Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/30846 Esas 2015/4125 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/30846
Karar No: 2015/4125
Karar Tarihi: 09.02.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/30846 Esas 2015/4125 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/30846 E.  ,  2015/4125 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin 04.08.2006 tarihinde davalı ...."nin ...mağazasında bulunan şubesinde çalışmaya başladığını ve 30.03.2009 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, işyerinin 03.03.2009 tarihinde diğer davalı şirket olan ... Şti."ye devredildiğini ve müvekkilinin çalışmasına devam ettiğini ancak 30.03.2009 tarihinde iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ve ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Tasarım...vekili, müvekkili şirketin diğer davalı ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığını herhangi bir işyeridevir ilişkisinin olmadığını, davacının müvekkili şirket işçisi olarak çalışmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı...."ye usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davaya cevap dilekçesi vermemiştir
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    hüküm, davalı tasarım aksesuar muhafaza kapları san. Ve Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı)
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edilikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, mahkemece, davanın kısa kararında kabul edilen işçilik alacaklarından, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmiş ise de, gerekçeli kararda, bunun aksine davalılar arasında hukuki anlamda bir işyeri veya iş devri olduğunun tespit edilemediği belirtilmiştir.
    Bu durumda, kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki bulunduğu belirgindir.
    Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.