2. Hukuk Dairesi 2020/1016 E. , 2020/4812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tamamına yönelik olarak, davalı ... tarafından ise katılma yolu ile temiz talebi ve tedbir kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı ... vekili 14.01.2020 tarihli dilekçeyle temyiz talebinden feragat ettiklerini bildirdiğinden davalı ..."ın temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacının temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Dava; muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkidir. İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, pozitif hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 18.) maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede, "Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır, şeklinde tanımlanabilir. Taraflar ister yalnız bir görünüş yaratmayı, ister ikinci bir gizli işlem yapmayı arzu etmiş olsunlar, görünüşteki (zahiri) işlem tarafların gerçek iradelerine uymadığından, ilke olarak herhangi bir sonuç doğurmaz. Muvazaada görünüşteki işlemin her türlü hukuki sonuçtan yoksun olması, tarafların ortak iradelerinin bu yolda olmasından kaynaklanmaktadır. (HGK 23.01.2020 tarih ve 2017/1-1247 Esas, 2020/47 Karar)
Davacı kadın dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalı eş ..."in sadakatsiz olduğu ve davalı ... ile evlilik dışı ilişkisi olduğu, dava konusu taşınmazı mal kaçırmak maksadı ile bedelsiz olarak davalı kadın adına devrettiği, açık rızasının alınmadığı, dava konusu taşınmazın davalı kadın adına olan kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini talep ve dava etmiştir. Mahalli mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacı kadının TMK m. 194 istemine dayalı açtığı davanın reddi ile muvazaa istemine dayalı davanın tefrikine, yargılama yapmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması sebebi ile görevsizlik kararı verilmiş, mahalli mahkemece muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından istinaf edilmiş ve ilgili bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı kadın ile davalı ..."in evli oldukları, dava konusu edilen taşınmazın 1997 yılında davalı eş adına tescil edildiği ve aile konutu olarak kullanıldığı, davalı eşin, diğer davalı ... ile evlilik dışı birlikteliği olması sebebi ile davacı kadının aile konutu olarak kullanılan taşınmazdan ayrıldığı, dava konusu taşınmazın 2013 yılında davalı ... adına tescil edildiği, dinlenen tanık beyanları ve davalı eşin de kabulünde olduğu üzere davalı ... ile davalı eşin, evlilik dışı birlikteliği olduğu, üç senden bu yana dava konusu taşınmazda birlikte yaşadıkları, dava konusu taşınmazın tescil işleminin bedel alınmaksızın yapıldığı anlaşılmış olup, davalı eşin, davacı kadın ile arasında var olan boşanma davası nedeniyle mal kaçırmak amacı ile dava konusu taşınmazı diğer davalı adına satış göstermek suretiyle devrettiği, davalı eşin asıl iradesinin gizli bağış niteliğinde olduğu, görünüşteki sözleşmenin niteliğinin tamamen değiştirildiği, dava konusu taşınmazın davacı kadından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devredildiği, bu hali ile davacı kadının davasını ispat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.10.2020 (Prş.)