9. Hukuk Dairesi 2019/5386 E. , 2021/3821 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının davalı bünyesindeki ... Devlet Hastanesinde değişen farklı taşeronlar nezdinde sigortalı olarak 01/10/2001 tarihinden itibaren değişik polikliniklerde tıbbi sekreter olarak çalıştığını, halen çalışmaya devam ettiğini, davacının çalıştığı dönem boyunca hasta giriş kaydı, ameliyat malzemesi isteme, ameliyat listesi düzenleme, hekimin verdiği tetkiklerin barkodunu yazma, evrak takibi, veri kaydı, ilaç raporlarının düzenlenmesi, hizmet malzemelerinin bilgisayara girilmesi ve hasta çıkış işlemlerini yaptığını, davacının hasta ile doktor arasında köprü görevi gördüğünü davacının yaptığı iş her ne kadar davalı tarafından sürekli taşeron şirketlere yaptırılıyor olsa da yapılan işlerin hastanenin sürekli işlerinden olduğunu, davacının yaptığı tüm işlerin davalı bakanlık bünyesindeki hastanenin verdiği sağlık hizmetinin yürüyebilmesi için zorunlu hizmet olduğunu ve asıl iş olduğunu, yapılan işin teknolojik uzmanlık gerektiren bir iş olmadığını, taşeronlar sürekli değişse de davacının yaptığı işin davalı bünyesinde aralıksız devam ettiğini, davacı gibi Yenişehir Devlet Hastanesinde çalışan işçilerin işe kabulü, yeterlilik koşulları, giriş çıkış saatlerinin belirlenmesi, iş akdinin feshi, çalışma şekilleri ve koşullarının belirlenmesi yetkilerinin tümüyle davalı da olduğunu, davacının emir ve talimatları hastanedeki müdür, müdür yardımcısı, doktor ve şeflerden aldığını, davacının yıllık izne çıkma ve izin tarihlerinin de davalı bakanlığa bağlı hastane tarafından belirlendiğini, işe alımın da taşeron tarafından değil hastane tarafından yapıldığını, tüm bu sayılan nedenlerle davacının sigortalı göründüğü taşeron şirketler ile davalı bakanlık arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunu ve davacının işe başlama tarihinden itibaren davalı bakanlığın işçisi sayılması gerektiğini ve bir kamu kurumunun işçisi olarak 6772 sayılı kanun uyarınca kendisine ödenmesi gereken ilave tediye alacağının ödenmediğini ileri sürerek; muvazaa tespiti, davacının baştan itibaren davalının işçisi olduğunun tespiti ve ilave tediye alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davalı idarenin ihale makamı olduğunu, çalıştırdığı tüm işçilerinin özlük ve alacak haklarının yüklenicilere ait olduğunu, dolayısıyla davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı vekilince dava dilekçesinde belirtilen tüm işlerin hastanenin asıl iş olmayıp yardımcı iş niteliğinde olduğunu, yardımcı iş olması nedeniyle alt işveren şirketlere devredilebildiğini, davacının da veri personeli tıbbi sekreter olarak çalıştığını ve dolayısıyla taşeronlarla akdedilen sözleşmelerin muvazaalı hale gelmediğini, bu nedenlerle 6772 sayılı kanun ile kadrolu işçilere tanınan haktan faydalanamayacağını, Yenişehir Devlet Hastanesinde davacının çalıştığı firmanın da temsilcisinin bulunduğunu, bu görevlinin davacı ve diğer işçilerin yıllık izinlerini organize ettiğini, kartlı giriş çıkış kayıtlarını incelediğini, davacının kullandığı kıyafetin de yüklenici tarafından temin edilerek hastaneye teslim edildiğini, davacı vekilinin beyanlarının davalı idarenin denetim yetkisinde kaldığını ve bu hususun da sözleşmeyi muvazaalı hale getirmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulü ile; davalı ile dava dışı taşeron şirketler arasındaki ihale sözleşmelerinin davacı yönünden muvazaalı olduğunun ve davacının davalı Bakanlık bünyesindeki hastahanede ihale kapsamında dava dışı taşeron şirketler nezdinde çalışmaya başladığı tarihten itibaren davalı Bakanlığın işçisi sayılacağının tespitine ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren- alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6. maddesine göre bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren - alt işveren ilişkisi denir.
Muvazaa Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir.
İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun"un 2/7. maddesinde bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava dosyasına celp edilen ihale klasörleri ve işçi özlük dosyaları incelendiğinde, davacı işçinin görevi (tıbbi sekreterlik); veri hazırlama, veri girişi ve otomasyon işlemleri, hasta kabul işlemleri olarak belirlenmiştir. Davacının, fiili olarak tanık beyanları ile de ispatlandığı üzere; veri giriş ve çıkış işlemleri, röntgen işlemleri, reçete girişi, ilaç raporlarının tanzimi, malzeme temini, hasta kabul işlemleri, tahlil sonuçlarının giriş ve çıkışları, ameliyat malzemesi isteme, ameliyat listesi düzenleme, hekimin verdiği tetkiklerin barkodunu yazma ve sair veri hizmetlerinde çalıştığı sabittir.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameleri nazara alınarak yapılan değerlendirme neticesinde, davacının hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde çalıştırıldığı, yaptığı işlerin yardımcı iş kapsamında olduğu, alt işverene verilebileceği ve hizmet alım sözleşmesi kapsamında kaldığı, davalı ... ile diğer davalı şirket arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu ve bu itibarla muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davalı asıl işveren ...’nın, işin düzenli ve sağlıklı yürütülmesi bakımından verdiği emir ve talimatların, alt işverenin yönetim hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu da söylenemez. Anılan sebeplerle, davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu ve muvazaaya dayalı olmadığı kabul edilmelidir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi yerine, aksi kabul ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.