tebliğ alınan faturalara itiraz için yasal sürenin 27/11/2017 tarihinde sona erdiğini, davacının faturalara süresi içerisinde itiraz etmediğini, bu nedenle 6102 Sayılı Kanun'un 21/2 hükmü uyarınca fatura içeriğinin kesinleştiğini, faturaların içeriği kabul edildiği halde, dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, faturaların kabulü ile davacı firmanın müvekkiline fatura bedellerini ödeme borcunun doğduğunu, bu nedenle davacının icra takibine dayanak olarak sunduğu cari hesabın hukuka aykırı olduğunu, bu hususlar gözardı edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2018/19-4 K. 2018/80 T. 24.1.2018) belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının, davalıdan bakiye 20.917,03 TL alacağının varlığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın davalı tarafça düzenlenen 25/10/2017 ve 31/10/2017 tarihli toplam 20.915,22 TL tutarlı iki adet fatura nedeniyle davalının da davacıdan alacaklı olup olmadığı, dolayısıyla davalının takas/mahsup talebinin yerinde olup olmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 92- (1) maddesinde "Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter." hükmü, 6102 sayılı TTK'nın 21(2) maddesinde ise "Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır." hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamından anlaşıldığı ve davalı tarafça da beyan edildiği üzere, davalının davacıdan alacağına dayanak olarak bildirdiği faturaların, davacı tarafça 20.11.2017 tarihinde tebliğ alındığı, 28.11.2017 tarihinde de noter ihtarnamesi ile itiraz edilerek iade edildiği görülmektedir. TTK'nın 21(2) maddesinde faturaya itiraz süresi gün olarak belirlenmiş olup, HMK 92(1) hükmüne göre, tebligat yapılan gün, hesaba katılamayacağından davacı tarafça faturalara itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi ispatlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK'nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Ayrıca, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Davacı tarafça, söz konusu faturaların tanzimine dayanak sözleşme ilişkisi kabul edilmemiştir. Davalı vekilince sunulan 21/03/2019 tarihli dilekçede de, söz konusu faturalara konu ürünlerin davacının istediği ürünler olup hazır edildiği, ancak davacının ürünleri teslim almadığı beyan edilmiştir. Bu hali ile, davacı tarafça süresinde faturalara itiraz edildiği gibi, davalı tarafça sözleşme ilişkisi ve mal teslimi ispatlanmamış olup, davalının takas/mahsup talebinin ve ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.428,84 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 357,4 TL ( 44,40 TL + 313,00 TL ) harcın mahsubu ile bakiye 1.071,44 TL' nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi