16. Hukuk Dairesi 2012/1964 E. , 2013/1005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyize konu Karabeyler Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 8 parsel sayılı 44.888,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, taksim, pay satın alma ve hibe, 156 ada 10 parsel sayılı 2.592,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 155 ada 5, 156 ada 13, 18, 27 ve 30 parsel sayılı 12.086,20, 31.227,05, 7.337,56, 12.735,54 ve 14.392,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, taksim ve pay satın alma, 155 ada 9 parsel sayılı 10.853,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve pay satın alma iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur. Yargılama sırasında ..., irsen intikal iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının ve müdahilin davalarının kabulü ile çekişmeli taşınmazların 10/28 payının davacı ..., 3/28 payının müdahil ..., 15/28 payının ise tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı ..."ün 24.08.2011 tarihli keşif tutanağında yer alan imzalı kabul beyanına göre davalılar vekilinin, çekişmeli 155 ada 9, 156 ada 27 ve 30 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile 155 ada 9, 156 ada 27 ve 30 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hükmün ONANMASINA,
2- Davalılar vekilinin çekişmeli 144 ada 8, 155 ada 5, 156 ada 10, 13 ve 18 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyizine gelince; davacı ..., çekişmeli taşınmazların tümünün babaları ..."ten intikal ettiğini, mirasçılar arasında taksim yapılmadığını ve annesine ait miras payını 26.05.1977 tarihli senetle devraldığını iddia ederek her bir taşınmazın 10/28 payının adına tescili istemi ile dava açmıştır. Müdahil ... da babası ..."den gelen miras payının adına tescilini istemiştir. Buna karşılık davalı taraf, mirasçılar arasında 1976 yılında taksim yapıldığını, bu tarihten beri herkesin kendisine düşen taşınmazı kullandığını, çekişmeli taşınmazlardaki dava dışı diğer kardeşlerinin payını satın aldığı ve ayrıca bir kısım taşınmazların mirasçı olmayan üçüncü kişilerden satın aldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların murisi ..."ten kaldığı, mirasçılar arasında usulüne uygun bir paylaşma olmadığı gerekçesiyle ve mirasçılar arasındaki pay satışlarına değer verilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazların öncesinin tarafların murisi ..."e ait olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ne var ki davalı taraf, çekişmeli 155 ada 5 ve 156 ada 18 parsel sayılı taşınmazları, Selendi Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 28.05.1969 tarih 1968/90 Esas 1969/74 Karar sayılı Sulh ilamıyla taşınmazların kendilerine bırakıldığı şahıslardan olan ..."ten satın aldığını ileri sürmüştür. Davalı taraf ayrıca çekişmeli taşınmazlardan diğer bir kısmının ... tarafından dava dışı başka şahıslara satıldığını kendilerinin de bu kişilerden satın aldığını savunarak buna ilişkin bir kısım senetleri dosyaya ibraz etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın savunmasında yer alan Selendi Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 28.05.1969 tarih 1968/90 Esas, 1969/74 Karar sayılı Sulh ilamının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmişse bu ilama konu çekişmeli 155 ada 5 ve 156 ada 18 parsel sayılı taşınmazların üçüncü kişilerin kullanımına geçip geçmediği araştırılmamış ve dayanılan satış senetleri tartışılıp değerlendirilmemiştir. Öte yandan taksime ilişkin araştırma da yeterli değildir. Ayrıca mahkemece varılan sonuç, kadastro tutanağında yer alan ve dinlenilmeyen bir kısım tespit bilirkişilerinin beyanları ile çelişmekte olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/1. maddesi uyarınca, tespite aykırı sonuca varılması halinde çelişkinin giderilmesi için tespit bilirkişilerinin de tanık sıfatıyla dinlenmesi gerektiği halde tespit bilirkişilerinin tümünün tanık sıfatıyla dinlenilmesi gerektiği de düşünülmemiştir. Bu Tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için usulünce belirlenecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve yine tarafların dayandığı senetlerdeki tanıklarla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişileri huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında öncelikle, evvelce muris ..."ye ait olduğu kabul edilen taşınmazların herbirinin kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne şekilde tasarruf edildiği sorulup saptanmalı, davalı dayanağı Selendi Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 28.05.1969 tarih 1968/90 Esas, 1969/74 Karar sayılı Sulh ilamının kesinleştiği tespit edildiği taktirde bu ilama konu çekişmeli 155 ada 5 ve 156 ada 18 parsel sayılı taşınmazların sulh ilamı sonrasında zilyetliğinin, ilamın tarafı olan üçüncü kişilere geçip geçmediği ve tarafların dayanağı olan satış senetlerinin çekişmeli taşınmazlara uyup uymadığı kesin olarak belirlenmeli, üçüncü kişiler tarafından davalı ..."e yapılan satışların geçerli olup olmadığı irdelenmeli, taşınmazların zilyetliğinin devredilmediği ve ölüm tarihine kadar muris ..."ün zilyet olduğunun anlaşılması halinde senetlere değer verilemeyeceği gözönünde bulundurulmalı, bu durumda, tüm mirasçıların veya temsilcilerinin katıldığı geçerli bir paylaşmanın olup olmadığı, bu paylaşımda hangi mirasçıya nerenin düştüğü belirlenmeli, davalı tarafın, taşınmazları 1976 yılında paylaştıklarını ileri sürmesine rağmen sonraki tarihleri taşıyan senetlerle davada taraf olmayan kız kardeşlerinin paylarını satın aldığına ilişkin iddiasının ne anlama geleceği tartışılmalı, tespite aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişilerinin tümü taşınmazlar başında dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yetersiz araştırma ve uygulama ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 144 ada 8, 155 ada 5, 156 ada 10, 13 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar yönünden BOZULMASINA, 15.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.