10. Hukuk Dairesi 2014/13152 E. , 2015/5254 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Davacı, 30.06.2006 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı olmadığının ve 30.11.2011 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi....... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; 17.04.2008 varide tarihli giriş bildirgesi ile limited şirket ortaklığından dolayı 12.09.2003 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edilen davacı, ortağı olduğu şirketin vergi kaydı 30.06.2006 tarihi itibari ile sona erdiğinden, bu tarihten itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın sonlandırılmasını 30.11.2011 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş, Mahkemece; davacının 01.07.2006-20.06.2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmadığının tespitine ve bu sigortalılıktan kaynaklanan prim borcunu ödediği tarihi takip eden aybaşı olan 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Mahkeme kararına esas bilirkişi raporunda ise davacının 01.06.1998-30.06.2001 ve 25.10.2010-30.01.2011 tarihleri arasında 1206 günlük.......Türk Cumhuriyeti’nde geçen hizmetlerinin de yurtdışı borçlanması olmaksızın, Türkiye’deki hizmetlerle birleştirilerek yaşlılık aylığı hesabının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının; 05.03.1984-20.06.1988 tarihleri arasında.... emekli Sandığı .... dolayı 1546 gün, 13.06.1988-07.10.1997 ve 21.06.2012-15.08.2012 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamında 3410 gün, 12.09.2003-30.06.2006 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında 1008 gün süresi olduğu anlaşılmaktadır.
3201 sayılı, Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk
vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” düzenlemesi vardır.
25.11.1999 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak 01.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile.... Arasında......Sözleşmenin “Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları” başlıklı V. Bölümünde “kısmi sözleşme aylığı” düzenlenmiş olup buna göre; 21. maddesinde, “Birbirini takip eden süreler içinde veya münavebe ile her iki ....Taraf mevzuatına tabi bulunan bir sigortalının yardım hakkının doğması, idamesi veya ihyasında her iki..... Taraf mevzuatına göre geçen sigortalılık süreleri aynı zamana rastlamamak şartıyla, birleştirilir. Ancak, ......, aynı zamana rastlayan sürelerden yalnızca kendi ülkesinde geçen süreyi dikkate alırlar.” düzenlemesi vardır.
Öte yandan 22. maddesinde, “21’inci maddede söz konusu olan bir sigortalının veya ölümü halinde hak sahibi kimselerinin talepleri üzerine yapılacak yardımlar, aşağıda yazılı fıkralar hükümlerine göre tespit edilir. Akit Taraflardan birinin Sosyal Güvenlik Kurumu kendi mevzuatına göre aylıkları tespit ederken, diğer Akit Taraf mevzuatına göre geçen ve aylığın hesaplanmasında dikkate alınması gereken sigortalılık sürelerini, bu süreler kendi mevzuatına göre geçmiş gibi dikkate alır. Sosyal Güvenlik Kurumunca bu suretle hesaplanacak nazari aylığın sigorta vak’ asından önceki süre içinde, kendi mevzuatına göre, sayılması gereken sigortalılık süresinin her iki .... Taraf mevzuatına göre dikkate alınması icap eden sigortalılık süreleri toplamına olan oranı nispetinde yardımın gerçek miktarını tespit eder. Bu suretle tespit edilen miktar, aylık olarak tahsis olunur. ...... Taraflardan birinin mevzuatına tabi olarak geçen prim ödeme süresinin 360 günden az olması halinde bu taraf mevzuatına göre hiçbir yardım yapılmaz. Ancak Akit Tarafların kendi mevzuatlarına göre geçen ve bu mevzuata göre dikkate alınması gereken sigortalılık süreleri müstakil olarak yardım hakkının kazanılmasına yetiyorsa bu hüküm uygulanmaz.” düzenlemesi vardır.
Diğer yandan 23. maddesinde, “... Taraflardan birinin mevzuatına göre, diğer... Tarafta geçen prim ödeme süreleri dikkate alınmaksızın aylığa hak kazanılması halinde bu mevzuata göre hesaplanan aylık tutarı, Anlaşma hükümleri uygulanmak suretiyle,.... Tarafların..... Kurumlarınca bağlanan aylıkların toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark müstakil olarak aylık bağlama durumunda olan Akit Tarafın Sosyal Güvenlik Kurumunca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine ödenir.” düzenlemesi vardır.
Yukarıdaki maddelerde “kısmi sözleşme aylığı” düzenlenmiş, olup borçlanma yapılmadan ....’deki hizmetlerin Türkiye’deki hizmetlerle birleştirileceği anlamına gelmemektedir.
Dava konusu somut olayda; davacı,.... hizmetleri gözetilmeden aylık bağlama şartlarına haiz ise de; bu süreler de hesaba katıldığında yaşlılık aylığı miktarı değişecektir. Mahkeme kararına esas bilirkişi raporunda ...’de geçen hizmetlerin yaşlılık aylığı hesabı yapılırken birleştirildiği görülmektedir....’de yapılan çalışmalar borçlanma yapılmaksızın tahsise esas alınamaz. Mahkemece; davacının
.....’deki hizmetlerini borçlanıp borçlanmadığı belirlemeden; Türkiye’deki hizmetlerle birleştirilip tahsis şartlarına esas alınması isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.